Hellimin Avrupa Birliği tarafından coğrafi tescili ile birlikte üretimin sadece Kıbrıs’ta yapılabileceğini dile getiren üreticiler, çıkmazda olan sektörün bununla hayat bulacağı inancını taşıyor. Hellim üreticileri siyasi çekişmelerin bir kenara bırakılarak konunun çözülmesi gerektiğini vurguluyor.
Fehime ALASYA
Hellim üretici “coğrafi tescil” ile birlikte Avrupa pazarına açılmak istiyor, “siyasi çekişmeleri bir kenara bırakınız, önümüzü açınız” mesajı veriyor.
Coğrafi tescil sonrasında hellimin sadece Kıbrıs’ta üretilmesinin zorunlu olacağına işaret eden iş insanları, bu açılımın ülke ekonomisi için büyük bir fırsat olduğuna vurgu yaptı.
Birçok üretici sektörün çıkmazda olduğunu ifade ederek, “Tek çıkış yolumuz Avrupa Birliği pazarına açılmaktır” dedi, siyasi çekişmelerin bir kenara bırakılarak, bir an önce sonuç alınması gerektiğine vurgu yaptı.
Hellimin “Yeşil Hat” üzerinden Avrupa pazarına girmesi yönünde son noktaya gelindiği açıklamaları, gözleri ülkedeki hellim üreticilerine çevirdi. Hellim tescilinde gerekli koşulların yaratılması ve destek verilmesi durumunda gerekli standardın sağlanabileceği görüşünü paylaşan üreticiler, altyapı için yıllardır bir adım atılmamasını da eleştirdi.
Üreticiler, kalite standardında, küçükbaş süt oranının %51 oranında olması, çiftlik veya tesislerin de AB standartlarını yakalamasının yanı sıra, hayvan hastalıkları konusunda belli kriterlere uyulması gibi alanlarda ciddi çalışma ve yatırım yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Üreticiler, söz konusu yatırımlar için 450 Milyon Euro’luk AB desteğinin konuşulduğunu, bunun yarısının dahi sağlanması durumunda hedeflenen kalite standartlarına ulaşılabileceğini ifade etti.
“Odak noktamız tescil ve beraberindeki gelişmeler olmalı… “
Önce ülkedeki üretimle ilgili altyapının hazırlanması, çiftlik ve tesislerin AB standartlarına getirilmesi, daha sonra ise küçük baş hayvan sütü oranının arttırılması gerektiğine değinen üreticiler, tüm bunlarla birlikte siyasi sorunların hemen ortadan kaldırılması gerektiğine vurgu yaptı.
Kimi üreticiler “Siyasilerimiz bizim emeğimizle dalga geçiyorlar, siyasi krizleri bir kenara bıraksınlar” derken, kimileri ise Kıbrıs’ın güneyinin “şımarıklık” yaptığını, AB’nin ise Kıbrıslı Türkleri dikkate almadığını ifade etti.
Avrupa pazarına hellim ihracatı ile sektörün gelirinin kat be kat artacağını ifade eden üreticiler, bu bağlamda hellim tescilinin bir kez daha öneminde değindi.
Gülgün Süt Ürünleri İhracat Sorumlusu Ali Bayraktar:
“Bizim emeğiz ile dalga geçiyorlar. Siyasi krizleri bir kenara bıraksınlar”
Bürokrasi ve siyasetten arındırılarak bu konunun bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiğini belirten Gülgün Süt Ürünleri İhracat Sorumlusu Ali Bayraktar, esas sıkıntıların tescil alınmasının ardından yaşanacağını savundu.
Yetkililerin konuyla ilgili altyapı çalışması yapmadığını kaydeden Bayraktar, tescil alınması durumunda dahi AB’ye ürün ihraç edecek altyapılarının bulunmadığını belirtti.
Yıllardır hellim tescilinin konuşulduğunu, buna karşın yetkililer tarafından hiçbir adım atılmadığını ifade eden Bayraktar, konuyla ilgili şu yorumlarda bulundu:
“Tescil alsak bile üretim standartlarımızı AB standartlarına getirmek zorunda kalacağız. Bu bağlamda bazı çalışmalar yapılmalı ama kuzeyde bu çalışmalar henüz yok. Yarın tescillense bile AB’ye ihracat yapamayız, zaten normalde AB sınırlarına ihracat yapmıyoruz. Bu standarda gelmemiz için uzun süre çeşitli çalışmalar yapılması şart. Yıllardır hellim tescilini konuşuyoruz ama bunun için ise gerekli olan altyapıyı sağlamak adına hiçbir adım atmadık. AB yetkilileri, veteriner dairesi ve bakanlık ile de birebir iletişim içindeyiz.
Yeterli altyapıyı sağlayıp tescili alsak da denetim mekanizması olacak. Bizlerden uluslararası standartlar istenecek. Söylenen, denetimleri güneydeki kurumların yapmak istediği, bunu da kuzeydeki otoritenin reddettiği yönündedir. Bu sorunu aşsak bile ürünümüzü uluslararası tanınırlığı olan bir yerde onaylatacak ve Avrupa’ya ulaştıracağız. Kuzeydeki yetkiler sanırım bunu da kabul etmiyor. Tüm bunların önümüze engel olarak çıkartılmaması önemlidir. Ürünümüzün Limasol ya da Mağusa’dan gitmesinin önemi yok. Hellim tescilini politik malzeme yapmasınlar…”
AB genel olarak coğrafik değerlendiriyor, adadaki taraflar anlaşamıyor
Tescil sürecinde AB’nin, hellim tescilini kuzey ve güney olarak bölmek istemediğini, adanın bölünmüşlüğüyle ilgilenmediklerini ve genel olarak coğrafik değerlendirdiklerini kaydeden Bayraktar, adadaki iki kesimin konuyu kendi arasında çözemediğini anlattı.
“Gelişmeleri basından öğreniyoruz”
Hellim ihracatıyla ilgili kendilerine bilgi verilmediğini dile getiren Bayraktar, “Kimse bizi çağırıp da bu konuda izahat vermiyor. Ne öneri ne de görüşlerimizi sormadılar, gelişmeleri basından öğreniyoruz.” dedi.
“Tüm engelleri çözseler de küçükbaş sütümüz yok”
Hellimde küçükbaş hayvan sütü oranının % 51 olması halinde tescil kabul görebileceği maddesini anımsatan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Bizde bu oranda da süt yok. Güney bu nedenle büyük ve küçükbaş hayvan ayırımı yaptı ve bu orana ulaştı. Kuzeyde ise bu oran bizde %5’in altında, %3 oranlarındadır. Ve bu süre zarfında bunu bile bile küçükbaş havan yatırımı hiç yapılmadı. Tüm engelleri çözseler de keçi koyun sütümüz yok. Bunun için de yatırım yapılmadı. Konuşulanların hepsi hikayedir.
Önce altyapıyı hazırlamak, çiftlik ve tesisleri AB standardına getirmek, sonra küçükbaş hayvan süt oranını arttırmak gerek, ardından da politik sorunları ortadan kaldırmak lazım. Bizim beynimiz ve emeğiz ile dalga geçiyorlar. Yapılması gerekenleri yapsınlar sonra tescili konuşalım.”
“Eğer bu pazara açılırsak sektörün gelirini 4’e katlayabiliriz”
Hellim tescili ve AB pazarına ihracatın öneminde değinen Bayraktar, şu sözlerle durumu özetledi:
“Şu anda ihracat yapıyoruz. İngiltere güneyden yılda 15 bin ton hellim alıyor, Almanya 5 bin, İsveç ise 3, 4 bin ton civarında hellim alıyor. Bu rakamlar bizim kuzeydeki üretimin 30 katına denk geliyor. Bugün bu alandan geçinen 50 bin nüfus var. Eğer bu pazara açılırsak sektörün gelirini 4’e katlayabiliriz. Bu hem bu kesime yansıyacak hem ülke ekonomisine. Bu sadece bize bağlı değil, bu sektörden beslenen diğer kesimlere ve ülke refahına da yansıyacak. Tüm siyasilerin hiçbir iş yapmadan oturup bu konuya odaklanmalı, o kadar önemli bir konudur.”
İç piyasa sorunlarında süt fiyatlarındaki değişiklik ilk sıralarda
İç piyasada çok büyük sıkıntı yaşadıklarını belirten Bayraktar, ihracatta da hala istenilen noktada olmadıklarına vurgu yaptı, bunu “Pandemi tüm dünyada etkisini gösterdi. Biz de bundan etkilendik” diyerek açıkladı. Pandemi yanında sektördeki bir diğer büyük sıkıntının ise süt fiyatlarının sürekli değişkenlik göstermesine bağlayan Bayraktar, “Yılda 2-3 kez fiyat değişikliği ile piyasada yer almak hem prestij kaybı hem de engeldir. Bunların derinen inilip düzeltilmeli.” dedi.
Sanayi Odası Başkanı, Meriç Süt Ürünleri Direktörlerinden Candan Avunduk:
“Güney şımarıklık yapıyor, AB bizi dikkate almıyor, yıllardır bu konu çözülmüyor”
‘Hellim'in coğrafi tescili ve Avrupa pazarına açılması yönünde yıllardır çözüm beklediklerini ifade eden Sanayi Odası Başkanı, Meriç Süt Ürünleri Direktörlerinden Candan Avunduk, Kıbrıs’ın güneyinin ‘şımarıklığı’, AB’nin Kıbrıs Türklerini umursamayan ve dikkate almayan tavrı nedeniyle çözüme ulaşılamadığını savundu.
“AB’ye ihracata hazırız”
Rutin ihracatlarının körfez ülkeleri ve Türkiye Cumhuriyeti ‘ne devam ettiğini anlatan Avunduk, AB ülkelerine ihracatın sektöre yansıması konusundaki değerlendirmesinde “Elbette her yeni pazar biz üreticiler için önemlidir.” yorumunda bulundu.
Avuduk, AB’ye ürün ihracatı konusunda gerek hazırlık anlamında gerekse de işletmelerin AB normlarındaki altyapısı anlamında hazır olduklarını belirtti.
“Küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi için önemli bir mali kaynağa ihtiyaç duyacağız”
Avrupa Birliği'nin coğrafi tescil durumunda standartların geliştirilmesi için özellikle küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi açısından önemli bir mali kaynağa ihtiyaç duyacaklarını belirten Candan Avunduk, hellimde "küçük baş hayvan sütü" oranının % 51 olmasıyla ilgili ise Kıbrıs’ın ne kuzeyi ne de güneyinde yakın zamanda bu orana yaklaşmanın imkansız olduğunu dile getirdi.
En önemli problem artan maliyetler…
Avunduk, sektörün COVID-19’dan dolayı etkilendiğini, buna karşın dinamik bir sektör olduklarından dolayı hiç durmadan üretime ve faaliyetlerine devam ettiklerini anlattı. Avunduk, “Pandemi koşulları içerisinde ileriye yönelik projeksiyonumuz belirgin değil, her şeye rağmen üretime ve ihracata katkımızı sürdürüyoruz. Sektörümüzün önündeki en önemli problemi ise artan maliyetlerdir.” dedi.
“Sürekli ve ayrıntılı olarak istişare içerisindeyiz”
Tescil konusundaki girişimler ve sürdürülen müzakereler konusunda bilgi sahibi olduklarını ifade eden Avunduk, Cumhurbaşkanlığı nezdinde müzakerelerle fikir alışverişi yapmakta olduklarını ve sürekli bilgilendirildiklerini belirtti, “Sürekli ve ayrıntılı olarak istişare içerisindeyiz. AB ile gerçekleştirilen toplantılarda masada taraf olarak yerimizi almaktayız. Bizde diğer paydaşlarla bilgi paylaşımında bulunuyoruz.” dedi.
Diren Süt Ürünleri Direktörlerinden Uğur Diren:
“Önümüzü göremiyoruz, tek çıkar yolumuz bu”
Hellim tescili alınmasının hem üreticiler hem de ülke ekonomisi için büyük bir ekonomik getirisi olacağını anlatan Diren Süt Ürünleri Direktörlerinden Uğur Diren, iç piyasada üretim yaparak hayata tutunmaya çalışan bir işletme olarak önlerini göremediklerini, tek çıkar yolun Avrupa’ya açılmak olduğunu dile getirdi.
Diren, hellimin Avrupa’da coğrafi tescil almasına yönelik “Hem sektör hem de ülke ekonomisini refaha çıkaracak bir gelişmedir.” İfadelerini kullandı.
Konuyla ilgili gelişmeleri diğer üreticiler gibi basından takip ettiklerini ifade eden Diren, “Avrupa pazarına girmek üretim potansiyelinin yükseltilmesi, markalaşma ve ülke ekonomisi açısından da çok önemli.” sözleriyle dikkat çekti.
Hellimde küçük baş hayvan sütü oranının % 51 olmasıyla ilgili de düşüncelerini paylaşan Diren, bu rakama ulaşmanın mevcut hayvan sayısına göre mümkün olmadığını ifade etti.
“AB’nin mali destek vermesi de bizim için çok önemli”
Tescil alma durumunda gerekli altyapının kısa sürede oluşturulabileceğini de anlatan Diren, AB standartlarına erken zamanda ulaşılabileceğini belirtti. “Bizim gibi daha küçük üreticilerin de fazla yatırım yapması gerek. Bu bağlamda AB’nin mali destek vermesi de bizim için çok önemli. Konuşulan 450 bin Euro’nun yarısı bile sağlansa çok kısa sürede hazırlanabiliriz.” yorumunda bulundu.
“İç piyasada çalışan işletme olarak önümüzü göremiyoruz”
Pandeminin de etkisiyle iç piyasada olan üreticilerin çok kötü günler yaşadığını kaydeden Diren, “Toplu satış noktalarımızın tümünü neredeyse kaybettik, iç piyasada çalışan işletme olarak önümüzü göremiyoruz. Bu bağlamda dış piyasa açılmak bizim için çok önemli, tek çıkar yolumuz bu” dedi.
Arden Gıda Direktörü Mustafa Özbağ:
“Bu siyasetin ve tescilin önünü açsınlar, gerisini biz üreticiler kısa sürede hallederiz”
Avrupa pazarına açılmaya ihtiyacımız olduğuna vurgu yapan Arden Gıda Direktörü Mustafa Özbağ, bu pazarın kullanılması gerektiğini söyledi. Özbağ, sektörün tek çıkış yolu olarak Avrupa pazarını gördüğünü ifade etti.
Sektörün en önemli sorununun pazar konusu olduğuna değinen Özbağ, “Bu siyasetin önünü açabilecekler mi? Tescilin önü açılabilecek mi? Önemli olan bunlar, gerisini biz üreticiler kısa sürede hallederiz” dedi.
Ülke genelinde AB standartlarında üretim için sıkıntılar olduğuna değinen Özbağ, yatırım ve çalışma gerektiğine vurgu yaptı. Özbağ, kimi fabrikaların bu imkana sahip olduğunu, kimilerinin ise bu imkanı olmadığını anlatarak, bu bağlamda AB’den gelecek mali desteğin de önemine değindi.
Özbağ, şöyle devam etti:
“Fabrikalarımız çok kısa sürede buna adapte olabilir. Hellimde ‘küçük baş hayvan sütü’ oranının % 51 olması konuşuluyor, genel olarak ülkedeki standardımız %5’tir, güney bunu %20’ye çekti, bu oranı bir anda % 51’e çıkaramayız. Bu AB’nin şartlarından biridir ama bu oranı nasıl yakalarız bilemiyoruz. Bizim şu anki oranımız fabrika olarak %15’tir. Ama ülke genelinde toplamda bu oran çok azdır.
Bu süreç işlerken devlet de bu konuda altyapıyı hazırlamalıydı.
Tescil sürecini basından takip ediyoruz, Sanayi Odası’ndan gerekli bilgiyi ediniyoruz.
Avrupa Birliği'nin coğrafi tescil durumunda standartları geliştirmesi için mali kaynak yaratacağı söyleniyor, iki yılık bir zamana ihtiyaç var. Ne kadar desteğe ihtiyaç var onu bilemiyoruz. Bu çok detaylı bir çalışma olacaktır. 450 Milyon Euro deniyor, yarısını alsak devlet katkısız çok iyi yerlere gelebiliriz.”
“Bu açılımın ülke ekonomisindeki yansıması çok büyük olacak”
Avrupa pazarına girmenin de önemine değinen Özbağ, hayvancının ve üreticinin önünün açılacağını belirtti, “İmalathaneler de değerinde üretip satış yapacak. Buraya kadar geldik ama bundan sonra teşviklerle gidemeyiz. Bu nedenle AB’ye açılmak zorundayız. Bu açılımın sadece sektör için değil, ülke ekonomisindeki yansıması çok büyük olacak.” yorumunda bulundu.
“Tek çıkış noktasının AB pazarı”
Şu anda Türkiye’ye ve Irak gibi yakın birkaç ülkeye hellim ihraç ettiklerini anlatan Özbağ, bunun yeterli olmadığını, tek çıkış noktasının AB pazarı olduğunu dile getirerek, bunun için de gerekli çalışmaların bir an önce yapılmasını istedi.
Garanti Süt Ürünleri Direktörlerinden Çağkan Garanti:
“Çok ciddi bir pazar kaybımız var”
Politik sebeplerden dolayı tescile uygun üretim yaptıkları halde Avrupa Birliği pazarına giremediklerini anlatan Garanti Süt Ürünleri Direktörlerinden Çağkan Garanti, “Çok ciddi bir pazar kaybımız var.” dedi.
İç piyasada da üreticilerin önünü göremediğinden yakınan Garanti, “AB bizim için bu bağlamda çok büyük bir kaynak olacak.” yorumunu yaptı.
Avrupa pazarına açılmanın hem üretici hem de ülke ekonomisi için büyük önem taşıdığını belirten Garanti, iç piyasadaki sıkıntılara da değindi.
Garanti, özetle şunları ifade etti:
“Gerek ihracat gerek iç piyasa gerekse COVID-19 salgınından dolayı azalan nüfus ile çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Hem çiftçi, hem hayvancı hem imalatçı, aslında ülke ekonomisini etkileyen bir durumdur. Bu nedenle hayati önemi vardır. AB standartlarına uygun birçok tesisimiz var ama birçoğu da bu standartlara uymuyor. Bu bağlamda AB’nin sağlayacağı mali destek de çok önemlidir. Bu süreç de çok kısa bir süreç olmayacak. Politik sebeplerden dolayı da bugüne kadar bu tescilin altyapısı için adım atılmadı, keşke atılsaydı. Devletimize de bu tescil konusunda ve gerekli standartların alt yapısı için hazırlık yapmak gerek. Devlet küçükbaş hayvan sütünü arttırması için hemen girişim yapılmalı. Güneyde çok ciddi bir girişim yapmışlar ve bu oranı arttırdılar. Biz de bunu bir an önce yapmalıyız.
Şu anda en önemli sorun daralan iç piyasa şartlarıdır. Bunun yanında Türkiye’deki piyasa da daraldı. Bu bağlamda önümüzü görmemiz çok zor. İç piyasada sadece yerli ürünlerle değil, Türkiye’den ülkeye gelen ürünlere dahi rekabet etmeye çalışıyoruz. Bu derhal önlenmeli.”
Reha Süt Ürünleri Direktörü Mustafa Kaymak:
“Avrupa’ya ihracat hayati önem taşıyor”
Hellim tescili ve Avrupa’ya ihracat konusunun siyasi sıkıntılar nedeniyle yıllardır çözüme ulaşmadığını dile getiren Reha Süt Ürünleri Direktörü Mustafa Kaymak, bununla ilgili karamsar olduğunu işaret etti. “Uzun yıllardır uğraşıyoruz ama netice yok, olacağından da çok emin değilim.” dedi.
Hellim tescili sürecinde yaşanan en büyük sıkıntıyı “denetimlerin güney kesimi tarafından yapılacak olması” iddiasıyla ortaya koyan Kaymak, AB’nin Kıbrıs’ın kuzeyini tanımadığı için bu şartı koştuğunu iddia etti. Kaymak, “Tüm sıkıntı AB tarafından tanınmıyor olmamızdır” dedi.
İhracatta Türkiye pazarının çok daraldığını ifade eden Kaymak, “Şu an Orta Doğu’ya ihracat yapıyoruz, Sudi Arabistan ile de çok büyük kaybımız oldu. Türkiye’ye uygulanan ambargo bize de yansıtılıyor. Bu bizi zora sokuyor.” yorumunu da sözlerine ekledi.
İç piyasanın oldukça sıkıntılı olduğunu kaydeden Kaymak, Avrupa’ya ihracatın hayati önem taşıdığının altını çizdi.
Akgöl Süt Ürünleri Direktörlerinden Halide Gürün:
“Tescil konusunda sadece AB ile değil, Türkiye ve farklı ülkelerle ve farklı isimlerle zaten rekabet ediyoruz”
Hellim tescilinin hem üreticiler hem de ülke için hayati önem taşıdığını anlatan Akgöl Süt Ürünleri Direktörlerinden Halide Gürün, bu tescil ile yurt dışına pazarlanan ürünler sayesinde ülke ekonomisine çok büyük katkı sağlanacağını ifade etti. Gürün, “Tescil konusunda sadece AB ile değil, Türkiye ve farklı ülkelerle de farklı isimlerle zaten rekabet ediyoruz. Bu tescil ile en azından önümüz açılır. Bu konunun Sanayi Odası ile takipçisiyiz” dedi.
Gürün, Avrupa pazarına girmenin üreticiler için çok önemli olduğunu, var olan pazarların ise çeşitli ambargolar ile çok daraldığını işaret etti. Gürün, hem maddi hem de kültürel olarak bu ihracatların ülke için önemine de değindi.
“Ülkedeki düzensiz politik durum da bu çalışmaları olumsuz etkiliyor”
Tesis olarak Akgöl Süt Ürünleri’nin imalat ve teknoloji açısından gerçekten iyi noktada olduğunu, AB pazarı için tüm belge ve kalite standartlarına sahip olduklarını anlatan Gürün, şu görüşleri paylaştı:
“Bu konu topraktan, ağıllardaki hayvanlardan başlıyor. Devlette çok daha uzun vadeli ve kalıcı tarım politikaları şart. Bu sayede açılan yeni kapılara uyum sağlayabilelim. Yıllardır hellim tescilini konuşuyoruz ama küçükbaş hayvan sütü ile ilgili adım atılmadı. Ülkedeki düzensiz politik durum da bu çalışmaları olumsuz etkiliyor. Her hükümet değişikliğinde çalışmalar yine başa dönüyor ve bu bize çok zaman kaybettiriyor.”
“Ekonomik olarak çok zor bir süreçten geçiyoruz”
Üretimin %95’ini Türkiye ve Orta Doğu’ya ihraç ettiklerini kaydeden Gürün, tüm dünyada olduğu gibi pandemiden olumsuz etkilendiklerini, ekonomik olarak da çok zor bir süreçten geçtiklerini belirtti.