Bu ülkeye büyük bir vidanjör lazım.
Siyaset ve düzen öyle bir kirlendi ki, ancak vidanjörle etrafın çekilmesi gerektiğine inanıyorum.
Eskiden devleti hortumlayanlar vardı.
Şimdilerde de bu hortumlayanları ve düzenin parçası olup, “statiko” karşıtı görünüp, aslında statiko’nun ve statikoculuğun dik alası olan koltuk sevdalılarının vidanjör aracılığıyla temizlenmesi lazım.
Ama ardından bir başka sorun çıkıyor ortaya: bu vidanjörü nereye boşaltmalı?
Bence vidanjörle birlikte toprak altına gömmeli...
Sn.Arabacıoğlu’nun Eğitim Bakanlığı görevinden istifası; kim ne derse desin neye bağlarsa bağlansın, bu ülke siyasetinin ve siyasetçisinin alışık olmadığı bir davranış biçimidir... “olmuyorsa istifa ederim...”
Bu davranış küçüklük-başarısızlık değil aksine bir “erdem” göstergesidir.
Sn.Arabacıoğlu; ne pahasına olursa olsun bu koltukta oturayım demedi.
Demeyerek de diyenlerden kendini arındırdı.
Yaptığı basın toplantısında verdiği bilgilerin detayları incelendiğinde aslında sistemin çöktüğünün bir kez daha tanıklığını bizlere yaptırdı.
Detaylar, eleştiriler, yorumlar şu an benim dikkatimi çeken ikinci konu.
Birinci konu’m; böylesi soylu bir davranıştır.
Yıllardır etrafınıza bir bakınız; bakanınızdan milletvekilinize, müdürlerinizden sorumlularınıza kadar -özellikle devletten maaş çekenleri kastediyorum-, kaç kişi “buraya kadar” deyip koltuğunu bıraktı ya da “bu meclis yapısında hiçbirşey olmaz” deyip de milletvekilliğinden vaz geçti?
Aksine, bulundukları yeri korumak adına sırasında kendilerini var eden siyasi inançlarından bile vaz geçmişlerdir.
Ah koltuk ah...
Kendilerini koltuklarıyla var edenler,ettiklerini sananlar, en acınacak kişilerdir.
Çünkü onların tek ve seçeneksiz varlık nedenleri; koltuklarıdır.
Bundan dolayıdır ki kokuşmuş bu düzeni ancak kokularını içine alan bir vidanjöre gerek var.
Hem koltuk sevdalılarını hem de koltuklarından edilip de, edildikleri için kendilerine yediremeyip demokrasi havarisi geçinenleri de içine çeksin.
Belki düzelir bu düzen...