Uçaklar ve ışıklar!

Cenk Mutluyakalı

“Uçakları kaldırdığımızda, uçaklar anında Kıbrıs’ta olacak...”
Bunu aklınızın bir yerinde tutunuz!

*  *  *

Aziz Barnabas baskınını konuşurken, Aziz Hilarion ışıksız kaldı.
Kıbrıslı Türk gençler ise hayalsiz...
Kendi toplumsal kimliğiyle hiçbir uluslararası temsile katılamayan bir gençlik bu!
Talihsiz.

*  *  *

Dünyaca ünlü bir grup gelecekti.
St. Hilarion’dan ışık saçacaktı.
Vazgeçti, gelmedi.
Özür dilediler.
Yer seçiminden dolayı özür dilediler, gelmedikleri için değil (!)
Danimarkalı müzisyen ve platform adına, “Bizim gösterimiz insanların birleşmesine hizmet içindir, bölünmesine değil” dediler!

*  *  *

“Ambargo” deniyor genelde..
“Engellediler.”
Öyle de!
Kırk senedir adanın kuzeyi “görünmez” bir yere dönüşmüşse eğer...
Bir başka yanıtı daha olmalı...
Onca sene, onca insan, onca ülke, niye kimse bize hak vermiyor diye...
Acaba diyorum...
“Kusur” buralarda bir yerde mi?

*  *  *

Dünyanın en yükseğini de atlasan, en uzağını da... Gel gör ki dünyaya atlamak için ya gidip Kıbrıs Cumhuriyeti forması giyeceksin - eğer çağırırlarsa - ve kazandığın zaman kürsüye çıkacaksın yine de çalan marşı bilmeyeceksin, kem gözle bakacaklar üstüne üstük... Ya da gidecek, Türkiye forması giyeceksin, içinden Kıbrıs geçmeyecek, çoğu tebrik edecek hevesle ama senin yurtsuzluğun dinmeyecek.

*  *  *

Bir başkasının toprağında “devlet” kurmak ve bir ülkeyi “bölmek” gibi bir inadı da anlatmak gerekiyor sanırım, bugünün gençlerine...
Son 40 senede ne kadar yalan söylemişsek, ne kadar yağmalamışsak hayatı, hepsini unutturmak mümkün olmuyor galiba...
“Biz aslında Kıbrıs’a bozulan düzeni kurmaya gelmiştik, şimdi yeni bir düzen kurduk, uluslararası hukukla uzlaşmadan” diye de yazabilirlerdi, o ışıltılı dağın yamacına...
Ambargoysa eğer...
Kendi şehrine “uzaktan” bakanın, kendi oteline “müşteri” gibi gelenin, kendi toprağından “misafir” gibi geçenin, kendi tarlasına “mülteci” kalanın etkisi de vardır elbette...

*  *  *

İllaki haklı olsak...
Kırk senede hiç mi anlaşılmaz bu?
Hani “Rum lobisi” diyorlar ısrarla ya...
O kadar mı güçlü?
Yoksa...
“Ayrı Devlet” dediklerinin mirası mı hepsi!

*  *  *

“Gençlik göç ediyor” dendiğinde...
Öyle “ambargo” falan dememişti, o zamanın muktedirleri...
“Giden Türk, gelen Türk” demişlerdi.
Şimdi o gelenlerin de çocukları gitmek istiyor.

*  *  *

“Uçakları kaldırdığımızda, uçaklar anında Kıbrıs’ta” olacak diye buyurmuştu Reis...
Kıbrıslı Türk gençliğine dünyadan bir nefes getirecek mi o uçaklar?
Bu “güç gösterisi” yine bölecek mi, birleştirmek yerine!