Kıbrıs Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı, bütün dünyada küresel ısınmanın etkisini azaltmak yönünde yoğun ağaçlandırmalar yapılırken ülkemizde tam tersine yeşili azaltmak, yok etmek için adeta yarış yapıldığını savunarak, “Bugün ülkemizde yasa, tüzük ve yönetmenlik tanımayan orman ve yeşilin katledilmesi ve yok olmasına seyirci kalan bir yönetim zihniyetiyle karşı karşıyayız” dedi.
Vakıf, ormanların gelecek demek olduğunu vurgulayarak, onları korumak ve çoğaltmak için tüm doğa sevenleri ve sivil toplum örgütlerini birlikte mücadeleye çağırdı.
Kıbrıs Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı yaptığı yazılı açıklamada, insanlığın tarihsel açıdan çok önemli bir süreçten geçtğini belirterek, dünyadaki enerji kaynaklarının tükenmesi, ekilebilir tarım alanlarının sınırına gelmesi, ozon tabakasının delinmesi ve iklim değişikliği, erozyon ve her gün artan çevre kirliliği nedeniyle dünyanın ekolojik bir krizin eşiğine geldiğini belirtti.
Bu olumsuzluğun en önemli nedenininse insan eylemleri sonucu doğal dengenin bozulması olduğunu ifade eden Vakıf, “Bunun da en önemli nedeni orman kaynaklarının yok edilmiş olmasıdır“ dedi.
Kıbrıs Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı açıklamasına şöyle devam etti;
“Yüzyılımızın son otuz yılında dünya ormanları büyük bir tahribatla karşı karşıya olup her yıl 10-15 Milyon hektar ormanlık alan insan eliyle yapılan yanlış müdahaleler sonucu çıplaklaşmakta, her yıl bir milyar metreküp ağaç serveti eksilmekte, kişi başına düşen 6000 metrekare orman alanından 12 metrekare azalmaktadır. Ayni zamanda her yıl orman ve bitkiler tarafından atmosfere kazandırılan 140.9 milyar ton oksijen tahrip edilen ve yok olan orman miktarı oranında azalmaktadır. Son yıllarda küresel ısınmanın da yol açtığı orman ve arazi yangınları nedeniyle bu miktarın daha da arttığı ve 25 ülke ormanların tamamını, 29 ülke ormanlarının tamamına karşı bir kısmını yitirdiği saptanmıştı. Bilim adamlarının ‘’Ağaçların fotosentez olayını 45 dakika durdurmaları durumunda dünyada hiçbir canlı kalmaz‘’ öngörüleri insanoğlunu ciddi ciddi düşünmeye ve bu hayati tehlikeye karşı radikal önlemler almaya zorlamalıdır.
Küresel ısınmanın etkisini iyice hissettirdiği bu dönemde felaketin etkilerini azaltmak yönünde düşünülecek tedbirlerin başında hiç kuşkusuz ormanların korunması ve alanlarının artırılması gelmektedir. Bu nedenle dünyada geniş çaplı ağaçlandırma kampanyaları yürürlüğe konmuştur. Küresel ısınmadan en çok etkilenecek bölgede bulunmamız nedeniyle bu çevre felaketinin etkisini azaltma yönünde radikal önlemler alarak ormanlarımızı her türlü tehlikeye karşı korumamız ve 78000 hektar olan orman alanını ağaçlandırmalarla 100000 hektara çıkarmalıyız. Bunu gerçekleştirmek için ülkemizde potansiyel alan mevcuttur. Ancak bunu gerçekleştirecek siyasi bir iradeye ihtiyaç vardır. Bütün dünyada küresel ısınmanın etkisini azaltmak yönünde yoğun ağaçlandırmalar yapılırken ülkemizde tam tersine yeşili azaltmak, yok etmek için adeta yarış yapılmaktadır. Bugün ülkemizde yasa, tüzük ve yönetmenlik tanımayan orman ve yeşilin katledilmesi ve yok olmasına seyirci kalan bir yönetim zihniyetiyle karşı karşıyayız.
-Geçmişte yılda ortalama 2 veya 3 milyon fidan üretirken günümüzde bu rakam 100 – 200 bin gibi komik rakama geriletilmiştir.
-Orman alanları yangınlara karşı korumasız durumdadır. Yangın önleme ve mücadele konusunda zaafiyetler vardır. Alınması gereken önlemler yetersiz, eksik ve aksaktır.
-Orman alanlarında keçi otlatılması yasak olmasına rağmen başıboş otlatma kanunsuz bir şekilde devam etmektedir.
-Yoğun böcek zararlılarına karşı hiçbir etkili tedbir alınmıyor, ormanlar böcek salgını riski ile karşı karşıya bırakılmıştır.
-Ormanlık, zeytinlik, harupluk ve makilik alanlar rant uğruna hızla yok edilmektedir.
-Birinci sınıf topraklar beton yığınlarına dönüşmüş duruma getirilmiştir.
-Dağlarımız taş ocakları sonucu delik deşik olmuştur.
-“Kamu Yararı Kavramı’’ ile ilgili yapılan yanlış değerlendirmeler sonucu orman alanları ormancılık amaçları dışında kullandırılmaktadır.
Bu ve benzeri tüm olumsuzlukların müsebbibi bu ülkeyi idare edenlerdir. Ama çok iyi bilinmelidir ki; çölleşme ormansızlaşmanın bir sonucudur ve çölleşmeyle mücadelede insanlığın elinde tek bir silah vardır, o da ağaçtır, ağaçlandırmadır. Yeşilin tahribi çölleşmeye davetiyedir.”