Hüseyin ÖZBARIŞCI
İngiltere’den Kıbrıs’ın kuzeyine gelen Kıbrıslı Türk bir aile, adaya geliş esnasında alınan kararlar nedeniyle yaşadıkları ‘sıkıntıları’ YENİDÜZEN’e anlattı.
Kendisi, eşi, çocukları, kayın pederi ve kayın validesiyle birlikte İngiltere’den adaya gelen İbrahim Özarslan, İngiltere’den uçağın arıza nedeniyle rötarlı kalktığını anlatarak İstanbul’a da geç ulaştığını ve aynı gün Kıbrıs’a gelemediklerini söyledi. “Uçağın kaçması bizim suçumuz mu?” diyerek sitem eden Özarslan, bunun “bilinçli” olarak yapıldığını iddia etti.
Bir diğer aile bireyi Fatma Kalayalar ise, eşi ile birlikte yaşlı olduklarını söyleyerek, “Yaşlı insanları bu şekilde mağdur etmek doğru mu?” diye yetkililere soru yöneltti.
İbrahim Özarslan: “Yeni kararlar yürürlüğe gireceği için bilinçli olarak yapıldı”
İngiltere’den Kıbrıs’a giriş yapan İbrahim Özarslan, adaya gelişte uçağın rötar yapmasından dolayı İstanbul’a geç ulaştıklarını ve uçağı kaçırdıklarını belirterek, “Pazartesi 00.00 itibariyle yeni karar yürürlüğe gireceği için bunları bilinçli olarak yaşadığımızı düşünüyorum” dedi. Özarslan yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Pazar günü 12.00’de İngiltere’den kalkması gereken uçağımız 2 saat sonra kalkış yapabildi. Tabii haliyle bizler İstanbul’a daha geç gittik. İstanbul’da indiğimizde Kıbrıs’a gideceğimizi söyledik ve onlar da bize uçağın kaçtığını söyledi. İlk önce bizden başka PCR testi falan istediler, sonra biz derdimizi anlattık ve onları vazgeçirdik. Sonrasında bize bir otele gideceğimizi söylediler. Binip otele gittik ve bizi oraya bıraktılar. Yemeğimizi bile kendimiz ödemek zorunda kaldık. Bugün (Pazartesi) sabah saatlerinde de iki saat uykuyla kalktık ve havaalanında yeniden koşuşturma yaşadık. Adaya geldik ve Ercan’da da koşuşturduk. Uçağın kaçması bizim suçumuz mu? Pazartesi 00.00 itibariyle yeni karar yürürlüğe gireceği için bunları bilinçli olarak yaşadığımızı düşünüyorum. Aynı uçakta bizim gibi gelen bazı insanlar İngiltere’ye geri döndü. Bu ülkede insanlar sürekli olarak mağduriyet yaşıyor. Kayın validem ve kayın pederim yaşlı insanlar ve bu insanları Pazar gününden koşuşturuyorlar. Ben geçen yıl da salgın döneminde adaya gelmiştim ve doğrudan 14 gün karantinaya alınmıştım. Keşke bunları yaşamak yerine yine karantinaya alınsaydık. En azından 14 gün başka yerde kalacaktık, sağlık anlamında bir sıkıntı yaşamamız durumunda sevdiklerimize ve evimize kavuşmuş olacaktık.”
“En basit işlerde bile insanlar mağdur oluyor”
Ülkemizde “sistem olmadığını” da söyleyen Özarslan, sözlerini şöyle noktaladı: “KKTC’de bu kararlar alınıyor ama ne yazık ki bir sistem yok. İş, uygulamaya geldiği zaman insanlar sürekli olarak sıkıntılar çekiyor. Ben soruyorum; Biz daha en basit işleri bile halledemezken, dünyanın bizi tanımasını ve egemenliğimizi istiyoruz. Tamam, o da olsun ayrı konu ama en basit işlerde bile insanları daha bu şekilde mağdur etmesinler.”
Fatma Kalayalar: “Yaşlı insanları bu şekilde mağdur etmek doğru mu?”
Aynı uçakla adaya gelen bir diğer yolcu Fatma Kalayalar ise, mağdur olduklarını belirterek, “75 yaşındayım iki günde yaşadıklarımı hayatımda hiçbir zaman yaşamadım” dedi.
Kalayalar şunları söyledi:
“Pazar günü sabah saatlerinden beri sürekli bir koşuşturma içerisindeydik. İstanbul’a ulaştık ve uçağımızı kaçırdığımız söylendi. İngiltere’den uçak geç kalktıysa bizim ne suçumuz var ki? Gittiğimiz otelde bile yediğimiz yemeği kendimiz ödedik. Bütün gece koşuşturmadan haplarımı bile içemedim. 2 saat uykuyla Pazartesi sabahı 04.00’te yine havaalanına gittik. Ben 75 yaşındayım, eşim 80 yaşında… Bu son iki günde yaşadıklarımı hayatımda hiçbir zaman yaşamadım. Yaşlı insanları bu şekilde mağdur etmek doğru mu?”