Murat OBENLER
2.Etel Jazz Festivali için ülkemize gelen Slovenyalı müzisyen Uros Peric ile sanatsal yaşamı üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Başarılı caz, blues, soul müziği icrası yanı sıra Ray Charles’e benzeyen müthiş sesi ve söz yazarlığı ile dikkat çeken ve dünya festivallerin aranan isimlerinden olan Peric ile çocukluğundan günümüze bir yolculuk yaptık.
“11-12 yaşlarında ilk kez babamın kaset arşivindeki İngilizce caz,blues müziğini dinlediğimde o müziğe vuruldum”
Müzikle nasıl tanıştığınıza biraz değinebilir miyiz? Ailede müzisyen var mıdır?
Eros Peric: Annem akordion çalan birisiydi, baba tarafında ise enstrüman çalan birçok amcam vardır ama hiçbiri de profesyonel olarak müzik yapmıyorlar. Ben Slovenyada doğdum ama ailem Sırbistan kökenlidir. Ben Celje şehrinde doğdum. Gençken müzik okuluna giderek akordion öğrendim ve 7 yıllık akordiondan sonra 11-12 yaşlarında ilk kez babamın kaset albüm arşivinden İngilizce caz, blues müziği dinlediğimde o müziğe vuruldum. Nat King Cole, Amstrong,Ray Charles etc. Paramı biriktirerek küçük bir piyano aldım ve ders de alarak ilerledim.
“18 yaşından bugüne hayatımı sadece müzikten kazandım. Hiç ders vermedim, konser çaldım ve albüm kaydettim.”
Gitar, davul, üflemeliler ve piyano arasından neden piyanoyu seçtin?
Peric: Temelde akordion çaldığım için piyano ona yakın olduğundan onu seçtim. Bir de Nat King Cole piyano çalıyordu, onun da etkisi olabilir. Ben hem tüm paramı CD’lere verip benim için yeni müzisyenleri dinliyordum hem de piyano ile çalışıyordum,onların tarzını kopyalamaya çalışıyordum. Ben aslında uzun yıllar amatör düzeyde devam ettim. 45 yaşındayım ve ancak 18 yıldır bu işi profesyonel olarak yapıyorum. Normal bir lise ve yüksek okula devam ettim ama evdeki yaşamım hep müzik dinlemek ve söylemekle geçiyordu.Benim en büyük etkilendiğim usta Ray Charles’tır. Onun tarzını kopyalıyordum. Annem bir bankacıydı ve ben de bankacılık okuyan biri olarak benim de bankacı olmamı istiyordu. Ancak iş ararken hobi olarak yaptığım piyano çalma işini daha ciddi bir şekilde yapmak istediğimi aileme söyledim ve gönlümde yatan şeyi yani müzisyenliğe yöneldim. Benim eski öğretmenim caz ve blues yapan bir kombo grubu oluşturmuştu ve bana birkaç konserlik kendileri ile çalmamı ve solist olarak da birkaç şarkı söylememi önerdi. Orada söylediğim iki şarkı bende o kadar iyi etki bıraktı ki bundan sonraki hayatımda bu müziği yapmaya karar verdim. 18 yaşından bugüne hayatımı sadece müzikten kazandım. Ders vermedim,sadece konser çaldım ve stüdyolarda albümler çıkarttım. Bu yüzden ilk çaldığım Moonlighting Orchestra benim için çok önemlidir.
Babamın bir arkadaşı sayesinde bir menejer tutarak bu işi sürdürme kararı aldım. Bana daha iyi bir piyano aldı(Yamaha) ve ilk stüdyo kaydımın parasını ödedi. 3 şarkı kaydettik ve bu şarkıyı birçok festivale gönderdi. Hızlıca bana dönüşler oldu ve festival yolculuklarım da başlamış oldu. Aslında ben profesyonel kariyerime çok geç başladım. Geldiğimiz durakta kariyerim dünyanın farklı yerlerinde birçok menejer ve yüzlerce konserle, işbirliğiyle,albümle devam ediyor.
“Hep geleneksel caz yapmayı seçtim,müziğin ruhunu iyi yansıtarak kendi tarzımı yarattım”
Ray Charles tabi ki özel bir müzisyen.Senin onun müziğine yoğunlaşman ve uzmanı olman, onun tarzını takip etmen nasıl oldu?
Peric: Evet şarkı sözü yazarı olarak gitmek istediğim yola uygun şarkılar yazdım. Sesiyle, sözüyle ben yeni bir tarz yaratmak istedim. Blues, caz, soul, gospel ve country müzik benim ana ilham kaynağımdır ve bunları birleştirerek,harmanlayarak sunmayı çok seviyorum. Ancak müziğin ruhunu güçlü bir şekilde yansıtan birisiyim. Charles, Harris, Franklin, Redding gibi isimleri de dinliyordum ama ben hepsinin bir harmanını yapmak istiyordum. 2022’ye geldiğimizde ben hep geleneksel caz yapmayı seçtim ve modern cazı tercih etmedim. Bu yarattığım tarz hala daha çok iyi bir şekilde icra ediyorum ve beğeniliyor. Piyano okulumu düşünecek olursak piyano çalışım Jimmy Harris’e benziyordu. Sesim de Ray Charles’in sesine çok benziyordu. Bunların hepsinin birleşimi bir tat/kıvam ortaya çıktı.
“Kaydetmek istediğim şeyi,orkestra ve zamanı kendim seçebildiğim için yapımcıma çok teşekkürler”
Benim için bir müzisyendeki en önemli ve gizli özellik kendi müziğini üretebilmesidir. Eğer kendi müziğini üretebiliyorsan yorumcudan ileriye geçersin ve iyi üretim de müzikal açıdan seni hayatta tutar.
Peric: Ben kaydetmek istediğim şeyi kendim seçebildiğim ve kaydetmek istediğim kişiyi kendim seçebildiğim için yapımcıma teşekkür etmek istiyorum. Birçok müzisyen albümünü yapım şirketi etiketi ile çıkardığı için onun türüne tarzına uygunluk gibi problemler yaşıyor. Bazen bir haftada 5 şarkı kaydettiğimiz de oluyor bazen 1 yıl hiçbir şey kaydetmediğimiz de. Bu ilhamdır. Ben nasıl bir orkestra ile çalışmak istediğime karar veriyorum ve sonrasında da istediğim zaman kayda giriyorum. Ülkemde kayıt yaptığım iki farklı stüdyo var. Ulusal Slovenya Radyo Televiyonu stüdyolarında kayıt yaparken diğer küçük olanda da hem çalışıp hem de kayıt yapıyorum, mixing, mastering yapıyorum.
“Müzisyen olmamdan kaynaklanan özel yaşamıma saygı duyan, bana güvenen bir kız arkadaşım var.”
Peki böylesi yoğun bir müzisyenin günlük yaşamı nasıl akıyordur?
Peric: Hayatımda kızı da olan bir kız arkadaşım var. Benim bir önceki evliliğimden de bir oğlum vardır. Biz dördümüz bir evde mutlu bir şekilde yaşıyoruz. Tam bir aileyiz. Onlarla ilişkim çok iyi. Benim müzisyen olmamdan kaynaklanan özel yaşamıma(sürekli yolculuklar, birçok hayran vs.) saygı duyan,kıskançlığı olmayan, bana güvenen birisi. Evde yürüyüşler yapmayı,yüzmeyi çok seviyorum. Suyu çok seviyorum. Yemek yapmayı çok seviyorum(özellikle evde tüm kadınlar kendilerinden daha iyi yemek yaptığımı söylüyorlar) .Evde iş olmadığında tembellik yapıyorum,TV izliyorum, çocuklarla zaman geçiriyorum. Zor birisi değilim :- )) Yine de 4 saat çalıştığım da oluyor.
“Bilet alıp konser izlemeye gidecek birisi değilim”
Başka müzisyenlerin konserlerini izleme fırsatın oluyor mu?
Peric: Başka müzisyenlerin konserlerine giden birçok arkadaşım vardır ama ben asla gitmedim. Eğer birisini çok beğendiysem veya enteresan geldiyse onu you tube dan izlerim. Bir müzisyen olarak birçok festivale katılyorum ve orada konserler sonrasında gerçekleşen jam sessions müzisyenlerle birlikte çalıyoruz. Ama ben bilet alıp konser izlemeye gidecek birisi değilim.
“200-300 arası müzisyen ile birlikte sahneye çıktım.Onlar enstrümanlarıyla benimle iletişime geçiyorlar ve birlikte ilerliyoruz.”
Başka müzisyenlerle featuring yapmayı seviyorsun değil mi? Öyle anlaşılıyor...
Peric: Evet çok seviyorum. 200-300 müzisyen ile birlikte sahneye çıktığımızı söyleyebilirim. Slovenya’da kendi müzik topluluğum var ama yurt dışı konserlerinde ucuz olması için bir kısım arkadaşla (dar kadro ile)seyahat ediyoruz. Örneğin bu geceki Kıbrıs konserinde buradan iyi müzisyenlerle birlikte çalacağız ve evet insanın ufkunu geliştiren bir durum. Müzik bir iletişim ve onlar enstrümanları ile benimle iletişime geçiyorlar ve birlikte ilerliyoruz.
Ben büyük orkestralar ile çalmayı da çok seviyorum. Başka müzisyenlerle işbirliği içinde birlikte çalmayı da çok seviyorum. 30 civarında düet konserim vardır. Düet şeklinde iki albüm kaydım da vardır.
“En büyük zevk aldığım konserler büyük orkestralar eşliğinde çaldıklarımdır.Bu müziğin ruhu böyle”
Bir müzisyen olarak yalnız çalmak veya üçlü, dörtlü, beşli, büyük orkestra ile çalmak arasında ne farklılık vardır?
Peric: Piyanom ile yalnız çaldığımda sadece kendimden sorumluyum. Ancak tüm icra,yorum,aletin teknik durumu,tüm ayarlar da sizin sorumluluğunuzdadır. Bu yüzden tek başıma çalmayı sevmiyorum. Tabi başkalarıyla birlikte çaldığınızda daha çok efor,dikkat ve uyum gerekiyor ancak ben özellikle üçlü ,dörtlü,beşli çalınan caz ve blues konserlerini çok seviyorum. Benim en büyük zevk aldığım konserler ise büyük orkestralar eşliğinde çaldıklarımdır. Birçok iyi müzisyen biliyorum ki büyük orkestralar ile başarılı olamıyorlar. Orada üçlü,dörtlüdeki gibi özgür değilsiniz ve sürekli bir konsantrasyon lazım,her şeyi bilmeniz gerekir vs. büyük iş ama çok seviyorum,caz ve blues en iyi büyük orkestra ortamlarında olur. Bu müziğin ruhu böyle.
Sanıyorum ağaçlarla ilgili de bir albümünüz veya şarkınız var. Bu nasıl oluştu?
Peric: Benim işlerime de sponsor olan çok sevdiğim arkadaşlarımdan birisi doğayı çok seviyor, doğanın bizler için öneminin farkında ve dünyada kesilen ağaçlar için benden bir şarkı yapmamı istedi. Bende yaptım ama ona özel bir şarkıydı ve repertuvarımda olmayan bir şarkı bu. O dönemler ağaç dikimiyle ilgili bir sitede kullanacağını söylemişti. Bunla ilgili bana soru soran ilk gazeteci sensin. Öylesine gelip geçen, sınırlı basımı yapılan bir şarkıydı.
Kıbrıs'ta müzisyelerle tanışma imkanı buldunuz mu? Sanıyorum Kıbrıs'tan müzisyenlerle birlikte çalacaksınız.
Peric: Bu Kıbrıs'a ilk gelişim. İsrail'de 6-7 konserlik bir tur yaptım ve mekanın sahipleri Maur ve babası Benzi benden Kıbrıs'ta da bir konser vermemi istediklerinde kabul ettim. Burası çok güzel,çok sevdim.Bana Etel konserimde İvan,Fuad –Cahit Kutrafalı ve Kadir Evre eşlik edecek.
“Büyük istekleriniz olmalı yoksa müzikal olarak ölürsünüz. Bazılarını da hayata geçirmiş biri olarak mutluyum.”
Müzikal olarak bir hayaliniz var mıdır?
Peric: Ben yapmak istediklerimi bir kahıda yazan birisiyim. Eğer bir yılda yazdığım 10 hedeften 2 tanesini hayata geçirmiş isem mutlu olurum. Tabi ki mekan olarak bir Carnegie Hall, L’Olympia’da çalmayı arzu ederim. B.B.King ile de çalmak çok isterdim ama maalesef o yaşamıyor. Birçok önemli isim ile düetler yapıyorum. Quincy Jones ile tanışmayı,konuşmayı çok isterim. Büyük istekleriniz olmalı yoksa müzikal olarak ölürsünüz. Ben bazılarını da hayata geçirmiş biri olarak mutluyum. Daha zamanımız var diğerlerini de görürüz bir gün.
“Eğer iyi bir eğitmen de olursanız solist olarak kariyerinizi sürdüremezsiniz.”
Bazı müzisyenler kariyerleri ilerledikçe müzik okulları vs. gibi yerler açıp müzik eğitimi verirler veya akademide konservatuarda hoca da olurlar. Sizin buna benzer bir şeyler düşünüyor musunuz?
Peric: Ben kesinlikle eğitim sektörünü düşünmüyorum. Eğer iyi bir eğitmen de olursanız solist olarak kariyerinizi sürdüremezsiniz. Ben konserler ve solistliğe devam edeceğim.
“Yazdığım tüm sözler ve yaptığım şarkılar hayatımı yansıtır ve tutkuyla yapılır.Benim ana ilhamım budur”
Sizin bu müzikal yolculuğunuzdaki en büyük ilhamınız nedir?
Peric: Yazdığım tüm sözler ve yaptığım şarkılar benim hayatımı(sevinçler,üzüntüler,hayal kırıkları,başarılar,aşk vs.) yansıtır ve tutkuyla yapılıyor. O yüzden çok fazla şarkı sözü dinlerin ve bunlardan yararlanırım da çünkü gerçekten üzüntüsüyle,sevinciyle hayatı çok iyi anlatan müzisyenler var.
Kendi dilimde değil de İngilizce sözler yazıyorum çünkü dünyaya hitap eden birisi olarak sözlerin de anlaşılır olmasını önemsiyorum. Sözleri ne kadar anlarsan duygu da o kadar iyi dinleyiciye geçer.