İlk devrenin liderini belirleyen karşılaşmada gülen taraf Yenicami oldu. Karşılaşmaya daha istekli başlayan ve gol noktalarında etkili olmaya çalışan taraf Yenicami’ydi. Nitekim 21’inci dakikada son haftaların başarılı ismi İbo, yaklaşık 30 metreden attıgı ve kaleci Ufuk'un sadece seyirci kaldığı şutta Yenicami 1-0 öne geçti.
Bu golden sonra Kaymaklı oyunda denge kurdu ve atak geliştirmeye başladı. Ancak ileride Esin ve Debola Yenicami savunmasını aşmakta başarılı olamadılar.
İlk devrenin en enteresan anı, Mustafa Yaşınses’in kullandığı serbest vuruşta topun çizgiyi geçti mi, geçmedi mi? tartışmasıydı. Tribünlerden geçti gibi görünen top, naklen yayın odasından gelen haberle, hakemlerin doğru karar verdiği ve topun çizgiyi geçmediğini noktasındaydı.
Aslında yardımcı hakem Hüseyin Eyyüpler, topun çizgiyi geçmediğini, maçın hakemi Savaş Tilki'ye, davranışı ile de belli etmişti. Ancak yine de herkesin içerisindeki kuşku gelen haberden sonra giderilmiş oldu.
Devre arasında meraklı spor severler de, kuşkularını gidermek için naklen yayın odasına girip pozisyonu gördükten sonra, gol olmadığı noktasında birleşiler ve trübünlerdeki endişe de ortadan kalkmış oldu.
Oyunun genelinde futbolu zevkli kılacak pek bir şey olmadı. Zaten bu gibi maçlar, daha çok teknik adamların stratejik oyun taktiklerinin kurbanı oluyor. Yani yenemezsen yenilmeyeceksin felsefesi ağır bastığı için, oyun anlayışlarında da daha çok defansif düşünde hakim oluyor. Puanların eşit olması, teknik adamları ister istemez bu düşünceye sevkediyor. O zaman futbol açısından ortaya çok da tatmin edici bir oyun çıkmıyor.
Bu anlayışla oyuna başlayan takımlardan biri golü bulursa, o zaman da taktik anlayışlarında değişiklik yapıp, mağlup olan taraf daha atak oynamaya çalışırken, galip olan taraf da skoru korumak açısından daha defansif bir anlayışa bürünüyor. Anlayış böyle olunca da, organizasyon bakımından cılız ve verimsiz bir karşılaşmayala karşı karşıya kalıyoruz.
Evet belki futbol açısından fazla tatmin olmadık, ana mücadele açısından her iki taraf da dişe diş mücadele etti. Oyunun gelelinde Yenicami daha kontrollü ve etkili idi. Özellikle orta saha hakimiyeti Yenicami’nin elindeydi. Zaten bu maçlarda orta saha etkinliğini eline alan, fazla koşup iyi pres yapan taraf avantajı da eline eliyor.
Yenicami’nin orta sahası gerek fizik yönünden gerekse mücadele bakımından K.Kaymaklı’ya oranla çok daha iyiydi. Behiç çok koştu çok mücadele etti, sezonun en verimli maçını oynadı. Serhan ayağında fazla top tutmayınca takıma katkısı daha çok oldu. Savunma için söylenecek tek söz, mükemmeldiler. Maç boyunca kendi hatalarından dolayı Yaşinses'e verilen iki pozisyonun dışında, Kaymaklı’ya tek pozisyon vermediler.
Her iki takım da ileri uçta çok etkili olamadılar. Kaymaklı organize atak geliştiremezken, Yenicami de atak görünmesine rağmen final paslarında yetersizdi. O yüzden İbo'nun otuz metreden attığı gol maçın sonucunu tayin etmiştir.
Son altı haftadır istikrarlı çıkışını sürdüren İbo "Büyük maçları büyük oyuncular kazanır" misali, ilk devrenin son maçında attığı golle, devreyi, rakibinden üç puan önde kapamasına neden oldu.
Maçın hakemi Savaş Tilki de, maçın sonlarında tilkiliğini gösterip, bir birinin kopyası iki faulun birine düdük çalmaması (çünkü çalsaydı Adal’a ikinci sarıyı göstermek zorunda kalacaktı) ve diğerine çalması izleyiciler tarafından Tilki’ye yakıştırılmadı.
Çok kaliteli bir maç olmadı ancak Yenicami önemli bir avantaj elde etti. Bu avantaj ikinci devre için, hem moral motivasyon hem de özgüven açısından önemli olmuştur. Ancak unutulmamalıdır ki, ligin bitimine 13 haftalık bir periyot daha vardır.