UBP’nin 22 vekili yeniden adaymış.
O kadar başarılı işlere imza atmışlar o kadar meclis çalışmalarına katkıda bulunmuşlar ki bir dönem daha aday olmak için kolları sıvamışlar…
Peki ne yaptı bu vekiller de tekrardan seçmenin karşısında çıkıp oy isteyecekler;
BAŞBAKAN İRSEN KÜÇÜK: Söylediği yalanlar ve yaptığı uygulamalar ile hem parti içinde hem de toplumda infiale neden oldu. Parti içi kavgalarının yanı sıra, Cumhurbaşkanlığı ile yaptığı kavgalar sonucu, halkın sinir sistemine zarar getirdi. TC makamları önünde ‘şükran’ bildirdi her daim, kendi halkından uzaklaştı. Hep söz verdi, yapmadı, partideki bölünmede ana neden olarak bilindi.
ULAŞTIRMA BAKANI ERSAN SANER: Genç bir isim olarak siyasette gelecek vaat etti, olmadı. Yıllardır ‘geri kalmış’ UBP zihniyetini ‘genç’ nesil olarak devam etmekte kararlı oldu. Bakanlık makamı için geçmişte verdiği sözleri unuttu, ‘makam’ uğruna sözünden döndü. El ele havadayken Ahmet Kaşif ile eli ertesi gün İrsen Küçük’ün yanına sığındı. Ercan Havaalanı’nın özelleşmesine imza attı. Tarihe ismi kara kalemle yazıldı. Milli havayolunu batıran Ulaştırma Bakanı olarak tarihe geçti, yeni havayolu iddiasıyla gündemi meşgul etti. Hatta “Yeni havayolu Mart’ta uçacak” sözü ile hafızalara kazındı. Adı geçen “Mart” ayı henüz gelmedi (!)
EKONOMİ BAKANI SUNAT ATUN: İlk ‘Hacı’ bakan olarak Kıbrıs Türk tarihine geçti. AK Parti’ye şirin görünmek adına ‘dini bütün’ oldu. KIB-TEK’in özelleştirilmesi için özel bir çaba içerisinde… Diğer yandan AKSA ile ‘yakın maddi ve manevi’ ilişkileri sorgulanmakta. O da bir gecede siyasi fikirlerini değişti. Ahmet Kaşif’in yanında çıktığı yolu İrsen Küçük’ün yanında sonlandırdı. Bunun karşılığında hem makamını korudu, hem de çeşitli çevrelerle olan ‘ilişkisini’ geliştirdi.
EĞİTİM BAKANI MUTLU ATASAYAN: Pasif kaldı. Ne suya ne sabuna dokundu. Meclis’e gitti, geldi. ‘Bir bakanlık da ben alayım’ diye bekledi. Sonunda da aldı.
TARIM BAKANI ALİ ÇETİN AMCAOĞLU: Ne hayvancı ne çiftçiyi memnun etti. Tarımı çöküşe uğrattı. İcraatları değil verdiği yıkımlarla adından sıkça söz ettirdi. İrsen Küçük’ün en büyük destekçisi oldu.
ÇALIŞMA BAKANI ŞERİFE ÜNVERDİ: Gülin Küçük ile olan ‘dostluğu’, ‘gezmesi’, ‘çanta’ olayı bakanlığının önünde durdu. Kaçak yaşamla mücadelede sınıfta kaldı, ‘usulsüz’ uygulamalarla ismi anıldı. Yanında ne müdür ne müsteşar barındırdı. Kaçak yaşama bilerek göz yumduğu iddia edildi, bu iddiaları yalanlamadı.
SAĞLIK BAKANI ERTUĞRUL HASİPOĞLU: DP’den seçime girip kazanan, ‘bakanlık’ için UBP’ye transfer olan bir isim… İstediğini elde etti, Küçük’e bağımlılığını bildirdi.
Hasipoğlu son dönemlerde eski bir bakana atfederek sarf ettiği, “Gece kulüplerini kapatalım da 40 bin asker gelsin bizi mi haletsin” sözleriyle gündeme gelerek, büyük tepki topladı. Güneye tedaviye giden Kıbrıslı Türklere laf attı, “Maydanozu bile güneyden alan var” dedi.
MALİYE BAKANI ERSİN TATAR: “Ekonomi uçuyor” sözleri ile dalga konusu oldu. Ekonomiyi ‘uçuran’ bakan olarak anılıyor. Kendilerinin uçuş hızına yetişemeyen vatandaş ise ‘sefilleri’ oynuyor. Yaptıkları zamlar ile rekorlar kırıyor. Rekor artışlar gerçekten havalarda uçuyor. Her şeye zam yaptı, vergileri artırdı. Seyrüsefer ruhsatlarını düşüreceğim dedi, artırdı. Emeklilerden vergi konusunda rezil oldu. Vergiyi kesti, sonra davayı kaybetti. Kestiği birkaç aylık vergiyi “ödeyeceğim” diye mahkemede söz verdi, onu da ödemedi. Birçok ödemeyi yapmadı… Burslar, destek primleri bekledi de bekledi… (Hâlâ bekleyenler var)
İÇİŞLERİ BAKANI NAZIM ÇAVUŞOĞLU: Bakanlığında meydana gelen ‘rüşvet’ olaylarıyla gündeme geldi. Tabi bir de ‘şeffaflıktan’ dem vurup, binlerce kişiyi el altından vatandaş yapmasıyla… Şimdi de yurttaşlık birimi iğne atsanız yere düşmez ama Bakanın savunması: ‘Şeffafız, rutin işler’ Joker olması ile de bilindi… UBP hükümetinde 4 bakanlıkta görev aldı. Daha öce Tahsin Ertuğruloğlu’na yakındı, sonra Eroğlu’na… Şimdi de Küçük’e… Yani “işini” bildi…
DIŞİŞLERİ BAKANI HÜSEYİN ÖZGÜRGÜN: Ne Cumhurbaşkanlığı ne de Başbakan tarafından onay görmedi hiçbir ‘dış’ temasta Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile yer almadı. Ayrılıkçı politikaları ile ‘dış temasları’ verdiği demeçlerle sınırlı kaldı. Ha bir de yurt dışında devlet bütçesinden pahalı otellerde kalmasıyla gündeme geldi. Magazin konuları ile bilindi. (Detayları biliyorsunuz)
TURİZM ve ÇEVRE BAKANI ÜNAL ÜSTEL: Bir ‘uçan’ bakan daha… Çevre Bakanlığı kısmı ile pek ilgilenmedi ‘turizme’ ağırlık verdi. Memlekette durmadı, memleket memleket gezdi, ailesini de yanında götürdü. Bakanlığı döneminde bol bol tatil yaptı. Turist sayısı çoğaldı diye sevindi, esnaf ‘turist gelmiyor’ diye dert yandı. Çevrenin en çok tahrip edildiği dönemin bakanı oldu, tıs çıkarmadı. (Bakınız: Karpaz)
NECDET NUMAN: O bakanlık bekliyordu, olmadı. Genel sekreterlik ile yetindi. Meclis kürsüsünde konuştuğu pek görülmedi. Rulet masasındaki “bayram ziyareti” manşette yer aldı.
TAHSİN ERTUĞULOĞLU: Çalkantılı bir siyasi yaşamı oldu. ‘Hanedan’a karşı çıktı, maceraya atıldı, UBP’den gitti, DGP’yi kurdu. Arkasına AK Parti desteği aldığı imajını yaydı. Daha çok Ankara’da mesai harcadı. Ankara tekrardan UBP’yi işaret edince, “Ben hep UBP’liyim” diyerek gittiği UBP’ye geri dönüş yaptı. Eroğlu’na nisbet yaparcasına Küçük’ün yanında yer aldı. Hem de ‘evinde otursun, çocuklarına baksın, kasaba politikacısı, Eroğlu ile farkı yok’ dediği Küçük’ün yanına…
AHMET ETİ: Sessiz bir dönem geçirdi. Ne suya ne sabuna dokunanlar arasında yer aldı.
AHMET ZENGİN: ‘Zengin’lik dolu konuşmaları ile Meclis’e ‘renk’ kattı. Fikirsel anlamda bir şey ortaya koymaktan ziyade ‘laf’ atmaları ile hafızalarda yer aldı. Genel kurulda TDP’li vekil Emiroğluları’na bardak savurdu.
ALİ RIZA USLUER: Meclis kürsüsünü ziyaret etmeyen vekillerden biri daha… Sanırım hiçbir konuda fikir beyan etmedi, tartışmadı, Meclis’e gidip gelmekle yetindi.
KEMAL DÜRÜST: Soyadına uygun davranışlar ile göz doldurdu(!) İrsen Küçük tarafından bakanlıktan alındı, Kaşif ile birlikte yol aldı. Baktı gördü ki işler kızıştı, hesabını kitabını yaptı. İrsen Küçük’e geri dönüş yaptı. Şimdi sessiz ama gururlu…
MEHMET ARİF TANCER: DP’den UBP’ye transfer oldu. Hayali bakan olmaktı, olamadı ama eşini devlette müdür yaptı. Kaşif’in yanında yer aldı, son dakika çalımı ile İrsen Küçük’e geri döndü. İlginç bir kişilik…
TURGAY AVCI: UBP Genel Sekreteri idi, ÖRP’yi kurdu, UBP tarafından ağır eleştiriler aldı, seçime girdi, milletvekili seçildi, baktı gördü olmadı, UBP’ye geri döndü. Şimdi yeniden UBP’nin en büyük savunucusu oldu.
MUSTAFA GÖKMEN: DP’den ayrıldı, ÖRP’nin kurucularının arasında yer aldı, Turgay Avcı ile birlikte UBP’ye geldi. Pek sesi çıkmadı.
AHMET ÇALUDA: Sendikacı geçmişi olan Ahmet Çaluda, çalışanlara umut vaat etmedi. Çalışanların haklarını ezen her yasaya parmak kaldırdı, savundu. Çalışanların menfaatlerini değil, kendi menfaatlerini ön planda tuttu. Türkiye’de Ergenokon tutuklusu Mustafa Özbek ile olan ilişkisi unutulmadı.
***
Vakıflar İdaresi’ne BENTER atandı
Mustafa Kemal Kaymakamzade’nin emekli olmasıyla birlikte Vakıflar İdaresi Müdürlüğü makamı bir süredir boştaydı.
İbrahim Benter’in ismi bu makam için geçmişti. Kıbrıslı Türk olan ve uzun yıllar yurt dışında yaşayan son olarak da Kuveyt’te öğretim görevlisi olan Benter’in ataması geçtiğimiz gün gerçekleşti.
Bakanlar Kurulu 22 Mayıs tarihinde aldığı karar ile Vakıflar Dairesi Genel Müdür mevkiine Prof. Dr İbrahim Benter’in atanmasını onayladı.