Sicilya Gezisi-3
Serkan Soyalan
Sicilya adasında ‘siyah şehir’ denilince Catania, ‘beyaz şehir’ denilince de Noto anlaşılır. Ada’nın Haziran 2002 yılından beri UNESO tarafından Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan ve korunan şehri olan Noto’da binaların kireç taşından yapılmış olması, şehre beyaz, ferah bir hava veriyor.
Ada’da konakladığımız şehir olan Catania’dan rehberimiz Lorenzo eşliğinde sabah erken saatte çıktık yola bu güzel şehre varmak için... Yaklaşık 1 buçuk saatlik yolculuğumuz süresince de Noto hakkında bilgilendirildik.
Şehrin yüzölçümü 550 bin 86 m², nüfusu ise 2009 nüfus sayımına göre 23 bin 816.
BİNALARA GAGLİARDİ’NİN ELİ DEĞDİ
Sicilya’da 1693 yılında meydana gelen büyük depremden nasibini almış bir şehir Noto ve bu büyük depremde yaralandıktan sonra şehir, yeniden inşa edilmiş. Bu yeniden yapılanma esnasında da mimarlar şehri daha modernize ederek, meydan ve bina düzenlemelerini en iyi şekilde planlamışlar. Çoğu yapıda ünlü mimar Rosario Gagliardi’nin imzası vardır.
Noto şehrinin, deprem sonrası eski şehir merkezinden 10 km kadar uzağa yeniden inşasında, barok sanatının en üst düzey mimari, estetik özellikleri kullanılarak düzenlenmiştir. Bu çalışmalara ayrıca dönemin İspanya Kralı Giuseppe Lanza da maddi destek sağlamıştır. Depremden sonra şehirde burjuva sınıfı emlak satışlarıyla ciddi bir yükselişe geçiyor.
ŞEHRE PORTA REALE’DEN GİRİLİYOR
Noto’ya vardığımızda şehir merkezinin dışında bulunan otoparka arabamızı park ettikten sonra, şehrin girişi olan kapısından geçerek giriyoruz Noto’ya. Aslında Sicilya’da hemen hemen tüm şehirlere girerken bir kapıdan geçiyorsunuz. Noto’daki kapıya ise Porta Ferdinandea veya Porta Reale deniyor. Kapı Kral Ferdinand’ın 1938’de şehre gelişi sebebiyle yapılmış.
ŞEHRİN SİMGESİ KATEDRALLER
Şehrin kapısından girip ana cadde Corso Vittorio Emanuele üzerinde ilerlemeye başladığımızda sağ tarafınızda Chiesa San Francesco d’Assisi All’ Immacolata karşınıza çıkıyor. Kilise, 1704-1745 yılları arasında inşa edilmiş.
Kilisenin hemen karşısında da Chiesa e di Convento Santa Chiara günümüzde müze olarak kullanılıyor. Bu kilise de 1745-1758 yılları arasında Gagliardi’nin eseri. Çan kulesinin de müze ziyaretçilerine açıldığı kilisenin, çan kulesinden Noto, panoramik olarak görülebiliyor.
İHTİŞAMLI SAN NİCOLO KATEDRALİ
Noto’da tarihi dokuyu içinize çekebileceğiniz en ünlü meydanlardan biri de Piazza Municipio. Tarihi Cattedrale di San Nicolo tüm ihtişamıyla meydandan gökyüzüne yükseliyor. Katedral kubbesi 1996’da çöktükten sonra 2007 yılına kadar kapalı kalarak restore edilmiş. Bu katedralin hemen karşısında belediye binası olarak da kullanılan etkileyici mimarisiyle Palazzo Ducenzio bulunuyor.
Şehrin önemli meydanlarından biri de Piazza XVI. Maggio’dur. Bu meydanın önemli yapıları da Chiesa di San Domenico ve Teatro Tin adi Lorenzo’dur. Chiesa di San Domenico’da Gagliardi’nin elinin değdiği bir yapıdır ve yapımı 1703 olarak karşımıza çıkmaktadır.
Noto şehir merkezini gezerken gözümüze ilişen bir anıtın yanına gittiğimizde ise 2’nci Dünya Savaşı’nda şehirdeki çatışmalarda hayatını kaybedenler için yapıldığını görüyoruz.
ŞEHİR IŞIĞA GÖRE RENK ALIYOR
Sabah saatlerinde araç trafiğine kapalı daracık sokaklarında yürüdüğümüz Noto’da konuştuğumuz bölge halkı, şehrin gece hayatının çok güzel olduğunu söylüyor. Sessiz sakin bu tarihi şehirde geceleyin masalar sokaklara seriliyor ve geleneksel lezzetler eşliğinde şarap içiliyor.
Yolu Noto’ya düşen okuyucularımız mutlaka küçük fırınlardan çıkan sıcak ekmeklerle beraber, peynir ve salamlarını denemeli.
Noto’ya ‘beyaz şehir’ deniyor ama şehir gün içerisinde ışığa göre farklı renklere bürünebiliyor. Notolu’lar şehrin en güzel renge büründüğü saatin güneşin batışında yaşandığını söylüyor.
Daracık sokaklarda yürürken dikkatimizden kaçmayan mimari özelliklerden biri de balkon altlarına yerleştirilmiş heykel figürleri. Sanat nereye baksak karşımıza çıkıyor.
GELENEKSEL INFİORATA FESTİVALİ
Noto’da Mayıs’ın üçüncü pazar günü geleneksel Infiorata Festivali düzenleniyor. Festivalin amacı dini figürler değil, tamamen baharı karşılamak adına çiçek yaprakları ve desenlerle, renkli kıyafetlerle eğlenmek. Via Nicolaci’yi rengarenk boyayan festival, 1980 yılından beridir düzenleniyor.