Her şeyi, her büyük sıkıntıyı anında unutuyoruz...
Konu kapanıyor ve biz bir daha hatırlamak istemiyoruz...
Bazı konuları konuşmaktan veya yazmaktan çekiniyoruz...
-*-*-
Mesela Halil Falyalı konusu...
Efendim Halil Falyalı öyleydi, böyleydi, mafyaydı, kabadayıydı, UBP’liydi...
Eeeee, öldürülmesi mi gerekiyordu?
Yargılasaydınız!
-*-*-
Halil Falyalı’yı kim öldürdü?
Mahkeme devam ediyor değil mi?
-*-*-
Peki, sormak istiyorum, Halil Falyalı’nın yıllarca “en yakın ahbabı” olanlar nerede?
Kimisi sarayda, kimisi bakanlar kurulunda, kimisi parlamentoda ama büyük çoğunluk UBP’de ve ahbaplık unutulmuş durumda ne yazık ki!
-*-*-
Ve bir soru daha, Falyalı, mesela Ayanapa’da iki Rum tarafından vurulup öldürülseydi, bu bahsettiğim ahbaplar şu anda sizce ne yapıyor olacaktı?
Bence “hala bönürür vaziyetteydiler”...
Peki neden şimdi hiç sesleri çıkmıyor?
-*-*-
Unutuyoruz...
Sesimizi kesiyoruz...
Siniyoruz...
-*-*-
Bir başka konudan bahsedeyim sizlere...
Sınırüstü’ndeki yaşlılar evi konusu ilk tartışılmaya başlandığı zaman ülkede neredeyse infial yaratılmıştı...
Peki sonuç?
İhmal ve istismara bağlı yaşlı ölümleri oldu mu?
Soruşturma yapıldı mı?
Doktor kimdi?
40 civarında insana bakan sadece iki bakıcı vardı ve hepsinden önemlisi, engelli bir kadına, bir çalışanın tecavüz iddiası söz konusuydu...
O tecavüz zanlısı hala hapiste, tutuklu olarak yargılamayı bekliyormuş...
Sonuç?
Unuttuk!
-*-*-
Polis ne yaptı?
Şikayet edenlerin tümünün ifadelerini aldı mı yoksa almadı mı?
Mesele kapandı mı?
Kapatıldı mı?
Ve bundan sonra ne olacak?
Vakıflar mıdır oranın sahibi yoksa hala özel bir vakıf mıdır?
Yönetim kimlerden oluşuyor?
Özel vakıf iptal edildi mi?
Binayı inşa eden TC Büyükelçiliği’ydi!
Yeni Büyükelçi meseleyi biliyor mu, biliyorsa, portakal satışıyla ilgilendiği gibi, bu konuyla da ilgilenir mi?
-*-*-
Çok erken unutuyoruz...
Bazen korkudan, bazen de umursuzluğumuzdan!
Ama hepsi kötü!
Elbette unutmamak lazım...
-*-*-
Haaaa bana göre bazı suçlar kesinlikle affedilebilirdir de bazılar mutlaka “adaletle” sınavı tamamlamalıdır...
Sizce öyel değil mi?
-*-*-
Bitiriyorken, bu yazıyla ilgili çok merak ettiğim iki soruyu, ülkenin aşırı milliyetçi kesimine sormak istiyorum:
“1 - Halil Falyalı’yı iki Rum tetikçi öldürseydi vereceğiniz tepki farklı olur muydu olmaz mıydı?”
“2- Sınırüstü’ndeki yaşlı bakım evinde medyaya da yansıyan rezil görüntüler, tecavüz iddiası ve şüpheli ölümler meselesini çok iyi bildiği iddia edilen her hangi bir dotor var mı, varsa bu doktor kimdir?”
-*-*-
Kıbrıslı çok erken unutuyor...
Tehlike!
Tek hedefi koltuk olanlarla bu iş yürümez...
CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy bu uyarıyı yineledi...
-*-*-
Gerçekten UBP’nin ve yardımcılarının tek hedefi koltuktur...
Çünkü, “Anavatan Türkiye” dedikleri ülke ile giriştikleri münasebet, ciddi tehlike içermektedir, bunun farkındadırlar ama zerre kadar umurlarında değildir...
-*-*-
Nedir bu tehlike?
Bu tehlikeyle alakalı uyarıyı canlı canlı dünkü Cumhuriyet gazetesinde okuyabilirsiniz...
Hüsamettin Cindoruk uyarıyor...
Tek hedefin şeriat devleti olduğunu söylüyor...
Peki UBP?
Peki DP?
Zerre umurları değil!
-*-*-
6 yaşındaki çocuğun evlendirilmesi?
UBP ve DP’liler, Kemalist değiller miydi?
-*-*-
Efendim, trafik sağdan olacak!
Boş verin trafiği, önümüzdeki dönemde önce TC’ye gezmeye giden Ersin Tatar, karısını da beraber götürecekse, tesettüre sokacak!
“Olmaz öyle şey” deyin, ağzınıza potinle dalarım!
Tesettürün sonu da kapkara çarşaf!
-*-*-
Elbette Türkiye, Kıbrıs veya Doğu Akdeniz’de iddia ettiği hakları ile ilgili dilediği savunmayı yapacaktır!
Beğeniriz, beğenmeyiz!
O başka bir siyaset!
Ama şeriat?
Koltuk uğruna, Tatar’ın da, UBP’nin da, DP’nin da düşürüldüğü pozisyon hem yalakalığın zirvesidir hem de zavallılıktır!
-*-*-
Efendim, “abartıyrosun, öyle bir tehlike yok” mu diyorsunuz?
Bakın, zerre umurumda değil!
En kötü ihtimalle, kafama sıkar giderim de, siz ayrı egemen ve eşit devletçiler, siz Atatürkçü geçinen koltukcular, siz ne yapacaksınız?
Öyle bir tehlike vardır!
Bu yıllardır söylenmektedir!
Bütün planlar ona göredir!
-*-*-
Çözüm mü?
Ayakları üzerinde duran bir federal Kıbrıs...
Çok basit...
Başka da yolu yok!
-*-*-
Haaaa, haydi bana Rumcu, AB’ci ne bileyim istediğinizi söyleyin!
Ama unutmayın, tümünüz, koltuk uğruna bu toplumu satmış zavallılarsınız!
Hazırlayın kara çarşafları!
Ve koruyun 6 yaşındaki kız çocuklarını!
Nice 47 yıllara... İyi ki varsın YENİDÜZEN...