Elbette siyasette krizler bitmez!
Ünal Üstel kazandı…
“Atanmış”tı, “seçilmiş” oldu!
-*-*-
Şimdi UBP’yi ve haliyle ülkeyi yönetme becerisini göreceğiz…
-*-*-
Efendim, “küskünler, kurultayda Hasan Taçoy’u destekleyenler, önümüzdeki kısa, orta ve uzun vadeli süreçlerde kesinlikle kriz çıkaracak”…
Bu iddiaya katılmanız çok kolay…
Veya bu beklenti içerisinde olmak çok normal…
-*-*-
Olabilir!
Ama Türkiye işin içindeyse ki evet içindedir; UBP’de “mızırlık” edebilecek bronzo olabileceğini hiç sanmıyorum!
-*-*-
Olur mu?
Bravo derim!
Ama siyasi ömrü mutlak anlamda biter!
İlk genel ya da erken genel seçimde, genel başkan adaylığını bile veto edebilir!
Yaaa!
-*-*-
Efendim, Meclis Başkanlığı seçiminde kriz yaşanacak…
Zorlu Töre yeniden başkan olmak istediğini açıkça ilan etti…
Kurultayda, Üstel’in yanında durdu…
-*-*-
Üstel, burada da liderlik sergilemek zorunda…
Faiz Sucuoğlu’na bu makamla ilgili söz vermiş olduğu iddia ediliyor…
Zorlu Töre kızar – küser ve mızırlık çıkarır mı?
Burada da Türkiye işin içindeyse, kesinlikle sıkıntı çıkmaz…
-*-*-
Kabine değişir ve bazı kişiler görevden alınır ya da bazı kişiler beklediği görevi almazsa kriz çıkar mı?
Bunu çözmek de “atanmış abi”likten, “seçilmiş liderliğe” terfi eden Üstel’i bekleyen bir diğer “kriz!”
-*-*-
Ve gelelim “Cumhurbaşkanlığı” konusuna…
Ersin Tatar, “açı bir şekilde yapmamış olabilir” ama Üstel ile çok iyi ilişki içerisinde olduğunu söyleyen, kesinlikle yalancıdır!
Üstel’in zaman zaman Tatar’ın telefonlarına bile yanıt vermediğini herkes biliyor…
-*-*-
Peki, UBP, önümüzdeki yıla damgasını vuracak “Cumhurbaşkanlığı Seçimi”nde, kimi aday gösterecek?
Elbette Türkiye bu noktada çok etkili olacak ama görüntü, kurultaydaki oy oranı bence “Üstel”i işaret ediyor…
-*-*-
Aslında işin aslı şu: Türkiye’yi ve fazladan KKTC’yi yöneten “kişi, kişiler, ekipler” eğer dilerse UBP’de çok rahat kriz çıkarıp, birkaç ay içerisinde erken seçim ortamı yaratabilir…
-*-*-
Aynı kişi, kişiler ya da ekipler diledikleri kişiyi meclise, KKTC’ye başkan adayı hatta başkan seçtirebilir…
-*-*-
Dolayısıyla demokrasiydi, oydu, buydu diyerek çok da şey etmemekte fayda görüyorum!
-*-*-
Son bir not: UBP’nin 23’üncü olağan kurultayına bakarak bir de şu yorumu yapmazsam olmaz; Cevdet Yılmaz, Binali Yıldırım’ı dövdü!
Türkiye’nin Kıbrıs siyasetinde açık değişiklik mi?
YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı sosyal medyada bir paylaşım yaptı…
Ersin Tatar, Tahsin ve Ünal abimlerin “çok beğendiği”; AKSA’nın gazetesinin “zafer” diye nitelediği Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararının gerçek yüzünü aktardı…
-*-*-
Kanatlı’ya göre “… bu karara olumlu diyebilen UBP, HP ve diğerleri ya YKP gibi düşünmeye başladı ya da kararı görmeden konuşuyorlar”...
-*-*-
Çünkü karar diyor ki “… Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1. maddesini ihlal ettiniz…”
Aynı karar daha sonra da diyor ki yani başka mülk satıp yeni ihlal yapmayacağınız genel tedbirleri bize bildirin”… (… of general measures preventing similar violations)
-*-*-
Kanatlı diyor ki; “… bizce karar çok güzel de, UBP – Ersin – Tahsin – Ünal falan nasıl güzel dedi anlamadım!”
-*-*-
Ben de anlamış değilim sevgili Murat!
Hatta ben birkaç hafta önce Ersin beyin, “… 1960 anlaşmalarını öven açıklamasını da anlamamıştım…”
-*-*-
Acaba diyorum, inceden inceden, Türkiye’nin Kıbrıs siyaseti, “Sisi ve Esad siyasetleri gibi…” değişip – eskiye mi dönüyor?
-*-*-
Murat Kanatlı’nın da vurguladığı gibi; Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararında, “… mülkiyet iadesinden de söz ediliyor”…
Hem de açıkça!
-*-*-
Kanatlı diyor ki; “… Bize göre bu da güzel ve direkt Maraş'taki mülklerin iadesinden bahsedilmektedir ama bunu da beğenen Tahsin, Ünal ve Ersin beyler olunca ayni şekilde sevinemiyor insan...”
-*-*-
Kanatlının bir de şüphesi var: “… Acaba Ersin bey ahaliyi gizli gizli iade kararına alıştırmaya mı çalışıyor?”
-*-*-
Murat Kanatlı, KKTC tarafında “zafer” diye sunulan kararda, örneğin Xenides-Arestis davasına atıf yapılıyor ve deniyor ki; “… Türk yetkililerden yanıt alamamaktan dolayı derin üzüntü duyuyoruz"…
-*-*-
Ve Kanatlı paylaşımının sonunda şu yorumu yapıyor:
“… Kimse hiçbir şeyi okumuyor, memnunuz diyorlar... Sonra ver mehteri de tamamız...”
-*-*-
Dediğim gibi; Türkiye, Kıbrıs sorununda, UBP’nin gereksiz – yersiz – saçma sapan kurultay kararına rağmen, siyasetini değiştirmiştir, değiştirmek üzeredir veya değiştirmek zorundadır…
Kalleş Sisi’den kardeş Sisi’ye; Esed’ten Esad’a geçişte olduğu gibi…
Bizimkiler mi?
Hep gaz, hep mehter ve hep boş!
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet ilkokul, ortaokul ve liselerinde 2024-2025 eğitim yılı bir haftalık abuk sabuk gecikmeyle bugün başlıyor… Polis, açıklama yaparak oluşabilecek trafik sıkıntıları konusunda uyarıda bulundu… Açıklamada, “Trafikte herkesin birbirine saygı göstererek kurallara uyması halinde, yaşanacak üzücü olayların önlenebileceğini hatırlatır, güvenli ve kazasız bir eğitim yılı geçirmenizi temenni ederiz” denildi… Katılıyorum… Bugün özellikle Lefkoşa’da trafiğe çıkacak olanlara da Allah’tan sabır diliyorum… Umarım trafikteki görüntü fotoğraftaki şekilde olmaz…