Avrupa Parlamentosu üyesi Niyazi Kızılyürek’in 15 Temmuz 2021 tarihli mektubuna yanıt veren Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’nin siyasi eşitliğe sahip iki toplumlu, iki bölgeli federasyon temelinde kapsamlı bir çözüme ulaşması konusundaki tutumunda kararlı olduğunu ve Türkiye'nin de aynı tutumu sergilemesini beklediklerini vurguladı.
30 Ağustos 2021 tarihli cevabi mektupta Maraş konusuna da değinen Von der Leyen, AB’nin Maraş'taki durumdan Türkiye Hükümeti'ni sorumlu tutmaya devam ettiğinin altını çizip ‘Maraş ile ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi kararlarına, özellikle 550 (1984) ve 789 (1992) sayılı kararlara uygun olmayan hiçbir işlem yapılmamalıdır’ dedi.
Son olarak Von der Leyen Uluslararası hukuku ihlal eden provokasyonların ve tek taraflı eylemlerin yenilenmesi durumunda Avrupa Birliği’nin kendi çıkarlarını ve üye devletlerin çıkarlarını savunmak ve bölgesel istikrarı korumak için elindeki araç ve seçenekleri kullanma kararlılığını yeniden teyit etti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in gönderdiği mektubun tamamı şöyledir:
Sayın Parlamento Üyesi,
Türk Hükümetinin Kıbrıs Türk toplumunun iç işlerine karışmasından duyduğunuz endişeleri ifade ettiğiniz 15 Temmuz 2021 tarihli mektubunuz için teşekkür ederim.
Gelişmeleri yakından takip ediyoruz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kontrolü dışındaki bölgelere yaptığı ziyaret de dahil... En son Haziran ayında gerçekleşen AB zirvesinde liderlerin teyit ettiği gibi AB’nin Kıbrıs konusundaki tutumu değişmedi.
AB, Kıbrıs sorununun ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararlarına ve AB'nin kurucu ilkelerine sadık kalarak, siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu iki bölgeli federasyon temelinde kapsamlı bir çözülme ulaşması konusundaki tutumunda kararlıdır. Türkiye'nin de aynı tutumu sergilemesini bekliyoruz.
AB Maraş konusunda da, ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararlarını benimsiyor ve bu kararlara herkesin bütünüyle saygı duymasını istiyor. Bu bağlamda, 20 Temmuz 2021 tarihinde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sayın Tatar'ın Kapalı Maraş bölgesine dair yaptıkları açıklamaları derin üzüntü ile izledik. Bu kabul edilemez açıklamalar, Maraş’ın statüsünü tek taraflı olarak değiştirmeye yöneliktir. AB bu gelişmeler karşısında hızlı ve net bir şekilde tepki gösterdi. Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi, 27 Temmuz'da Avrupa Birliği adına yayınladığı bildirgede, Türkiye'nin tek taraflı adımlarını, Türkiye Cumhurbaşkanı ve Kıbrıs Türk toplumu lideri tarafından 20 Temmuz 2021'de Kapalı Maraş’ın yeniden açılmasına ilişkin kabul edilemez açıklamalarını şiddetle kınadı. Maraş ile ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına, özellikle 550 (1984) ve 789 (1992) sayılı kararlara uygun olmayan hiçbir işlem yapılmamalıdır.
BM Güvenlik Konseyi Kararlarının uygulanmasına tam saygı göstererek, Birleşmiş Milletler'in Kıbrıs'taki Barış Gücü’nün (UNFICYP) Maraş bölgesindeki hareket özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara derhal son vermesi ve Maraş bölgesinde UNFICYP'nin devriye gezmesine de izin verilmelisi gerekmektedir.
İlgili BM Güvenlik Konseyi Kararları çerçevesinde kapsamlı bir çözüm için müzakereleri yeniden başlatmak adına Türkiye'nin yapıcı katkıda ve taahhütte bulunması çok önemlidir. AB, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin çabalarını tam olarak desteklemeye devam edecektir.
Ne yazık ki, son olarak BM himayesi altında Cenevre'de gerçekleşen ve Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin resmi müzakerelerin yolunu açmayı hedefleyen görüşmeler başarısız olmuştur. Bu yüzden, uluslararası hukuku ihlal eden tek taraflı eylemlerden ve adadaki gerilimi artırabilecek ve müzakere masasına dönüşü tehlikeye sokabilecek provokasyonların yenilenmesinden kaçınmak daha da önemli hale gelmiştir. Bu çok önemli mesajı Türk muhataplarımıza aktarmaya devam edeceğiz.
AB, Maraş'taki durumdan Türkiye Hükümeti'ni sorumlu tutmaya devam ediyor. 23 Temmuz tarihli BM Güvenlik Konseyi Başkanlığı'nın Kıbrıs'la ilgili açıklamasını memnuniyetle karşılıyor ve bu bağlamda Türkiye'yi Ekim 2020'den bu yana Maraş'ta attığı adımları geri almaya çağırıyoruz.
Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nin 550/84 ve 789/92 sayılı kararlarına aykırı eylemlerinin iptal edilmemesi durumunda, AB’ye üye devletlerin dış işleri bakanları, Avrupa Konseyi Üyelerinin 25 Mart 2021 tarihli Açıklamasına uygun olarak bir sonraki toplantılarında alınacak önlemleri değerlendirecek. Uluslararası hukuku ihlal eden provokasyonların ve tek taraflı eylemlerin yenilenmesi durumunda AB kendi çıkarlarını ve üye devletlerin çıkarlarını savunmak ve bölgesel istikrarı korumak için elindeki araç ve seçenekleri kullanma kararlılığını yeniden teyit etti.