Siz ki bu toplumu aşağılamak için elinizden geleni ardınıza koymazsınız.
Siz ki ‘bunlar tembeldir’ der, başka bir laf bilmezsiniz.
Siz ki ‘Kıbrıslılar ikişer üçer araba sahibidir’ deyip kendi başınıza yargılar infaz edersiniz.
Siz ki bu toplumun ensesine vurup ağzındaki lokmayı almaya yeltenirsiniz.
Siz…
Evet siz!..
Bu hikayeyi iyi dinleyin.
Dinleyin ki bundan sonra konuşurken iki defa düşünesiniz.
* * *
Adı: Halil Adal…
Larnaka’ya bağlı Goşşi köyünde doğup büyümüş.
Yıl 1970…
Kaynı, yani kayınbiraderi göç edecek.
Birçok Kıbrıslı gibi…
Enklav yaşamı, BEY yönetimi, işsizlik, gelecek belirsizliği…
Bitmek bilmeyen mücahitlik ve mücadele yılları…
Soğuk savaş…
Açlık, sefalet, fakirlik…
Ne yapacaktı insanlar?
Giden de pişmandı…
Ama kalan da…
Neyse…
* * *
Kaynı da ‘gidenler kervanı’na katılmak istemiş Halil Adal’ın…
Ama para yok!
Avustralya’ya gitmek kolay mı?
Ne yapacaklarını bilememişler.
Doluya koymuşlar almamış, boşa koymuşlar almamış.
Sonunda çareyi Halil Adal bulmuş.
Çok eski bir Volkswagen arabası varmış.
Daha doğrusu Vosvos’u…
Onu vermişler içine…
Bileti öyle almışlar.
‘Trampa’ yapmışlar yani…
* * *
Dün Sabah Kahvesi’nde ‘trampa’yı sormuştum. Halil Adal mesaj attı Melbourne’dan…
‘Böyle böyle mesele’ diye…
Onun da ne işi mi var Avustralya’da?
O da göçmüş sonrasında…
Az Kıbrıslı mı göçtü bu diyardan?
İngiltere, Avustralya, Kanada, Türkiye…
Halil abi de gitti, ailece…
Ama kalbi burada…
Gönlü hep Kıbrıs’ta…
‘Trampa’ yaptığı doşan vosvosunda değil aklı…
Bir an önce huzura, barışa ermiş bir Kıbrıs onun hayali…
Tıpkı göçmüş ya da burada kalmış diğer on binlerce Kıbrıslı gibi…
* * *
Bir uçak bileti için ‘trampa’ yapılan, yani ‘değiş-tokuş’ edilen vosvosun hikayesini dinlerken içim buruldu, tüylerim diken diken oldu.
Sadece benim değil… Birçok izleyenin, dinleyenin de…
‘Belki’ dedim kendi kendime ‘belki Kıbrıslıların neler çektiğini anlarlar böyle hikayeleri işitince…’
Ve belki vazgeçerler sosyal mühendislik projelerinden, aşağılayıcı tasvir ve yere basmayan tespitlerinden…
Kimler mi?
Tabii ki sizler!..
Belki!..