UBP’de bir süre önce yaşananları kaleme aldık, en yetkili ağızlardan aldığımız bilgileri toparladık, haberleştirdik.
Başbakan Ünal Üstel önce dalga geçmeyi tercih etti, sonra küçümsedi.
Kurultaya müdahale öylesine açıktı ki…
Sohbet ortamlarında bizzat müdahaleye maruz kalan UBP’liler dillendirdi konuyu, biz de yazdık.
Dikkatinizi çekmek isterim, kimse yazmak istemedi olanları.
Biz yazdıkça gündem oldu.
Sonra müdahaleyi yapan büyükelçinin görevden alınmasına kadar giden süreci yaşadık.
Pek tabii siyasi etkisi büyük oldu, UBP'de yer yerinden oynadı.
***
Hiçbir partinin iç işleri beni ilgilendirmez ama böylesi bir siyasi deprem haberdir değerli dostlar, hiç kimse kusura bakmasın!
Bu ses getiren sözlerden sonra Ünal Üstel’e çok yakın bir siyasiye ulaştım.
Çok kızgın olduğu ses tonundan belliydi.
Bana "Sen gazeteci isen, bir duruşun varsa, yaptığın haberlerin de nereye gittiğini görmen lazım" dedi.
“UBP'yi karıştırma niyetin mi var, yoksa doğru habercilik mi?” diye sordu.
Aslında ‘soru’ sormuyor, yorum yapıyordu!
Kendisine "Benim böyle bir niyetimin olabilir mi? Ben gazetecilik yapıyorum. Sizin partinizin milletvekilleri bunları söylüyor, benim suçum nedir?" diye sordum.
Sonrasında Başbakan’ın “YENİDÜZEN UBP’yi karıştırmak istiyor” mealindeki yazılı açıklaması servis edildi basına…
Onu da internet sitemizde yayınladık.
Evet beni hiçbir partinin iç işleri ilgilendirmez.
Ancak haberin ne olduğunu, nelerin yazılıp nelerin yazılamayacağını çok iyi bilirim.
***
UBP'deki hiçbir krizde taraf olmadım. Duruşum buna el vermez.
UBP'deki birçok siyasi çalkantıyı izledim, haber yaptım, kulis yazıları yazdım.
Bu ülkenin en büyük siyasi partisinden dönen dolaplar elbette bizleri ilgilendirecektir.
Ancak bunları o parti karıştırmak için yapmadım, ne münasebet?
Olanları aynen olduğu gibi kamuoyuna duyurmak dışından bir gailem hiç olmadı.
Şu çok net kendini hissettiriyor dostlar; dönem siyasi liderlik yapılması gereken bir dönemdir.
Partinizde bir iç didişme varsa eğer bunun sorumlularını dışarda aramayın.
Siyasi gaf yapıyorsanız eğer, bunun da sorumlusu gazeteciler değildir, başkalarında kusur taramayın.
Bu ülkeyi yönetme iddiası ile "Başbakanlık" gibi bir makamı talep ediyor ve bu sorumluluğu üstleniyorsanız, siyasi liderlik de yapmanız gerekecek.
Malum, biz kurultay sürecine müdahaleyi haber yaptıktan sonra birçok gazeteci de konuya girdi.
Şimdi merak ediyorum, meslektaşlarım ve biz, hepimiz elbirliği ile UBP'yi karıştırmak için mi çalışıyoruz? Bu mu derdimiz?
UBP'de sular durgun da biz mi dürtüyoruz?
En azından böyle bir dönemde çok daha olgun ve sakin olunmasını beklerdim.
Gazeteciler hedef gösteren bir Başbakan tarafından yönetilmek istemiyorum evet.
Umarım bu kriz daha fazla kırıp dökmeden ilerler.
“UBP'yi karıştırma niyetin mi var?” sorusuna yanıtım da nettir:
Hayır, benim bir şey yapmama gerek yok, UBP zaten karışık!
Ancak; memleketi yönetme becerisi olmayan, sadece ihale takipçiliği yapan, kurultay hesabıyla kamu kaynaklarını kullanan, enerjiden tarıma hemen hemen her konuda kişisel çıkar uğruna kendi insanını ve kurumlarını ayaklar altına alanlar elbette karışsınlar! Bu en samimi dileğimdir!
Beter olsunlar.
Gelişmeleri izleyeceğiz.