Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Genel Başkanı Tufan Erhürman, Hayvancılar Birliği’nin eylemi ile ilgili hükümete sorular yönetti.
Erhürman’ın açıklaması şöyle:
Eylem bitti, soruları kaldı yadigar:
1. Madem ki oturulup bir çözüm ihtimali yaratılabiliyordu, neden 10 gün boyunca diyalog kurmaktan kaçınıldı?
2. 10 gün boyunca yaşatılan gerginlik ve kamusal kayıplar, Başbakanlığın eylem bitmeden görüşmem büyüklenmesine değdi mi?
3. Sonuç itibarıyla donmuş et ithali hala hayvancının da, kasabın da, lokantacının da, tüketicinin önemli bir kısmının da karşı olduğu bir yöntem değil mi?
4. Ortaya bir plan çıkacak mı? Ne zaman karkas, ne zaman canlı hayvan ithali gerçekleştirileceği belirlenecek ve kamuoyuyla paylaşılacak mı?
5. Et üretiminin bu ülkedeki yönetenlerin de bilmediği, bilmek için ve bilinebilir kılmak için kılını dahi kıpırdatmadığı nüfusa yetmediği gerçeği ortada olduğuna göre, bu konuda orta ve uzun vadede ne yapılacağı konuşuldu veya konuşulacak mı?
6. Sonuç ette kimsenin doğru bulmadığı donmuş et ithali ve süt dolayısıyla, süt ve süt ürünlerinin tüketiciye daha pahalı bir şekilde ulaşması mı?
Esas mesele bu sorularda gizli. Yoksa diyalog kurulmadığı için on gün boyunca (aslında çok daha fazla) üreticiye de, kasaba da, lokantacıya da, otelciye de, genelde halka da yaşatılan gerginlikten ve yaratılan zarardan sonra diyalog kurmak ve bakın "eylem bitmeden görüşmem demiştim, görüşmedim işte" demek "başarısı" herkese yetiyor mu?
Kim ne derse desin, kime ne dedirtilirse dedirtilsin, ülke yönetmek, otoriteyi bilgiyle, veriyle, planla, diyalogla kurmaktır. Otoriteyi otoriterleşerek kurmaya çalışmak ve sorun çözmeden algıyla "başarı hikayesi" yazmaya, yazdırmaya çalışmak değil!