Ukrayna’daki çok ilginç gelişme bize de uzanır mı?

Serhat İncirli

Amerika’da Donald Trump seçildi ama henüz görevde değil...
Ancak ekibi çalışıyor...
Ve Ukrayna’da Başkan Volodymyr Zelensky, “bana göre” öyle bir şey söyledi ki, “Vay Trump vay!” demeden duramadım!

-*-*-

Zelensky ne mi dedi?
Zelensky özetle dedi ki; “... Savaşı bitirmek için, Kırım dahil olmak üzere, Ukrayna toprağı olan ancak Rusya’nın 2022’den beri tamamını kontrol ettiği ülkenin doğusundaki toplam beş bölgeyi bu ülkeye bırakacağız...”

-*-*-

“... Bunun karşılığında da Ukrayna, NATO üyesi olur gibi olacak ama olmayacak ve fakat NATO’nun en güçlü ülkeleri Amerika, İngiltere, Almanya ve Fransa tarafından garanti edilecek! Rusya bize artık saldırmayacak... Savaş bitecek...”

-*-*-

Zelensky, İngiliz Sky News kanalına konuştu...
Cuma gecesi neredeyse hiç uyuyamadım ve sürekli bir şeyler izledim... 
Bu söyleşiyi de bir miktar dinledim... 
Acaba yanlış mı anladım diye de ciddi paranoya yaptım ama hayır, anladığım doğruydu!

-*-*-

Yok nükleer silah tehdidiydi, yok balistik füzeydi derken; “Trump etkisi” diyebileceğimiz bu gelişme, Ukrayna savaşını bitirir mi?

-*-*-

Tekrar edeyim, şu anda Zelensky’nin önerisi aynen şöyledir:
“Rusya’nın işgalindeki topraklar Rusya’ya bırakılacak; geri kalan Ukrayna toprakları ki Zelensky bunlara ‘özgür topraklar’ diyor, onlar da NATO şemsiyesi altında korunacak...”

-*-*-

Bu durum elbette Dünya barışını yakından ilgilendiren bir durum...
İsrail ile Hizbullah arasında Lübnan’ı kapsayan ateşkesten sonra önemli bir gelişme...

-*-*-

Gazze’de işgal ve soykırım durmadı elbette...
Ama ne acıdır, zaten Dünya’nın büyük çoğunluğu buradaki vahşete pek ses vermemişti; ses verir gibi yapanların tavrı da ticari çıkarlar nedeniyle hiç inandırıcı olmamıştı...

-*-*-

Haaa Suriye’de yeniden alevlenir gibi bir iç savaş görüntüsü olsa da; ben ciddi şekilde merak ediyorum ki, bu NATO ilişkileri meselesi ve Trump etkisi, acaba Kıbrıs sorununa da etkili anlamda bulaşır mı?
Bu arada belirtelim, Suriye’nin Halep kentinde, Başkan Beşer Esad yanlıları, neredeyse hiç direnmeden, muhaliflere kenti teslim etmişler... 
Acaba diyorum Esad gidici mi?
Bugün yazdıklarımdan pek de ayrı düşünemeyiz bu durumu... 

-*-*-

Ve gelelim bizim emselemize...
Türkiye – Yunanistan; hatta Türkiye – Kıbrıs Cumhuriyeti ilişkilerini çok iyi okumak lazım...

-*-*-

Hamaseti geçelim; çıkarlara odaklanalım...
Bu çıkarlar (Yani Türkiye’nin çıkarları); iki eli ile bir kravatını düzeltemeyen, sırf geçici çözümsüzlük ve aşırı çöküşmüşlük sürecinde göreve getirilen Kıbrıs Türk liderliğinde de mutlak değişikliği şart kılıyor...
Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Şimdi çok uzun bir cümle yazıyorum...
Dikkatli okuyalım:
“... Yani en başa döneceksek; esas profesyonel işi gereği komiklik yapan Zelensky’den sonra; seçildiği günden beri Dünya’nın en komik gaflarına imza atan ve şu anda gerçekten acınacak bir duruma düşürülen ya da kendi kendini düşüren; profesyonel komedyen Zelensky’den bile daha ileri seviyede komikliklere imza atmış Ersin Tatar da, yakında sarsıcı sayılacak açıklamalar yaparsa, kimse şaşırmasın!”
İyi Pazarlar... 


Güvenlik fiyaskosu!

Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) ile EOKA’yı NATO’nun kurduğu, her iki silahlı yer altı örgütünün de Gladio merkezli yönetildiği ile ilgili yazımıza tepki gösterenler oldu...

-*-*-

Hedefim TMT’yi rencide etmek değildi...
Özellikle de TMT üyesi Kıbrıslı Türk mücahitlerin belki de tamamına yakını hatta bir kaç ileri gelen dışında kalan “tamamı”, elbette sadece iki hedef için yaşamlarını feda etmiştir...

-*-*-

Yani kısacası, TMT üyesi insanlar, TMT mensupları, meselenin özünün Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’in Küba’sı olmasını önlemek olduğunu yaşamları boyunca bilmemiştir; bilmeyecektir ve kabullenmeyecektir!

-*-*-

Saygı duyarım!

-*-*-

Peki neydi TMT’nin inançlı insanlarının kafasındaki inanç?
Bu inancın iki temel hedefi vardı: Birincisi, Kıbrıs Türk toplumunun varlığını, geleneğini, göreneğini, ananesini, namusunu korumak... 
İkincisi ise Ada’nın yarısını Türkiye’ye bağlamak (Taksim)...

-*-*-

TMT, açık hedeften birini başardı...
Ada’nın yarısı kesinlikle Türkiye’ye bağlandı...
Öyle ya da böyle, sonuç ortada!

-*-*-

TMT, Kıbrıs Türk toplumunu, Gladio merkezinde “kardeş” diye kayıtlı olan EOKA’ya, EOKA’nın daha da faşistleşmiş şekli olan EOKA B’ye karşı korumayı başarmıştır elbette... 
Ve bu başarı, büyük oranda Kıbrıs Türk mücahidine aitse de; başarının arkasındaki kilit kurum Türk Silahlı Kuvvetleri’dir... 

-*-*-

Türk Silahlı Kuvvetleri olmasaydı, destek verilmeseydi, hemen kızmayalım ama sadece İngiliz desteği ile bu iş o kadar kolay olmayacaktı...

-*-*-

Peki, TMT’nin başaramadığı nedir?
TMT, bir tek Kıbrıs Türk toplumunun varlığını koruyamamıştır...

-*-*-

Ve şu anda, bu ülkede, hemen herkesin yaşamı öyle ya da böyle tehlikededir...
Bu tehlikenin kaynağı da Türkiye’deki çeşitli çıkar çevreleri ile bu işten gelir elde eden tetikçi oluşumlarıdır...

-*-*-

Daha önce defalarca yazdım, son olarak Kudret Özersay aynı ifadeyi kullandı; “Sınırlarımız galbura döndü”...

-*-*-

Evet, bu sınırları koruyamamak, elinde çifte çifte tabancalarla hatta Kalaşnikof’larla bu ülkeye gelmenin bu kadar kolay olması, ciddi bir güvenlik başarısızlığıdır... 
Güvenlik fiyaskosu... 

-*-*-

EOKA ve EOKA B’nin saldırıları; tarihin hiç bir döneminde Kıbrıs Türk toplumunu şu andaki kadar ciddi bir şekilde tehdit edememiştir!
Arz ederim!


Zelensky ve Trump!