Sevgi YALMAN
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin Çevreden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Körceğiz, insanın yaşamını sürdürmesinin en önemli koşullarından biri olan doğanın yine insan eliyle yok edildiğini ve son yüzyılda yapılanlarla çevrenin nerdeyse yaşanılamayacak hale geldiğini söyledi. Dünyadaki teknolojik gelişim sayesinde baz istasyonları, yüksek gerilim hatları, elektrik trafoları, cep telefonları-bilgisayarlar, mikrodalga ve her türlü elektronik cihaz nedeniyle riske maruz kalındığını, buna ülkemizdeki olumsuzlukların da eklenmesiyle KKTC insanının her türlü hastalığa yakalanma tehlikesi ile karşı karşıya olunduğunu açıkladı.
TEDAVİ DAHA PAHALI
KKTC’nin, 5 bin kayıtlı kanser hastası ile dünya sıralamasında üst sıralarda olduğuna dikkat çeken Dr. Körceğiz, çevre sorunlarının bunda önemli bir faktör olduğunu vurguladı. KKTC’deki çevre sorunlarını 14 başlık altında toplayan Dr. Ahmet Körceğiz, çevrenin korunmasının önemine dikkat çekerek “Kanser olan bir kişinin Devlete maliyeti, alınacak çevresel önlemlerin maliyetinden daha fazladır” dedi.
KIBRIS’A ÖZEL SORUNLAR
Adres Kıbrıs’a konuşan Dr. Ahmet Körceğiz, Kuzey Kıbrıs’a özel sorunları CMC atıkları, termik santrallerin çıkartıları, sigara dumanına maruz kalma, Gazimağusa Limanının işleyiş şekli, petrol tesisleri ve işleyişleri, çöpler, belediye grevleri ve artan çöp sorunları, taş ocakları, belediyelerin sivrisineklerle mücadele şekli, araba egzozlarından çıkan zehirli gazlar, denizlerimizin korunaksızlığı, ses ve görüntü kirlilikleri, tarım işçilerinin ilaçlamada kullandığı maddeler ve doğa tahribatları olarak 14 başlık altında topladı.
CMC ATIKLARI
Kıbrıs’ta 50 yılın üzerinde maden işletmeciliği yapan Amerikan şirketinin 1975 yılında 10 milyon ton atık bırakarak ülkeyi terk ettiğini, Lefke-Gemikonağı Bölgesinin 40 yıldır bu durumda olduğunu, bölgede ot bile bitmediğini ifade eden Körceğiz, “bölgenin yanındaki gölet ve deniz tehdit altındadır. O bölgedeki kuyu sularının analizlerinde demir, mangan, alemünyum gibi ağır metallerin oranı yüksektir. CMC’nin ülkeyi terk ettiği dönemde devlet ve halk olarak sadece izlemekle yetindik” dedi.
TERMİK SANTRALLER
Teknecik ve Kalecik’teki termik santrallerin, filtreleri olmaması nedeniyle çıkartılarının çevreyi kirlettiğinin altını çizen Körceğiz, bu santrallerden çıkan kükürt dioksitin tarım ürünlerini ve doğayı kirlettiğini belirtti. Kısa süre önce yaşanan Kalecik Petrol Faciasına da değinen Körceğiz, bu sayede yasalarımızın ne kadar yetersiz olduğunun ortaya çıktığını, kriz durumlarında ne kadar korumasız olduğumuzu öğrendiğimizi söyledi.
TAŞ OCAKLARI
Ahmet Körceğiz, ülkemizde gereğinden fazla bulunan taş ocaklarının, çıkardıkları tozlarla yalnız insan sağlığını değil tüm canlıların sağlığını tehdit ettiğini, ağaçların nefes alamadığı için bir süre sonra kuruduğunu, özellikle Beşparmaklar üzerinde faaliyet gösteren taşocaklarının bir süre sonra iklim değişimlerine neden olacağını kaydetti.
SİVRİSİNEKLERLE KİMYASAL DEĞİL BİYOLOJİK MÜCADELE
Belediyelerin sivrisineklerle yaptığı mücadelenin biyolojik olması gerektiğini, bazı Belediyelerin bu mücadeleyi başlatmasının sevindirici olduğunu dile getiren Dr.Ahmet Körceğiz, ”Kimyasal mücadelede kullanılan ilaçların çoğu insan sağlığını da etkilemektedir. Örneğin Almanya’da kimyasal mücadele yasak, biyolojik mücadele yapılıyor ve yıllardır sivrisinek problemi de yok” dedi.
Dr. Körceğiz, sigara dumanına maruz kalmanın çeşitli risk faktörleri oluşturduğuna, sigara içenlerin bağışıklık sistemi zayıfladığı için başta kanser olmak üzere çeşitli solunum yolları hastalığına yakalanmaları olasılığına dikkat çekti. Körceğiz, özellikle çocuk ve gençlerin eğitilmesi ile sigara içiciliğinin azaltılması gerektiğini söyledi.
GAZİMAĞUSA LİMANI
Gazimağusa Limanının başlı başına sorun olduğunu, kanser hastası oranında Gazimağusa’nın ilk sırada olması nedeniyle Limana özel ilgi gösterilmesi gerekliliği üzerinde duran Dr. Körceğiz şöyle konuştu;
“Şehrin, en az üçte biri liman çevresine yerleşmiştir. Kıbrıs’ın tüm hurdaları liman içine istiflenmekte, bu da hem görüntü kirliliğine hem de hurdalar yüklenirken çıkan tozlarla içindeki ağır metallerle sağlığı etkilemektedir. Her türlü arpa, buğday hububat yüklemesi açık olarak yapılmaktadır. Çimento sağlıklı taşınmıyor. Çimento tozunun solunması (crom 6) akciğer kanserini tetikleyebilir. Rafineri parçaları serbest liman içine konuşlandırılmıştır. Türkiyede’ki Ataş Rafinerisinin parçaları burada hangi amaca hizmet etmektedir. Tersane ve liman aynı terminalde faaliyet gösteriyor. Tüm bunlar giderilmesi gereken sorunlardır. Liman, bu işleyiş şekli ile şehri zehirlemektedir. Limanı başka bir yere taşıyarak sorun çözümlenebilir”
ÇARE NE?
Tüm çevre sorunlarının giderilmesi için hem Devlete hem de vatandaşlara görev düştüğünü ifade eden Dr. Ahmet Körceğiz, vatandaşların çevreyi temiz tutması, sivrisinekle kimyasal mücadele talep etmemesi ve çevre sorunlarına duyarlı olup ilgili birimlere haber vermesi gerektiğini söyledi.
Dr. Körceğiz, genç bir ülke olan KKTC’nin Dünya’daki gelişmelere ayak uydurmakta zorluk çektiğini, çıkan yasaların bazılarının eksik olduğunu, uygulamada zorluk çekildiğini belirterek çevre ile ilgili konularda çevre mühendisleri ile ilgili sivil toplum örgütlerine doğa ile ilgili konularda da biyologlar ve diğer bilim insanların görüşlerinden faydalanmaları gerektiğinin altını çizdi.
Devlet olarak yapılması gerekenleri de sıralayan Körceğiz şöyle konuştu;
“Trafoların ve yüksek gerilim hatlarının yanına inşaat izni verilmemeli. Baz istasyonlarının boyutu büyüdükçe etkileri artmakta ve insana zarar vermektedir. Şehir içine büyük baz istasyonu izni verilmemelidir. Her türlü elektronik aletin manyetik alan yarattığı unutulmamalı, evde kullanılan mikrodalgaya bile çalışırken belli bir mesafede durulmalıdır. Ülkemize çevreci teknolojiler kazandırılmalıdır. Örneğin elektrik konusunda güneş enerjisi kullanılması devlet eliyle teşvik edilmelidir. Tarım ve ilaçlamada kullanılan maddeler mercek altına alınmalıdır. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Avrupa Birliği ve Dünya’da alınan önlemler ne ise biz de o önlemleri alalım.