Uslanmaz Bir Tiyatrocu

Uslanmaz Bir Tiyatrocu

 

Simge Çerkezoğlu


Sanırım insan Ferhan Şensoy’u ya çok sever ya da hiç sevmez. Çünkü sözünü sadece oyunlarında değil hayatın içinde de sakınmayan bir kişilik. Oynadığı tiyatro yakılmış, yine de uslanmamış bir adam. Hala en muhalif tiyatroların başında geliyor. Devlet yardımı almamakla karşı karşıya ama yine de inandıklarını söylemekten bir adım geri durmuyor. Unutmadan; Türk tiyatrosunun simgesi kavuğun sahibi de yine o… Öyle çok şey var ki Şensoy’a dair söylenecek ne konuşmakla bitti ne de yazmakla. Sohbetin ise sadece küçük bir kısmını Adres okuyucuları ile paylaşabiliyorum.


27 YILLIK OYUN

Yirmi yedi yıldır devam eden bir oyun. Bunun sebebi size göre ne olabilir?
Çocuktum ben bu oyun başladığında. Böyle şeylerin çok açıklaması olmaz. “Ferhangi Şeyler” rekora giden bir oyun. Bu hem performansla hem de güncellikle ilgili. Her oyunda o günün gazetesini okuyorum. Bir kere bu oyunu başlı başına canlı tutan bir durum oluyor.  

Oyun, sahneye çıktığınız tiyatronun yanması üzerine başladı sanırım...
Yıl 1987. Şan Tiyatrosu, Muzur Müzikal’den ötürü dediğiniz gibi yakıldı. Oyuna yetmiş günlük bilet satılmıştı yer yok o biletlerin iadesi gibi bir sorunla karşı karşıyayız. O günlerde günde iki oyun oynuyorduk.
Yangından birkaç gün önce oynadığım diğer oyunda Hümeyra da ayağını kırmıştı. Sahneye çıkamıyordu. Bir de ardına tiyatro yakıldı. İflasla yüz yüze kaldık. Zaten tiyatroda sattığınız biletin parası bankada durmaz. O gün gelenle bir şey ödenir ertesi gün gelenle başka şey. Tiyatro böyle bir bataktır zaten. İade edilecek para da yok. Yapılacak tek şey on gün içinde yeni bir oyun yazmaktı. “Ferhangi Şeyler” diye bir dosya açmıştım ama içinde sadece bir sayfa vardı. Hiçbir şey yoktu. Sonuçta benim kendimi denize atmam gerekiyordu. Sadece perde kapanmasın diye bu oyun çıktı. Beklediğimizin üzerinde ilgi gördü. Elbette bu ilgide Şan Tiyatrosu’nun yakılmasının etkisi vardır. İzleyici Ferhangi Şeyler’in ne olduğunu bilmiyordu benim kim olduğumu biliyordu. Oyun korkunç bir ilgi ile başladı yıllardır da aynı ilgiyle devam ediyor. Sanırım ben ölene kadar da devam edecek.

Bu oyunda dönem politikasına dair eleştiriler bulunuyor. Bu süreçte size en iyi malzemeyi veren politikacı kim oldu acaba?
En büyük malzeme şu anki iktidar. Biz o zamanlar Demirel, Özal, Çiller dönemi falan hep muhalefetteydik ama giderek daha çok malzeme olmaya başladı. Özellikle son on iki yılda Türkiye’de muhalif olabileceğimiz çok malzeme ortaya çıkmaya başladı.

0 KATKI

Bu dönemde muhalif olmak zor mu?
Muhalif bir duruşun Türkiye’de bedeli ağırdır. Şan Tiyatrosu muhalif olduğu için yandı. Ama şu anki baskı en ağır baskıdır. Mesela devlet yardımı alamayan A kategori tiyatrolardan biriyiz. Otuz yıldır alıyoruz, her dönem aldık ama şimdi bakan bize “0” vermiş.

Kavuk şu anda sizde...
İsmail Dümbullü, Münir Özkul’a verirken Hasan Efendi’nin ona söylediği şeyleri tekrarlamış. “İlle birine devretmek zorunda değilsin.” Hem halkın komiği olacak hem muhalif olacak. Hasan Efendi de, Dümbüllü de öyleydi. Muhalif ve politik tiyatro yapıyorlardı. Doğaçlama olarak muhalefet yapardı. Kavuklunun sadece stand up yapması değil çizgisi olan, muhalif halkın da sevdiği bağrına bastığı bir komik olması gerekiyor. Tiyatroda şimdi öyle bir aday yok. Bende kalmamalı birine gitmeli bunu çok istiyorum ama aday yok. Adile Naşit benden genç olsaydı ona verirdim. Yetenekli insan yok demiyorum. Var tabii. Ama dizide, tiyatroda ve sinemada oynuyorlar. Tiyatro yapmıyorlar.


Önümüzdeki dönemde başka oyun projeleriniz var mı?
Aslında büyük prodüksiyonlu bir projemiz vardı o yüzden devlet yardımına başvurduk. Ama oradan sıfır aldık. Sponsor bulma şansımız da yok. Kimse bizim tiyatroya sponsor olmaya cesaret edemez. Projeyi şimdilik gelecek yıla bıraktık. Kalabalık kadroya ihtiyacımız var. Oyuncularımız yanında yeni kadroyu da işe almak gerekiyor. Zaten şu an repertuarda dört yeni oyun var. İşsizler Cennete Girdi oyununu oynayacak gün bulamıyoruz. Nasri Hocaya Muhalif Eşiği, Masal Müfettişi, Fername dondurulmuş şekilde dolapta duruyor.

--------------------------------

“YARISI TWEET ATIYOR, YARISI ALIYOR”

Tiyatroya gelen seyirci potansiyeli nasıl?
Tiyatroya gelen seyircide eski rakamları yakalamak bu jenerasyonla mümkün değil. Bak bu salonun yarısı tweet atıyor kalanlar tweet okuyor. Buraya ben kırk yılda bir geldiğim için gelmiş ama yine de bilgisayar ve I Pad çantasıyla gelmişler. Burada ben bir hafta oynasam salon dolmaz. Oysa beş yıl oldu ben Kıbrıs’a gelmeyeli.

Kıbrıs’taki tiyatro hakkında bilginiz var mı?
Bilmiyorum ben buraya nadir geliyorum. Basından falan okuyorum bir şeyler. Ama bu salon yoktu mesela çok yeni. Böyle bir salona ihtiyaç vardı ve bu salon çok güzel olmuş. Kapıda telefonlar toplanırsa daha da güzel olacak

------------------------------------

Biraz da kitaplardan bahsedelim. Otobiyografinize devam etmeyi düşünüyor musunuz?
Evet de o otobiyografik kitabımın birinci cildi ile ikinci cildi arasında on yıl var. O çok uzun zaman alan bir şey. Var bir dosya açılmış ama oyun yaz, turneye git, oyna haftada altı oyun. Benim o masaya oturma vaktim yok. Her yıl biraz daha kalınlaşıyor ama on yıl sürmez diye düşünüyorum. Daha çok vakit ayırmak istiyorum ama ona sıra gelmiyor. Başka şeyler yazmak zorunda kalıyorum.

“GEZİ BİR MİLATTIR”

Türkiye’de olaylar değişiyor ama hiç bitmiyor? Gezi olaylarını ve Ergenekon’u nasıl değerlendiriyorsunuz?
İkisi farklı olaylar tabii. Ergenekon olsun Balyoz olsun Türkiye’de hukukun işlemediğinin ve davaların siyasete dönüştüğünü zaten çok konuştuk. Gezi Olayları ise çok farklı bir halk hareketidir. Orada siyasal bir şey yoktu. Örgüt yok parti yok. Onlar aslında politize olmuş insanlar değildi. Yaşananlar onları politize etti. Geçenlerde Çarşı grubundan arkadaşlar tiyatroya t-shirtlerini giyip maça gider gibi gelmişler. Onların daha önce tiyatroya gelmediğinden eminim. Gezi böyle bir hareket yarattı ve halk hareketi dediğimiz dipten gelen bir şey bu. Mevcut iktidarın da algılayamadığı konu bu. Zamanında II. Abdülhamit de anlayamamıştı.


Gezi Olayları gösterdi ki Türkiye’de farklı bir kitle var…
Çok zekice ve güçlü bir mizahla geldiler. Interneti ve günün imkanlarını çok iyi kullandılar. Gezi olayları Türkiye’de bir milattır ben öyle düşünüyorum.

Dergiler Haberleri