Hüseyin Özbarışcı
Coşkun Ulusoy, Kıbrıs Türk ve Rum futboluna birçok katkıda bulundu. Futbolculuk kariyeri bugün halen devam eden Coşkun Ulusoy; Çetinkaya, Yenicami, Küçük Kaymaklı gibi kulüplerle ülke futbolumuzda sayısız başarılara imza atarken, Güney Kıbrıs’ın Nea Salamina takımında da forma giydi.
Nea Salamina kulübünde iki yıl forma giyen tecrübeli oyuncu bugün, K-Pet Birinci Lig’de mücadele eden lider Gönyeli’nin orta sahasında görev yapıyor. Gönyeli’nin kaptanlık bandını taşıyan efsanevi oyuncu, ülke futbolunda son yıllarda yaşanan süreci de değerlendirerek, önerilerde bulundu.
Hüseyin Özbarışcı: Futbola hangi sezon ve nerede başladınız?
Coşkun Ulusoy: Futbola 2002-2003 sezonunda Yalova’da başladım.
H.Ö: Nea Salamina takımına ne zaman transfer oldunuz?
C.U: Nea Salamina kulübüne 2003-2004 sezonunda, kapıların açılmasından hemen sonra transfer oldum. Transferimin gerçekleşmesinde Fevzi Beyar ve ailemin çok büyük katkısı oldu.
H.Ö: Peki, Türk Futboluyla Rum futbolu arasındaki farklar nelerdir?
C.U: Güney Kıbrıs’taki ligler tam bir profesyonellik çerçevesi içinde oynanmaktadır. Örnek verecek olursam, Güney’deki maçlara çok sayıda taraftar gelmektedir. Normal bir maçta 2 ya da 3 bin civarı, derbi maçlarında ise iki, üç katı daha fazla seyirci geliyor. Kuzey’de ise hangi maç olursa olsun, seyirci sayısı iki yüz kişiyi geçmiyor.
H.Ö: Nea Salamina kulübüne transfer olduğunuz ilk günler zorluk çektiniz mi?
C.U: O yılları düşünecek olursak, iki halk birbirini görmeden 30 yıl yaşadı. O dönem kapıların yeni açılmasıyla birlikte insanlar birbirleriyle kaynaştı ve birbirlerine ziyaretlerde bulundu. Zorlanmamın sebebi dil ve ırk sorunuydu. Zamanla bu sorun çözülmüş oldu.
H.Ö: Nea Selamina takımından ayrılma nedeniniz neydi?
C.U: Orada iki yıl forma giydim. İkinci yılın sonunda ayrılmak zorunda kaldım. Çünkü o dönem ailevi sebepler ve yol problemi vardı. Uzun yıllar oynamak isterdim fakat imkânlar izin vermedi.
H.Ö: Nea Salamina takımında oynarken örnek aldığınız ya da beğendiğiniz birileri oldu mu?
Nea Salamina ve Romanya milli takımında oynayan iki futbolcu beğeniyordum. Cristian Bolohan ve Mihael Stere. İkisi de orta sahada görev yapıyordu.
H.Ö: Peki, özellikle son 1 yılda futbolu birleştirme adına önemli çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalara destek veriyor musunuz?
C.U: Destek vermekteyim. Yıllardır siyasi nedenlerden dolayı sporda ilerleme kaydedemedik. Kasım 2013 tarihinden itibaren gençlerin önü kesinlikle açılmıştır. Sadece anlaşma metninde değil, aynı zamanda tesisleşmede de gelişim göstermeliyiz. Çünkü bizim ülkemizde tesisleşme bulunmamaktadır. Bunların gerçekleşmesi en az 4 ya da 5 yılı alacaktır. Kulüp bazında da gerideyiz. Örnek verecek olursam, Avusturya’da, yaklaşık 3 milyon insan yaşıyor ve sadece 42 tane kulüp vardır. Bizim ülkemizin nüfusu ise 300 bin ve toplam 138 kulüp bulunuyor. Bu kulüpleri en aza indirerek başarı seviyesini en yüksek noktaya ulaştırmalıyız.