Fehime ALASYA
İyi bir işe sahip olma, düzgün bir yaşam sürme umuduyla üniversiteye giren gençler, ilk günkü moral ve motivasyonunu kaybetmiş görünüyor. Geleceğe dair karamsar olan 20’li yaşlardaki gençlerin en büyük korkusu işsizlik ve gelecek.
Kimisi okuduğu bölümden çok fazla mezun ve işsiz olduğundan dolayı kaygılı, kimisi ile gördüğü kötü örneklerden… Okudukları bölümü severek yapmak istediğini dile getiren öğrenciler, mezun olduktan sonra farklı alanlara yönelmek istemiyor. Mecbur kalmadıkça kendi bölümleri üzerine iş sahibi olmak istediğini dile getiren birçok öğrenci, geçim derdine düşünce istek ve duyguların geri planda kaldığını savunuyor, bu gerçeklikle yüzleştiği için kaygılı olduğunu anlatıyor.
Kamu alanlarında iş sahibi olma umudunu yitiren birçok genç, gözünü özel sektöre çevirmiş durumda. Son yıllarda adada yapılan birçok özel kuruluşun iş sahası yarattığından dolayı memnuniyet getiren öğrenciler, aile desteği ile de daha rahat bir hayata başlanabileceğini kaydetti.
“Mezun olduktan sonra işsiz kalan, kendi bölümünde iş yapamayan birçok kişi duyuyoruz, bunları duydukça moral ve motivasyonum kırılıyor diyen gençler, yerli iş gücüne daha fazla önem gösterilmesinden yana hemfikir.
Gençler ne dedi? Gençler ne dedi? Gençler ne dedi?
Meril Baflı: Umutsuzum
20 yaşındayım ve Okul Öncesi Öğretmenliği okuyorum. Açıkçası umutsuzum. Adamızda gelecek yok gibi, benim bölümüm deseniz daha da sıkıntılı… Tüm bu korkuları yaşarken günümüze devam ediyor, bu tarz sorunların çözülmesini ümit ediyorum. Devlet kurumlarında iş olanağı bakıyorum, ümit ediyorum fakat çok zor… Kendi bölümümde meslek sahibi olmak istiyorum, özelde de olsa kendi bölümümde iş sahibi olmak istiyorum. Herhangi bir barış olursa belki daha da çok iş imkânı doğar, gençler daha mutlu olur…
Rona Özdemir: Geleceğe dair çok da karamsar bakmıyorum
21 yaşındayım ve Zihinsel Engelliler Öğretmenliği okuyorum. Ben Türkiye vatandaşıyım. Okulum bitince Türkiye’ye geri döneceğim. Orada ailemin sahip olduğu rehabilitasyon kurumunda işe başlayacağım. Devletten herhangi bir beklentim yok, özel sektörde görev almayı planlıyorum. Aslında hem burada hem Türkiye’de, ailevi destek olduğu zaman daha güzel yarınlara başlamak mümkün... Ailemin merkezinde görev almayı hedefliyorum, geleceğe dair çok da karamsar bakmıyorum. Özellikle benim bölümümde iş imkânı da daha fazla…
Gizem Arslan: İş kaygısı, gelecek kaygısı ağır basıyor
22 yaşındayım, ben de Zihinsel Engelliler Öğretmenliği bölümünde okuyorum. Geleceğe dair çok karamsarım… Artık üniversite okumadan da birçok mesleğe sahip olabiliyorlar, bu bölümü bitirecek binlerce öğrenci var, biz de onlardan biriyiz. Çok fazla mezun olacak, oluyor ve bizler herkesin işsiz kaldığını duyuyoruz, moralimiz bozuluyor. Böyle görünce iş kaygısı, gelecek kaygısı ağır basıyor.
Nur Tandoğdu: Moral ve motivasyonum kırılıyor
22 Yaşındayım ve müzik bölümü son sınıf öğrencisiyim. Kendi hayatımla ilgili bayağı sıkıntım olduğunu söyleyebilirim. Çünkü müzik öğretmenliği okuyorum ve çok fazla işsiz arkadaşılar var. Mezun olduktan sonra işsiz kalan, kendi bölümünde iş yapamayan birçok kişi duyuyoruz. Veya sırf kendi işini yapmak için ısrar edip de orada burada sürünenler var… Bunları duydukça moral ve motivasyonum kırılıyor. Keşke düzenli bir planlama olsa da ihtiyaç fazlası bölümler tıka basa dolmasa, gençlerin morali bozulmasa… Geleceğimle ilgili kaygıları yenmek için akademisyen olarak devam etme kararı aldım. Master, doktora yapıp, eğitim kariyerimde yükselmek isterim. Turizm, eğitim, sanat, müzik gibi alanlarda daha fazla dünya ile iç içe olmamız gerek diye düşünüyorum, bunu da sanırım en iyi bir barış ile başarabiliriz.
Duygu Akar: Artık sıradan olmamak, çok çalışmak gerek
19 yaşındayım ve hemşirelik bölümü okuyorum. Kendimi devlet hayalinde değil de özel bir hastanede hemşirelik yaparken hayal edebiliyorum. Her şeyi devletten beklememek gerekir diye düşünüyorum. Keşke devletimiz daha güçlü olsa da hiç işsizimiz olmasa, herkes mutlu oldu işi yapsa. Önce eğitimimi tamamlayıp, daha sonra iki yıl daha okuluma devem edeceğim, hem böylece daha üst bir mevkiden göreve başlamış olurum. Artık sıradan olmamak gerek, hayata tutunmak için daha fazla çalışıp, daha farklı şeyler yapmak gerek. O yüzden akademik kariyer olarak biraz ilerleyip o şekilde iş hayatına atılmak daha mantıklı. Barış olursa belki daha çok dünya standartlarında iş alanları olur, gençlerin işsizlerin daha çok önü açılır.
Rabia Dana: Ülkede çok fazla mezun var, aynı zamanda çok fazla da işsiz var
22 yaşında Hemşirelik bölümü üçüncü sınıf öğrencisiyim. Devlete giremesem bile okuduğum okulda neredeyse iş garantimiz var. Bu yüzden her şeye rağmen yine de umutluyum. Sürekli iş imkânlarının az olduğunu duyuyoruz. Devletim veya özel sektörlerin sağlık yönünde yaptığı atılımlar ve yatırımlar her şeye rağmen umutlanmamızı sağlıyor. Sağlık sektöründe devlet kurumlarının daha önde gittiğini düşünüyorum. Ülkede çok fazla mezun var, aynı zamanda çok fazla da işsiz var. Sanırım hazıra da alıştık, sadece devleti suçlamamak gerekir diye düşünüyorum.
Gizem Kanıöz: Otellerde yerli halka çok görev verilmiyor veya en alt kademelerde veriliyor
22 yaşında üçüncü sınıf turizm öğrencisiyim. Geleceğe dair umutlarımız giderek kararıyor. Mezun olunca ne yapacağım konusunda hiçbir bilgim yok. Adamızda her şey torpil, tanıdık, ne olur bilemiyorum. Sürekli gündemde olan barış, görüşmeler… Barış olsa dahi iş sektöründe önümüz açılsa dahi, toplumun sosyal anlaşmazlıkları olacak diye kaygılarım var. Turizm sektöründe Kıbrıslılara rastlamak çok zor… Buraya açılan yıldızlı, lüks oteller var ama bu oteller çalışanını dahi yurt dışından gelirken buraya getiriyor. Otellerde yerli halka çok görev verilmiyor veya en alt kademelerde veriliyor. Ben aynı zamanda meslek lisesi mezunuyum fakat bu sektöre girince, staj yaparken anladım ki olmuyor, umudumu yitirdim doğrusu… Küçük işletmeler de zor durumda, ‘Yanımda en ucuz nasıl işçi çalıştırırım’ düşüncesinde olan işletmeler, kendi ülkesindeki iş gücünü de bu sayede göz ardı ediyor…