Ben sade bir vatandaşım. Ülkemde huzur içinde bir yaşam sürmek en büyük dileğim. Adalet mi ? Son derece önemli. ‘Huzur’un temel koşullarından biri ise eğer, her konuda, adaletin tecelli ettiğini görmek tek güvencem. Suçluların yakalandıklarını, suçların cezasız kalmadığını bilmekten daha rahatlatıcı ne olabilir ki ? Bu, adi suçlar için de geçerli, çok daha önemli suçlar için de. Ama en önemlisi, benim oylarımla bir yerlere gidip oturmuş kişilerle ilgili olanları...
‘Dokunulmazlık’ denen şeyi kabul etmiyorum, edemiyorum. Ne demek ‘Dokunulmazlık’ ? ‘Alalade vatandaş yapar ve cezasını görür, dokunulmazlık sahibi olanlar yapar ve aramızda dolanmaya devam eder’ mi demek ?
***
Geçtiğimi hafta başında Meclisimizde bir oylama yapıldı. Çaluda’nın dokunulmazlığının kaldırılması için. Oy çokluğu ile onaylandı. Şimdi Çaluda, artık ‘dokunulmaz’ değil. Yani hakkında her türlü takibat yapılabilir demektir bu.
Çaluda suçlu mu ? Ben bilmiyorum. Benim bildiğim tek şey, eğer suçluysa, cezasını çekmesi gerektiği. Veya, suçsuzsa, aklanması...
Bu arada... Çaluda kendisi de ‘Evet’ demiş, dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili oylamada. Kutlarım. Kutlar ve örnek olmasını dilerim... Doğruyu yapmış. Bir bakıma, “Hodri meydan..” demiş Çaluda.
Birşeyler daha söylemiş... Veya ima etmiş... ‘Başlasın soruşturma, daha kimler kimlerin isimleri karışacak olup bitenlere’ gibisinden.
Ben sade bir vatandaşım. Bekliyorum şimdi. ‘Sonuç’ bekliyorum. Açıkça herşeyi ama herşeyi öğrenmeyi, ‘oralarda’ nelerin döndüğünü öğrenmeyi istiyor ve bekliyorum. Bu benim hakkım. Diğer bütün sade vatandaşların da.... Geçmişten bazı örneklerdeki gibi, konunun kapatılmasını, unutturulmasını is-te-mi-yo-rum.
Hadi bakalım Savcılık...Görev başına...
* (Basılı gazetede dokunulmazlıkla ilgili sehven Sucuoğlu ismi kullanılmıştır, düzeltir, özür dileriz)
Yeri gelmişken
Çok şeyler yaşadık bu ülkede. Sadece savaşlar görmedik. Savaş sonrasında, ganimet zenginleri ile de tanıştık, savaş zenginleriyle de. Hırsızlarla da yaşadık iç içe, soyguncularla da, kaçakçılarla da... Koskoca Sanayi Holding’in de KTHY’nin de batırılışına tanık olduk. Kaç yıl geçti üstünden ? Hesaplamaktan bile utanıyorum. Utancım hat safhada kaç yıldır. Çünkü hala bilmiyorum KTHY’yi kimin veya kimlerin batırdığını... Sanayi Holding’in nasıl ve kimler tarafından batırıldığını...
‘Andımız’
Daha çocukluğumdan yadırgıyordum az az. Hatta sormuştum da babama bir gün. “Baba Türk okullarındaki öğrencilerin hepsi Türk mü ?” diye... Bunca yıl sonra, Türkiyede yeniden gündeme geldi ünlü ‘Andımız’ (!)... Ve de, daha da komiği kaldırılmasından beş yıl sonra...
TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı icraatlarını beğenmiyoruz, eleştiriyoruz da... Bu doğru.. Ama bu konudaki tutumunun doğru olduğunu söylersek kızacak mı bazıları ?
Bırakın dini bir yana... Bir daha, hatta iki daha dikkatlice okuyun, düşünerek o ünlü ‘Andımız’ı. Erdoğan’ın dediği gibi ‘ırkçı’ değil mi ? Bölücü değil mi ? Zorlama değil mi ?
Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde yaşayan sadece Türkler mi ? Kürtler, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, hatta şimdilerde Suriyeliler yok mu ? Nasıl zorlayabilirsiniz bu insanların çocuklarını, “Türküm, doğruyum, çalışkanım.....” diyerek her sabah yemin etmeye ?
Sokak Ağzı
“Kafamız zaten karmakarışık idi. Yetmezmiş gibi şimdi bir de Gevşek Federasyon mı Sıkı Fedarasyon mu konusu çıkarıldı karşımıza. Öyle bir noktaya geldik ki ‘Çözün de ister gevşek olsun ister sıkı’ diye bağırasımız geliyor artık. Yeter be yeterrrrr.” (Kürşat Alan)
***
“Farkında mısınız ? Son zamanların modası ‘Taciz’... Her gün yeni bir ‘taciz’ iddiası çıkmaya başladı gazetelerde. ‘Ben de taciz edildim’ diyerek ortaya çıkanların sayısı her gün artıyor. Şöhret olmanın yollarından biri oldu galiba.” (Gülsen Yapar-Lefkoşa)
***
“TC’li önemli Bakan ‘Dünyaya örnek olacak bir noktadayız’ demiş... Vallahi doğru... Dünyayı bilmem. Ama Kuzey Kıbrıs’ta bize şahane örnek olduklarından o kadar eminim ki...” (Cenk Savar)
***
“Gazetelerden ilginç bir haber. Uzaya çıkmak beyinde değişiklikler yapıyormuş... Acaba, bizim politikacıları da birkaç haftalığına uzaya göndersek mi diyorum.” (Nurten Y. Yeter)
***
“Sayın Başkan.... Sayın Harmancı... Lefkoşa sokaklarındaki delikler ne zaman tamir edilecek ? Bir açıklar mısınız lütfen ?” (Kasım Y.-Lefkoşa)
***