Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen “Hayatın ve Öğrenmenin Tadı” başlıklı etkinlikte UKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gürkan Doğan hayatın anlamı ve mutluluk konularının öğrenme süreçleriyle olan ilişkileri hakkında konuştu.
UKÜ Çevik Uraz Merkezi, konferans salonunda gerçekleşen etkinlikte Doğan, “modern” dünyada insanın savunma, kontrol, tüketim ve beğenilme odaklı dijital bir yaşam biçimine savrulduğu için ortaya çıkan “huzursuzluk” nedeniyle içine karışamadığı ve seyircisi kaldığı keyifsiz bir hayata mahkum olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Doğan, insanların dünya genelinde giderek artan bir biçimde “boşluk hissi” ve “can sıkıntı” ile baş başa kaldıklarını; bu nedenle İngiltere ve Japonya’da 2018 yılı sonrasında “Yalnızlık Bakanlık”ları kurulduğunu söyledi.
“Hayat” yerine “hayata yüklenen anlam”, “zaman” yerine “zaman algısı” ifadelerini yeğlediğini belirten Prof. Dr. Doğan, ömrün çok hızlı geçip gitmiş olduğu hissinin o ömrü ağırlıklı olarak rutinlerle geçirmiş olmakla yakından ilgili olduğunu belirtti.
İnsanların içine etkin bir biçimde katılamadıkları için kendilerine ızdırap vermeye başlayan hayata tahammül edebilmek için giderek artan bir ivmeyle falcılara, medyumlara, niteliği tartışılabilecek türden kişisel gelişim uzmanlarına ve yaşam koçlarına başvurduklarını söyleyen Doğan, “Bu çok manidar bir durumdur. Çünkü insalara mutlaka mutlu olmaları tavsiyesi verilmekte ve bunu nasıl yapacakları konusunda hazır reçeteler sunulmaktadır. Oysa mutluluk bir amaç, bir sonuç değildir; mutluluk, süreçlerle yapılam tercihler doğrultusunda o süreçlerde yaşanan deneyimlerle ilgili olarak deneyimlenen devingen duygulardan ibarettir. Daha önemlisi, mutlu olmak kadar mutsuz olmak da en doğal hakkımızdır. Aslolan mutsuzluğun da yaşamın en doğal bir parçası olduğunu içselleştirmek ve her türlü akış içinde yaşamın değerini bilebilmektir. Aslolan hayattır ve o hayatı olabildiğince iç sesimize uygun bir biçimde yaşayabilmektir. Hayatta tek amacımız olmalıdır; amaç hayatı yaşamaktır. Daha sonra keşkelerin ve hayıflanmaların olabildiğince az olduğu bir hayatın dümeninde olmak ve geriye dönüp baktığımızda “iyi ki böyle bir hayat sürmüşüm” diyebilmelidir.
Doğan, okullarda sezgi, içgörü, sağduyu, sevgi, saygı ve iç dayanıklılıkla ilgili derslerin içeriğin oluşturacağı “mutluluk” müfredatlarının hayata geçirilmesi gerekliliğini ifade ederek dünyada var olan bu yöndeki olumlu uygulamaların altını çizdi.