Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, “Ülke yararına olacak bir hükümette yer almayı Başbakan Saner’in istemediğini” belirterek, “Biz parti olarak kendilerine iki hükümet önerisinde bulunduk, ‘Gelin UBP, CTP ve HP üçlü geniş tabanlı bir toplumsal mutabakat hükümeti kuralım’ dedik ama Sayın Saner kolayı seçti” dedi.
HP’den yapılan açıklamaya göre Özersay, BRT’de Baykan Gürses Özdağ'ın hazırlayıp sunduğu 45+ isimli programa katılarak, soruları yanıtladı.
Başbakan Ersan Saner’in, muhalefet partilerine ilişkin kullandığı, “Uzaktan gazel okumak kolay. Hükümette olmak istemediler” ifadesine cevap veren Özersay, şunları belirtti.
“Biz Sayın Saner’e, bu memleket için en doğru olacak hükümeti yani geniş tabanlı toplumsal mutabakat hükümetini önerdik, ‘Hükümette yer almak istemiyoruz’ demedik. ‘Üçlü ve geniş tabanlı bir toplumsal mutabakat hükümeti olsun’ dedik. ‘UBP, CTP ve HP üçlü hükümetini kuralım ki meclisin toplanamaması gibi bir sorun olmasın, yasalar olması gerektiği gibi geçsin.
Salgın ve ekonomik kriz var, birlikte yönetelim’ önerisinde bulunduk. Şu anki koalisyonun adı her ne kadar üçlüyse de 6’lı 7’li bir koalisyona dönüştü. Memleketin faydasına olabilecek bir hükümet formülünü bizzat Sayın Saner’in kendisi kabul etmeyip böyle bir yola girdi.
O dönemde Halkın Partisi olarak başka bir seçenek daha ortaya koyduk. Dedik ki ‘Biz daha önce UBP’yle bir koalisyon kurduk ve bazı sıkıntılar yaşadık. O sıkıntıların tekrarını yaşamak istemiyoruz. Gelin nelerde değişiklik yaparak bir seçim hükümeti kurabileceğimizi konuşalım’ dedik ama Ersan Saner’den ‘Aynen devam edelim’ tavrı gördük. Onca yaşanan şeyden sonra aynen devam etmek bizim açımızdan mümkün değildi.
Böylece iki seçeneği de Sayın Saner reddetti ve heba etti. Sayın Saner kolayı seçerek, başka partilerden milletvekili kopararak ya da dışarıdan destek alarak bir yamalı bohça hükümeti kurmayı tercih etti. Her ne kadar bunun kolay bir yol olduğunu düşünse de bu yolu seçerek ülkeyi hükümetsiz bıraktı.”
Özersay, hükümetin güvenoyu almasının ardından Meclis Başkanı seçiminde yaşananlar, Meclis’in açılamaması, yasaların geçirilememesine bakıldığında, hükümetin aldığı güvenoyunu muhafaza edemediğinin ortaya çıktığını ileri sürdü.
Koalisyon ortaklarından YDP’nin ikiye bölündüğünü, DP’nin içinde farklı sıkıntılar yaşandığını, Serdar Denktaş’ın durumunun net olmadığını ifade eden Özersay, bunun hükümetin kuruluşta aldığı güvenoyunu muhafaza edemediğinin göstergesi olduğunu savundu.
“GERÇEK ANLAMDA BİR SEÇİM HÜKÜMETİ GEREKLİLİKTİR”
Hükümetin meşruiyetini kaybettiğini iddia eden Özersay, ülkeyi seçime götürecek olan hükümetin mevcut hükümet olmayacağını belirterek, şöyle devam etti:
“Hükümet ruhunu teslim edeli çok olmuştur. Ne zaman defnedileceğidir konuşulan. Gerçek anlamda bir seçim hükümeti gerekliliktir. Bu hükümetle seçime gidilemez. Halkın iradesinin güncellenmesi gerekir. Geciktirmeden artık seçim yapılmalıdır. Eğer gerekirse de, Halkın Partisi halkın menfaatinin gerektirdiği şekilde davranacaktır. Görevden, sorumluluktan kaçmayız.”
Sağlık ve ekonomik anlamda ülkede ciddi bir sıkıntı yaşandığını söyleyen HP Genel Başkanı Özersay, dar gelirli vatandaşların alım gücünün daha da düştüğü bir dönem yaşandığına işaret etti. Özersay şunları kaydetti:
“Hükümet sigorta prim desteğini devam ettirmeli. Biz hükümetteyken aldığımız bu destek kararının olumlu etkisi olmuştu. Şu anda hükümet bunu devam ettirmeyerek zamları ve pahalılığı tetikliyor. Asgari ücreti belirlemedeki gecikme zaten dar gelirli özel sektör çalışanlarını mağdur ediyor. Okullar açıldı. Özel sektörde asgari ücretle çalışan binlerce kişinin okula başlayan çocuklarının masrafları var, bunu düşünmek gerekirdi. Özel sektörde asgari ücretle çalışan bu insanların çoğu vatandaş olmadığı ve oy hakkı bulunmadığı için gereken önem verilmedi ve geciktirildi diye düşünüyoruz. İhtiyaç bu sorunları geciktirmeden gidermektir.”
ELEKTRİK KONUSU… “ÇOK RİSKLİ BİR NOKTAYA GİDİLİYOR”
Herkesin sağlığını ilgilendiren elektrik konusunda ise çok riskli bir noktaya doğru gidildiğini savunan Özersay, “Kendilerine önerilerimizi söyledik, fikir ortaya koyduk. Daha önce nasıl yaptığımızı anlattık ancak bu konuda bir vurdumduymazlık söz konusu. Vahim bir tabloyla karşı karşıyayız” dedi.
Konuyu ve durumu sadece Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’yla bağlantılı görmenin doğru olmadığını ifade eden Kudret Özersay, şunları belirtti:
“Başbakan tüm Bakanlar Kurulu sorumludur. Sayın Ersan Saner’in ‘Elektriğin doğrudan alınmasından ve bu durumun ortaya çıkmasından üzüntü duyuyorum’ şeklinde bir açıklaması var. Bir başbakan açısından üzüntü duymak yeterli olur mu? Elektrikle ilgili yaşadığımız sıkıntılar hükümetin sorunudur, sorumluluğudur. Başta evet Bakan olarak Erhan Arıklı’nın sorunudur ama sadece ona indirgenemez”
Hükümetin büyük ortağı olan UBP’nin bu durumdan kendini çıkarmasının mümkün olmadığını söyleyen Özersay, Arıklı’nın yaptığı açıklamaların ise üslup olarak kabul edilebilir olmadığını belirtti.
Ülkede ihale yasası olduğunu ve yakıt alımlarının yasaya uygun ihaleyle alınması gerektiğini kaydeden Özersay, şu ifadeleri kullandı:
“Ancak neredeyse tamamı doğrudan alındı. Bu da şaibe riskini ortaya çıkarıyor ve soru işaretleri yaratıyor. Bu yakıtın kirli olduğunu bilim insanları söylüyor ve devam eden mahkeme süreci içinde Kıb-Tek adına mahkemede beyan veren ilgili müdürün yakıtın kirliliğine ilişkin açıklamaları var. Yakıtın kirliliği hava kirliliğine yol açtığı için vatandaş bilerek, zehirlenmiş oluyor. Üstelik Kıb-Tek’in yeni yönetimi yaptığı tahlil sonucunu da açıklamıyor ve neden gizlediği de aşikar. Yakıt kirli olduğu için dün itibariyle Teknecik’te pek çok cihaz arıza yapmaya başladığı için parçalarının değiştirildiği bilgisini aldık. Bize göre çıkış yolu keyfi alıma son vermek ve ihaleyle temiz yakıt almaktır. Yakıtın temizliği herkesin can güvenliğiyle doğrudan ilgilidir.”