Perşembe akşamı Kuğulu Park’ta “İnsanlığını Al gel Barışa Ses Ver” eylemi onca örgütün “katılımına” karşın, beklenen ilgiyi görmedi (basından izlediğim kadarıyla, batırılan KTHY’nı yağmalamaya gidenler daha kalabalıktı!)…
3-5 yüz katılımcıdan fazla polis olması da başka soruları taşıdı gündeme..
Kuğulu Park’a giden yolların tümü, bütün kavşaklardan kesilerek yaratılan trafik kaosu bir yana; onlarca sivil polisin tüm güzergaha dağılması da düşündürücüydü…
Ülkemiz ve bölgemizin acilen barışa gereksinim duyduğu günlerden geçmemize karşın, insanlarımızın bu ilgisizliğini neye yormak gerek?...
Ya, Perşembe sabah saatlerinde, Lefkoşa’nın göbeğinde (Asal şubenin burnunun dibinde) bayrağa sarılmış(!) tahrip gücü yüksek iki adet düzenek ve bir düzine dinamit bulunmasını neye yoracağız…
Yoksa, yıllarca önce gönyelide bulunan cephanelik/Reno’yu unuttuğumuz gibi, kısa sürede bunu da mı unutacağız..
Bu yazı yazıldığında Zülfü Livaneli ile Maria Farandouri konseri henüz gerçekleşmemişti, oraya katılımın da yeterli olmadığından da adım gibi eminim…
Yürüyüşte konuştuğum genç/orta yaşlı(yılların eylem müdavimi) insanlara derin bir umutsuzluk hali vardı…
Bu kronikleşen UMUTSUZLUK hali, eylemlere katılan/katılmayan tüm barış güçlerine sirayet etmiş durumda..
Belki, boşa giden yılların yorgunluğu; gelecek kaygısının belirsizliği; yanı başımızda yaşanan insanlık dramları; Türkiye’de yaşanan kaos; belki de “elindekileri de kaybetme” korkusundandır… Ne fark eder ki?
Geçen hafta “körlük hallerimiz”i yazmıştım…
Küçük bir hatırlatma yapayım:
“Her yer toz duman… Göz gözü görmüyor…
Şiddet çoktandır bize de bulaşmış; önemsemiyoruz…
“Av tüfeklerini hazırladık;odunları suya koyduk” diyenlere, gülüp geçmiştik geçen ay…
Sokak ortasında boy gösteren “mafya savaşlarını” hafife aldık; Çarşamba gün Atlılar’da, BKP ile AKEL heyetlerine yapılan saldırıyı “şehit ailelerinin tepkisi”ne yorup; önemsizleştirdik…
İster, karamsarlık deyin; ister, abartma; bizim körlük hallerimiz sürdükçe, bu toz-duman hali daha da yoğunlaşacak…”
Bu körlük hallerimiz ve umutsuzluk hallerimiz’e (bir de yanı başımızda yaşanan kaosa) baktıkça derinleşiyor karamsarlığım…
Oysa, görüşmelerden “her şey yolunda” mesajları yayılıyor; Ankara’nın yollarını aşındıran siyasilerimizden “pembe demeçler” dağılıyor her gün…
Karamsarlık, yalnızca bana mı musallat oldu, diye düşünüyorum…
Haftaya bayram!
Böyle yazılarla keyfinizi bozmayım; haftayı es geçeyim en iyisi!..