Yaz sıcağı, tembellik derken, siyaset kızıştıkça kızıştı, hareketlilik arttı. Bir taraftan hükümeti hangi partiler kuracak, bakanlıklar nasıl paylaşılacak, kimler bakan olacak, Meclis Başkanı kim olacak sorularına yanıt aranırken, bir taraftan da UBP’de ardı ardına gelişmeler yaşanıyor.
28 Temmuz’un acı tokadı karşısında ‘toparlanma’ sürecine girmek isteyen UBP bu yönde de adımlar atmaya başlıyor.
UBP Genel Başkanı İrsen Küçük’ün milletvekili seçilememesinin ardından partide ‘başkanlık krizi’ yaşanırken, dün bu krizin aşılması için kararlar alındı.
Ve 2 yıldır ülke gündemini meşgul eden UBP Kurultayı’nın bir daha yaşanmaması için süratle kararlar alındı.
Neydi bu kararlar?
Öncelikle Kurultay’da ‘tek ismin’ aday olması konusunda mutabakata varılması…
Oylama yapıldı, Nazım Çavuşoğlu, Sunat Atun ve Hüseyin Özgürgün yarıştı. İpi Özgürgün göğüsledi.
Daha önce de kısa bir süre UBP’de başkanlık yapan Özgürgün şimdi 2’nci kez bu görevi devralmaya hazırlanıyor.
Peki siyasi geçmişinde ne gibi ayrıntılar var Özgürgün’ün?
Özgürgün, uzun süre Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun ‘prensi’ olarak adlandırıldı.
11 Şubat 2006 tarihinde yapılan UBP Olağanüstü Kurultayı’nda Eroğlu’nun desteği ile UBP Genel Başkanı olarak seçildi.
Kısa bir süre yaklaşık 6 ay bu görevi yürüttü, ancak ‘deneyimsizlik’ sonucu 16 Aralık 2006 tarihinde görevi bıraktı.
2009 yılında Eroğlu Hükümeti’nde Dışişleri Bakanı oldu, bu görevini İrsen Küçük hükümeti döneminde de sürdürdü.
Özgürgün geçtiğimiz yıl yapılan tartışmalı UBP Kurultayı’nda Divan Başkanlığı görevini yürüttü. Kurultay’da İrsen Küçük’ü destekledi. ‘İtirazlı’ kurultay sonucuna İrsen Küçük lehinde karar verdi, ‘başkanlığını’ ilan etti.
UBP’nin mahkemeye düşmesini sağlayan kararı aldı.
UBP Kurultayı’nın 2’nici turu yapıldı, yine desteğini İrsen Küçük’ten yana belirledi.
28 Temmuz seçimlerinin ardından Kurultay’da aday olacağı sinyalini verdi.
Ve dün Parti Meclisi’nde milletvekilleri arasında yapılan oylamada Özgürgün, bir kez daha UBP Genel Başkanlığı’na getirilmeye hazırlanıyor.
Peki uzunca bir süredir İrsen Küçük yanında yer alan Özgürgün’ün Eroğlu ile ilişkileri şimdi ne olacak?
UBP’de halen ağırlı olduğu bilinen Eroğlu’nun bu kararın alınmasındaki etkisi neydi?
Bu uzunca süre planlanan bir operasyon muydu?
Eroğlu, ‘prensini’ tahta çıkarmak için derin ve sessizden bu işlerin içinde yer aldı mı?
Yoksa ‘masumca’ yapılan bir seçim sonrası Özgürgün’ün ismi çıktı?
Daha önce 6 ay başkanlık yapan Özgürgün’ün bu kez başkanlık ömrü ne kadar olacak?
Ancak günün özeti; UBP’de o kadar çalkantının ardından, sıkıntısız kazanan Özgürgün oldu.
-------------------
‘İlkesel duruş’ dedi, istifa etti
Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Göktürk Ötüken, görevinden istifa etti. Eroğlu’nun yakın çalışma ekibinde yer alan Ötüken istifasını ‘TWİTTER’ sayfasında duyurdu.
İşte Ötüken’in ‘ istifam ilkesel bir duruştur’ diyerek vurguladığı açıklaması:
“2 Temmuz 2013 tarihinden beri aktif olarak görev yapmadığım Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü’nden istifa ettiğimi kamuoyuyla paylaşma zamanının artık geldiğine inanarak bu açıklamayı yapıyorum.
İstifam ilkesel bir duruştur. Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü gibi onurlu bir görevden istifa edebilecek bir noktaya gelmişsem bunun nedenlerinin iyi araştırılması gerektiğine inanmaktayım almış olduğum siyasi terbiye yetkilerimi kullanamadığım, sorumluluklarımı yerine getiremediğim bir görevi iade etmeyi gerektirmektedir. Görev yaptığım süre içerisinde bana yardımcı olan başta Sayın Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu olmak üzere daha önce görev yaptığım Başbakanlık personeline ve son görev yerim olan Cumhurbaşkanlığı personeline çok teşekkür ederim.
Hayatımın bundan sonraki döneminde mensubu bulunmaktan gurur duyduğum Ulusal Birlik Partisi’nden siyaset yapmaya devam edeceğim.”
------------------------
Atun hevesliydi ama olmadı
UBP Mağusa Milletvekili Sunat Atun, istediği hedefe ulaşamadı. İrsen Küçük’ün başkanlıktan istifası ile birlikte adı UBP başkan adayları arasında geçiyordu. Hatta sırf bu nedenle UBP Mağusa İlçe Başkanlığı görevinden alınmıştı.
Kurultay’da aday olacağı yönünde sinyaller vermişti, hazırlığa başlamıştı. Ancak olmadı. UBP’de hızlı ve ani gelişmeler yaşanınca Atun’un başkanlık adaylığı hayal oldu.
Dün Parti Meclisi’nde başkanlığa aday olan Atun, katılan diğer aday Nazım Çavuşoğlu gibi milletvekillerinden yeterli oyu alamadı.
------------------------
TDP’de Hüdaoğlu aday olacak mı?
UBP’nin yanı sıra TDP’de de 28 Temmuz seçimlerinin ardından bir değişim süreci başladı. TDP, seçimlerde istediği başarıyı sağlayamayınca, tüm yetkili organlarını değiştirme kararı aldı. Ve Ocak 2013’te yapılacak Kurultay’ı öne çekme çalışmalarına başladı.
TDP’de başkanının kim olacağına yönelik çalışmalar, kulis çalışmaları da devam ediyor. Başkanlığa açık açık yeşil ışık yakan isim Cemal Özyiğit… Ancak Turizm Bakanı Mehmet Harmancı’nın bakanlıkta gösterdiği başarı ile hızlı çıkışı TDP’liler tarafından ‘Harmancı Başkan olmalı’ söylemini de gündeme getirdi.
Ancak bir güçlü isim daha var adaylık için konuşulan o da; Suphi Hüdaoğlu…
Her ne kadar 28 Temmuz seçim sürecinde TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı ile ters düşse de, yetkili organlardan istifa etse de, Hüdaoğlu’nun partideki ağırlığı bertaraf edilemez.
-----------------------
Demokrasi diyorsanız, işte demokrasi
Doğuş Derya'ya istediğinden alâ reyting sağladınız... Bir gerçeği hatırlatayım: (Mesela) Vekillerin dokunulmazlığı trafikte istedikleri gibi sürüş yapma özgürlüğüne sahip olmaları için verilmez... Meclis'te özgürce ve korkusuzca görüşlerini söyleyebilmeleri verilir. Buna Meclis dokunulmazlığı diyeceğiz ama bakıyorum ki olay sanki televizyon ekranlarına düşmüş bir tartışma olarak yargılanıyor. Hiç hoşumuza gitmese de ki benim de gitmedi, içinde hakaret ve terbiyesizlik yoksa her vekilin beyanı muteberdir. Tabi ki eleştirilecektir nitekim eleştirilmektedir. Bırakın konuşsunlar beyinlerini yüreklerini açsınlar içlerini görelim. İşte o zaman çok daha iyi anlaşır, birbirimizi çok daha iyi anlarız. Demokrasi diyorsanız işte demokrasi...Eşref Çetinel