23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dün bir kez daha kutlandı. ‘Bayram’ın doğum yeri olanTürkiye’de, nerede nasıl kutlandı ? Doğrusunu isterseniz ilgilenmedim bile. Orada burada, bu yıl da eski 23 Nisanlar gibi kutlandıysa bile, belli ki pek yakınlarda, ülke çapında ve de resmen, tümden revizyona (!) uğrayacak kutlama şekilleri. Olursa hiç şaşırmayın. Ondan sonra da sıra ‘19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’na gelir herhalde..
Neyse... Bizim buralarda resmi törenlerde değişen birşey yok (henüz). Okullarında çocuklara ‘egemenlik nedir’ anlatıldı mı bilmem. Bu bir yana, törenler, geçmiş yıllardakilerin yeni bir kopyasıydı aşağı yukarı. Çocuklar günlerce, ezberlenmiş bazı hareketlere hazırlandılar; alanlara sürüklendiler; saatlerce güneş altında bekletildiler; geçmiş yıllardan kalma ‘Copy-Paste’ yapılmış nutukları dinler gibi yaptılar; bando ve marşlar eşliğinde resmi-geçite katıldılar ve sonunda da, güçleri kaldığınca gösterilerini yaptılar... Ve nokta’... Haaa, galiba bir de ‘büyüklerin’ kokteylleri oldu akşam saatlerinde...
Önemli bir farklılık olarak Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın çocuklara yönelik özel konserini de atlamayalım ama bu arada.
***
‘Bayram’ (!) hareketliliğinin büyüğü, okullarda, stadyumlarda değildi aslında. Dikkatimi çekti... Tüm büyük otellerimizin ’23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ münasebetiyle (!) özel sanatçı konukları ve de özel geceleri vardı. Yani, büyük büyük sanatçılarla kutlandı (!) otellerimizde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Türkiye’nin egemenliğine olan sevgi ve saygı da, çocuklara olan sevgi de bir kez daha gösterildi en güzel şekilde, hem Otel sahnelerinde hem de rulet masaları önünde...
***
TBMM’nin kuruluşunun yıldönümü kutlama hazırlıkları devam ederken hafta içindeki iki habere takıldım. Biri, ‘Cenazelerdeki Chopin’in Cenaze Marşı’na itiraz’, diğeri de ‘Osmanlı Hanedanına maaş bağlanması önerisi’ haberiydi.
Düşündüm de düşündüm... “Nereden nereyeeee ? “ dedim.... “Herhalde gavur icadı olan bandolar da dağıtılır artık. Yerine de mehter takımları kurulur. Cenazeler de Mehter Marşları eşliğinde tekbirlerle kaldırılır artık.”
Düşündüüüm de düşündüüüm... En az 20 kez “Neredeeeen nereyeeee...” dedim kendi kendime. Chopin’den Itri’ye işte.. Ne var bunda bu kadar düşünecek ?
Attila Özdemiroğlu da göçtü
Türkiyenin en önemli müzik adamlarından biriydi. Ben de hayranlarındandım. Onunla 1972 yılında tanışmıştım. Eline aldığı her enstrümanı ustaca kullanan ender kişilerden biriydi. Yakın arkadaşı Şanar Yurdatapan ile ortaklaşa kurdukları ŞAT Yapım’da sıkça görüşüyorduk. İthal yasağı vardı Türkiye’de. Birşeyler yapmak istiyorlar ama, yoktan var ettikleri stüdyolarına, örneğin mikrofon bile getirtemiyorlardı. Kıbrıs’tan bazı ufak tefek ihtiyaçlarını alıp alıp götürüyordum kendilerine. Gitar-bas gitar teli, keman, çello teli v.s. (Bir defasında da Shure marka bir mikrofon).
1974’lerde, hiç karşılık beklemeden, Şanar’la birlikte , Bayrak Radyosu’nda yayınlanmak üzere ‘Anadoluda Size Bir Mektup Var’ adlı bir program yapıp yapıp göndermişlerdi uzunca bir süre. Ama sonra, ŞAT Yapım dağılmıştı galiba. İletişimimiz de böylece kopmuştu. Uzun bir aradan sonra bir kez daha görüşmüştük. Antalya’da Akdeniz Akdeniz Uluslararası Müzik Yarışması’nda. Sonra, gene koptuk. Ama uzaktan hep izlemeye çalıştım yaptıklarını. Nilüferle, Ajda Pekkan’la, Sezen Aksu’yla ve daha niceleriyle... Yedi Kocalı Hürmüs’ü, film müziklerini, Firuze’yi ve diğer eserleri ve düzenlemelerini. Hemen hemen hepsini.
Hafta içinde o da göçtü gitti sonsuzluğa. Ve Türk müzik dünyası çok büyük bir değerini daha kaybetti. Gittiği yerde ışıklar içinde olmasını dilerim.
Sokağın Ağzı
- Adı üstünde Ekonomik Protokol. Yargının, yasaların ne ilgisi var ekonomiyle hiç anlamadım.
- BRTK daha çok begler... Aha gene bahane. Hükümet değişdi. Daha mühim işler var şimdi. BRTK daha sora.
- Paniğe kabdırdılar ahaliyi maaşlarda gene kesinti var deyi. Aha olmayacagmış öyle bişey. Zaten Türkeş elinde para dolu valiznan gelmiş. Duymadınız ?
- Erdoğan sormuş babasına “Ben Laz mıyım yoksa Türk mü ?” diye. O da korkmuş söylesin asıllarının ne olduğunu, soran olursa “Müslümanım de” demiş.
- İki egemen ülke yeni bir uygulamaya ilk adımını attı. TC Başbakan Yardımcısı geldi KKTC Bakanlar Kurulu’na Başkanlık yaptı. Çok yakında bizim Başbakan yardımcısı de gidecek, TC Bakanlar Kurulu’na Başkanlık yapacak. Bilmeyenlere duyurulur.