Önceki hükümettekiler sürekli olarak ellerini taşın altına koyduğunu söyler, muhalefeti de ellerini taşın altına koymamakla suçlarlardı… Yeni hükümetle moda tabir de değişti; “Ateşten gömlek giydik” deyip duruyorlar…
Nereden çıktı bu “Ateşten gömlek”?! Önce Pandemi nedeniyle tutuşmuş gömlek; sonra da utangaç tavırla, TL’nin değer kaybından diyorlar… Şimdilerde TL’nin değer kaybını es geçip Rusya-Ukrayna savaşına bağlıyorlar… Peki, tüm bu süreçlerde Kuzey Kıbrıs’ı kim yönetti?! UBP-DP-YDP… Ellerini taşın altından çıkarıp ateşten gömleği giyen kahramanlar... Ama, pandemi nedeniyle başka ülkelerin ekonomileri de olumsuz etkilendi; başarılı ekonomi ve sağlık sistemi yönetimi ile “Ellerini taşın altına koymak” edebiyatı yapmadan atlattılar büyük ölçüde…
TL Türkiye’nin parası; değer kaybediyor ama Erdoğan ateşten gömlek giydiğini hiç söylemedi… Ekonomiyi bilim dışı yönetmeye devam ederek, tüm musibetlerin sorumluluğunu dış güçlere yüklüyor; onların giydirmeye çalıştığı ateşten gömleği nasıl bertaraf ettiğini anlatıp duruyor… Tuhaftır ki, KKTC’yi yönetenler TL’nin değer kaybı sürecinde Erdoğan ve şürekası gibi dış güçlere sorumluluk yüklemedi; neyin ne olduğunu biliyorlar ama konuşamıyorlar demek… TL henüz daha değer yitirme sürecini tamamlamadı… Yani, KKTC ekonomisinin kötüleşme süreci devam; bu vesile ile gömlek yanmaya devam…
Dolayısıyla, Başbakan Üstel eğer ateşten gömlek giymişse, o gömlek kendinden önceki UBP’li başbakanların ve hükümetlerinin kötü yönetimleri nedeniyle tutuştu… Tutuşan gömleğe TL’yi eriten AKP hükümeti benzin döktü… Ateşi, kendini AKP hükümetine sevdirmek için gözü kapalı Mali ve İktisadi Protokol’u (MİP) imzalayan Sucuoğlu körükle hava bastı, harlattı… Çok da istekli ve razı olmasına rağmen ateşten gömlek kendisine nasip olmadı; Üstel kaptı giydi ve başladı ateşten gömleğe dair edebiyatına… Ve ülkeyi yönetmeyi ateşten gömlek giymeye eş gördü…
Aslında ateşten gömlek bir hikaye; ortada har har yanan bir ateş var Kuzey Kıbrıs’ta… Üstel ve şürekası ateşten gömlek edebiyatı yaparken, halk ateşlerde yanmaktadır… Kendileri yanmamak üzere önlemlerini aldı… Akaryakıt parası ödemezler, izaz-ikramlarla ve resmi yeme-içmelerle de idare edip genel harcamalarını kısabiliyorlar… Çocukları burslu okuyabiliyor… Yurtdışı seyahatleri devlet bütçesinden… Sanılmasın ki tüm yurtdışı seyahatleri bir görev icabıdır; gitmek istedikleri yerden bir kurum-kuruluş-dernek-üniversite bulurlar, davet çıkartırlar, program varmış diye giderler… Yarım gün program, birkaç gün tatil, eş-dost ziyareti… Ve hatta, yurtdışındaki hasta yakınını ailece ziyaret etmek için bile, bu senaryoyu hayata geçirenleri var bunların…
Kimilerinin gizli ödeneği var; kimileri de yolunu buluyor… Dolayısıyla, ekmek elden, su gölden; tatlısı da bir yerlerden… Ateşli gömleği giyenler içinden yanmaz yelek giymiş, korunmada… Ama halk hiçbir korumaya sahip olmadan yanıyor… Asgari ücret yetersiz, pahalılık almış başını gidiyor, genç işsizler ordusu bunalımda, borçlular mahkeme kapılarında… Çalışanların önemli kısmı kayıt dışı; sosyal güvenlik yok… Ekonominin dörtte üçü kayıt dışı, haksız rekabet çok… Bir de imzalanan MİP ile Türkiye’den isteyen sorgusuz sualsiz bu pazarda iş yapabilecek ya, haksız rekabet yerli işletmeleri sıfırlayacak…
Ama Kıbrıslı Türkler, unutmayınız… Kıbrıs adası 1571’den beri siyasi ve kültürel olarak Anadolu’nun bir parçasıdır ve Kıbrıs adasında Kıbrıslı Türklerin varlığı Türkiye için vazgeçilmezdir; MİP’de öyle yazmışlar, öyle diyorlar… Sen ateşlerde yanıyormuşsun, onların umurunda değilsin… Ateşe mukavim yelek üzerine ateşten gömlek giymiş olan Üstel ve şürekası Ankara hükümeti ile senin iradeni geçersiz kılacak, ekonomini iğdiş edecek, demokrasini çökertecek ve varlığını nicelik ve nitelik olarak azaltacak bir MİP’i uygulamaya kalkışacaklar… Seni ateşlerde yanmaya terk ettiler ya; sen yanıp tükenirken onlar başkalarını getirecek… Halbuki sen ne ateşler yakmıştın yirmi yıl önce… Onlar göstermelik gömlekleriyle ahkam kessin; sen ateşinle meydanları saracaksın elbet, sen ateşlerinle sokakları tutuşturacaksın elbet… Ve elbette Kıbrıs adasında varlığının kaçınılmaz olduğunu ama kendin ve yurdun için kaçınılmaz olduğunu onlara ateşinle anlatacaksın elbet…
Başbakan Üstel… Ateşten gömlek sana yakışmış… Yurdu daha iyi yapacak ateşlerin meşalesi de halkın ellerine yakışıyor… Göreceksiniz, öğreneceksiniz, içinize giydiğiniz o ateşe mukavim yelek de kurtaramayacak sizi… AKP hükümeti mi? Güvendiğin dağlara Haziran 2023’te de ateş yağacak…