Uğur’suz…

“Oğlumu işkenceyle öldürdüler ama bir özür bile dilemediler” diyor, ateşin düştüğü ailenin babası. Böylesi bir insanlık ayıbını… Ayıbın ötesinde suçunu… Ve işin aslında, bu acımasız cinayeti görmeyenler… Eski bir bakanın R





“Oğlumu işkenceyle öldürdüler ama bir özür bile dilemediler” diyor, ateşin düştüğü ailenin babası.
Böylesi bir insanlık ayıbını…
Ayıbın ötesinde suçunu…
Ve işin aslında, bu acımasız cinayeti görmeyenler…
Eski bir bakanın “özel cinsel eğilimi” üzerinden öyküler yazıyorlar, abarttıkça abartarak.
Irkçı bir dille abanıyorlar, “doğaya aykırı” bir gözü dönmüşlükle…
Kişilerin özel hayatına paldır küldür dalarak, “devlet”ten aldıkları cesaretle, kin ekliyor ve nefret…
Adeta bas bas bağırıyorlar, “Biz ilkel, biz geri kalmış bir ülkeyiz” diye…

* * *

Eğer Uğur, örneğin nöbetçi kulübesinde, bir Elen kurşununa hedef olsaydı.
Ve şehit düşseydi mesela.
Bugün, tek kalemden çıkan bildirileri ile bin bir tabela örgütü…
Ve ağzından salyalar saçan, nice “kahraman”…
En bolundan “milliyetçi” nutuklar döşeyecekti önümüze.
Protokolün en tepesinden dibine, sıraya girecekti devlet erkanı…
Çiçeklerden dağ olacaktı, hamasetten taşacaktı nehirler…
Oysa ki, Kıbrıs’ın kuzeyindeki askeri birliğinde ölünce…
Üstelik de işkenceden…
Günlerce aç ve susuz bırakılınca…
Dövülünce acımasızca….
Ve ölünce o zaman…
“Askerimiz” gelmiyor akla…

* * *

“Oğlumu işkenceyle öldürdüler, bir özür bile dilemediler. Oğlumu devlete emanet ettim, cesedini verdiler”
diyor baba…
Bu çocuk, Kıbrıs’a gönderildi, sözüm ona “vatani görevi” için.
Ve bu ülkede işkence gördü.
Peki, bu ülkenin yetkilileri ne yaptılar acaba!?
Bir özür mektubu yazdılar mı, yas tuttular mı ardından, bir tek gün.
Kınadılar, ayıpladılar, sahip çıktılar mı?
Öyle ya, Rum kurşunuyla ölürsen, heykelini dikerler…
“Türk” işkencesine ise gerekmez tek kelime, sonra ipini çekerler…

* * *

Bir eski bakanın, özel cinsel tercihi kadar “umursamadı” kimileri…
Daha 20’sini göremeyen Uğur’u…
Şimdi “Uğur”suz yaşamak zorunda ailesi…
Ve bu coğrafya, onca “uğursuz” insana, katlanmak zorunda, ne yazık ki!..

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri