"Barış’ı 40 sene sonra Kıbrıs'ta buldum."
Alkışlar arasında sahneye çıkan Feride Çiçekoğlu'nun dudaklarından dökülen titrek sözcükler, Dali'de, nemli gözlerimizi ışıtıyordu.
Beş yaşındaki bir çocuğun gözüyle kadınlar hapishanesinde tutsaklığı, tahakkümü, zulmü yaşıyorduk yeniden...
O çocuk Barış'tı...
Hani göğe bakarak "uçurtmayı vurmasınlar" diye yalvaran...
Bizim de kırk yıldan fazladır aradığımız, barış…
***
Antilogos Tiyatrosui, "Uçurtmayı Vurmasınlar" romanını sahneye taşıdı, adanın güneyinde...
"12 Eylül Darbe" dönemini anlatıyor öykü...
Yazar Feride Çiçekoğlu, 12 Eylül askerî darbesinin ardından dört yıl cezaevinde kaldı ve orada tanıdığı bir çocuğun yaşadıklarından esinlenerek, yıllar önce kaleme aldı, "Uçurtmayı Vurmasınlar" diye.
Oyunu hep birlikte izledik, Feride Çiçekoğlu Atina üzerinden geldi, Larnaka'ya...
Tanıştık, görüştük, onurlandık.
***
Uçurtmaya tahammülü olmayanlarla birlikte yaşıyoruz halen…
Yeniden dirildiler...
Gökyüzünden ve sınırsızlıktan korkuyorlar.
Düşünceden...
Sözden...
Sesten ürküyorlar...
"KKTC" de darbe çocuğu değil mi zaten?
80 darbesinin meyvesi...
Çürüdü!
***
Dali'ye doğru yol alırken, bir yandan da son günlerde yaşadığımız gelişmeleri konuşuyorduk.
Sosyal medyada birkaç haber linki paylaştı diye tutuklanıyor insanlar...
Kitaplar aranıyor, düşünsenize, bu çağda...
İllaki bir "korku iklimi" yaratmanın peşindeler...
Sindirmek için bunlar...
Adanın kuzeyi bir "hücreye" dönüşüyor giderek...
Yalnızlaştığımız…
Uluslararası toplumdan uzaklaştığımız…
Kendi yurdumuzda yabancılaştığımız taş bir avluya…
Kıbrıs'ı bir bütün olarak görmenin ayıplandığı, karalandığı, şeytanlaştırıldığı büyük bir yarılma dayatılıyor beyinlerimize.
Mutlak itaat isteniyor bunun karşılığında...
Mutlak sadakat...
Ne kadar sadıksanız ve itaatkâr, o kadar yaşama şansınız var...
***
“Kitap okursan, düşünürsen, paylaşırsan, halkını seversen kafestesin…”
O sözler aklımda…
Sahnede…
Oyunda…
Hayatta…
“Biz birlik olmadıkça bize daha çok şey ederler…”