Son günlerin konularının başında gelen ve büyük tartışmalara neden olan “Rauf Denktaş Üniversitesi” üzerinden, açılan ve açılacak olan nice “ada” üniversitelerinin özellikle “ilim” adına düzeylerinin nasıl olacağı, kaliteli eğitim açısından ne verebilecekleri de tartışılmaktadır. Bu bir gerçek ki; son yıllardaki üniversite açmanın birinci nedeni; kanımca “ticaridir”. Elbette bir üniversite “özel” ise, ticari kaygusu da vardır. Bunu kimse yadsıyamaz. Ama “kaliteli eğitim” denildiğinde, bu düzey de kendi içlerinde değerlendirilecek birşeydir. Önemli olan “kaliteli eğitim” düşüncesinin en az “ticari” düşünce kadar hatta daha fazlasının üniversitelerimizde yer bulmasıdır.
Yıl 1944... ortak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Savunma Bakanlığı’nı yapmış, Kıbrıs Türk Siyasal Tarihin’de ise önemli bir isim olan merhum Osman Örek, söz konusu yıl içerisinde, Kıbrıs Türk Lisesi Mezunları Cemiyeti’nin yönetim kurulunda da yer almaktaydı. Ve Kıbrıs’ta bir üniversite kurulması için önerilerini ilk kez Müstemlekat Bakanlığı Müsteşarı Sir Parkinson’a yaptıkları nezaket ziyaretinde dile getirmişlerdi. Kıbrıslı Türkler, aydınlanma adına bir üniversitenin ada’da açılmasının farkındalığındaydılar. Savaş dönemi, ekonomik sıkıntılar derken 1949 yılına geliniyor. 21 Ekim 1949 tarihli Halkın Sesi gazetemizde merhum Osman Örek “Kıbrıs Üniversitesi Meselesi” başlıklı bir yazıyı kaleme alıyordu..
“...“İngilizce “Sunday Mail” mecmuasının 16 Ekim(1949) tarihli nüshasından, Londra’da, Kıbrıs’ta bir üniversite kurulması hususunda münakaşalar cereyan ettiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Bu hususta cereyan eden münakaşaların mahiyeti ne olursa olsun, Londra’daki kararlar ister müsbet ister menfi olsun, umumun Kıbrıs’ta bir üniversite kurulması işinin gerek hükümet ve gerekse Kıbrıs halkının menfaatı bakımından faydadan hali olmayacağı kanaatindeyim...”
Örek, söz konusu yazısında, Avrupa’nın aydınlanma ve Rönesans döneminin, üniversitelerin, eğitimin ne kadar önemli olduğunu, bağnazlığı ortadan kaldırdığı konusunda örnekler vererek böylesi bir kurumun, toplum menfaati için ne denli önem taşıdığını anlatmaya çalışıyordu. Aradan geçen 5 yıllık zaman diliminden sonra bu konunun Londra’da tartışılır olmasının mutluluğunu da dile getiriyordu. Örek; üniversite eğitiminin sadece Kıbrıslı Türklere değil, aynı zamanda o yıllarda “Enosis” propagandası yapan kilisenin düşünsel tutsaklarının aydınlanması açısından da büyük fayda getireceğini belirtiyordu...
“...Kilisenin tahakkümü altında bulunan Kıbrıs’ın fikir hayatını hürriyete kavuşturmak, koyu taasubun kökünü kazıyabilmek ve klasik Kıbrıslının realiteleri objektif olarak müşahade etmesini temin edebilmek için Kıbrıs’ta modern bir üniversitenin kurulması elzemdir.
Hiç şüphesiz, İngiltere hükümeti tarafından kurulacak olan bir üniversitenin Kıbrıs’a sağlayacağı faydalar bundan ibaret kalacak değildir...”
Evet, topluma ve ülkeye üniversite’nin sağlayacağı faydanın sadece “ilim” ile olmadığının da farkındaydı merhum Osman Örek. İşin ekonomik yönünün, ülkeye refah getirebilmesi açısından ne kadar önemli olduğunu, ada komşularından gelecek öğrencilerden elde edilecek döviz girdisinden tutunuz da, yurtdışında okumak için döviz almak mecburiyetinde kalan Kıbrıslı öğrencilerin bu sıkıntısı ve en önemlilerinden biri de, kızlarımızın üniversite eğitimi almalarının önünün açılacak olması konusundaki inanç...
“Meseleyi sosyal, ekonomik ve kültürel bakımdan da mütalaa etmek icab eder. Turisttik bakımdan inkişafı uğrunda ümidler beslenen güzel adamıza, üniversitenin temin edeceği menfaatlar meydandadır. Bir taraftan Ortaşark’ın (Ortadoğu) diğer bölgelerinden bu üniversiteye gelecek talebeler memlekete döviz sağlayacaklar diğer taraftan da harici (dış) memleketlerde üniversite tahsiline gidenlerin döviz ihtiyaçlarından tasarruf edilmiş olacaktır.
Bugünkü şartlar içinde harici (dış) memleketlerde üniversite tahsiline gidemeyen bayanlarımız, üniversite tahsilinden aşağı yukarı tamamıyle mahrum bulunmaktadırlar. Kıbrıs’ta açılacak olan üniversite, bayanlarımıza yüksek tahsil imkânını da temin edecektir; ve cemiyet hayatı bakımından entellektüel hayatı bayanların oynayacağı rolü asla küçümsememek lâzımdır. Dahası var, Kıbrıs’ta tatbik edilecek olan herhangi bir inkişaf programının muvaffak olabilmesi için geniş ölçüde malumatlı ve teknisyen elemanlara ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı karşılamak da Kıbrıs’ta bir üniversite kurulmasına bağlıdır.
Velhasıl, üniversitelerin Kıbrıs’a ekonomik, sosyal, kültürel ve nihayet siyasi bakımından temin edeceği faideler sayısızdır. Temenni edelim ki Londra’da üniversite leyhine uyanan ceryanın müsbet neticeleri, yakın bir istikbalde musmir tesirlerini gösterebilsin...”(21 Ekim 1949-Halkın Sesi- (yeniden yayınlanması 21 Ekim 1999-s17)
53 yıl öncesinden başlayan bu düşün, bugün bazıları için salt “ticari” kaygu taşısa da, sürdüğünü görmekteyiz. Ama önemli olan, o yıllarda “üniversite” olgusunun değerinin böylesi insanlarımız tarafından algılanır olmasıydı...