Seçmen sayısı 190 bindi. Bu nüfusun bir kısmı bu topraklarda yaşamıyor. Bazen gelip oy kullananı da var, hiç gelmeyeni, ayak basmayanı da…
Seçime gidip oy verenlerin sayısı 126 bin olarak açıklandı.
Oy kullananların 44 bini UBP’ye oy verdi.
Oy kullananların 81 bini ise UBP dışındaki partileri tercih etti.
Sonuca oy vermeyenler değil, verenler etki ediyor ama toplam seçmen içinde UBP’ye oy verenlerin oranı yüzde 23’tür.
Bir başka deyişle Seçmenin yüzde 77’si UBP’ye oy vermedi.
Böyle bir hesap yapılabilir. Matematiksel bakımdan doğru olduğu gibi, siyasi bakımdan da bazı sonuçlara varılabilir.
Fakat seçim modellerinde ‘yüzde yarım’lık farkla bile olsa seçimin galibi ‘çoğunluk’ olur.
* * *
7 ocak seçimlerinde UBP sandıktan birinci çıktı. 21 milletvekili aldı. Hükümeti kurma görevi öncelikle UBP’nindir. Sandık bunu açıkça söylüyor.
Yeni sistemdeki sıkıntılardan dolayı sayım sonuçları çok gecikti, henüz vekiller mazbatalarını dahi alacak aşamaya gelemedi. Bu yüzden partiler net bir değerlendirme yapamadı.
Cumhurbaşkanı parti liderlerini telefonla aradı ama henüz hükümet kurmakla ilgili nabız yoklayamadı.
UBP-DP azınlık hükümeti hala görevdedir, ama bu durum ‘usul gereği’dir sadece…
Artık bir an önce yeni hükümetin kurulması lazımdır.
Yoksa biz niye seçim yaptık ki?
* * *
Bu süreçte UBP dışındaki bütün partiler rahat ve sakin olmalıdır.
Top UBP liderliğinin ayağındadır.
Seçmen ‘başrol’e Hüseyin Özgürgün önderliğindeki UBP’yi layık gördü ve kimsenin ‘figüranlık’ rolüne soyunması gerekmiyor.
Zaten o role pek talip olmadığı da anlaşılıyor.
Potansiyel taliplerin de boyu ve gücü yetmeyecek gibi görünüyor.
CTP ve HP’den sonra TDP’den de ‘UBP ile hükümet mümkün değil’ sesleri yükselmeye başladı bile…
UBP seçimi kazandı ama UBP’liler buna sevinemedi.
Seçim sonrasında toplumda adeta bir ‘sessiz konsensüs’ var.
* * *
Anayasal süreç bir an önce başlatılmalıdır.
Yüksek Seçim Kurulu sonuçları açıkladıktan sonra mazbatalar süratle verilmeli, yenilenen meclis işbaşı yapmalı ve Cumhurbaşkanı partilerle istişare yaptıktan sonra UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’e “Al, hükümeti kurma görevi senin” deyip, 15 günlük süreci başlatmalıdır.
Özgürgün buyursun, 21 milletvekili çıkardığı meclisten bir hükümet çıkarsın.
5 partinin de kapısını çalsın.
Hangisinden ‘OK’ işareti alırsa izdivacı oracıkta yapsın.
Yok, kuramazsa, iki hafta dolduğu vakit saraya giderek iade-i görev yapsın.;
Saraydan çıkışta basına “Bir hükümet kurmayı başaramadım, görevi geri verdim” desin.
“Peki ama neden kuramadınız Sayın Özgürgün? Yüzde 35’lik bir partiniz, 21 vekiliniz var. Nasıl olur bu?” sorularına cevap versin.
Verebilirse tabii…