Fayka ARSEVEN KİŞİ
CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın, UBP-DP Azınlık hükümetinin uzun süredir miadını doldurduğunu ve erken seçimin şart olduğunu söyleyerek, “CTP hükümet kurma hedefiyle olası bir erken seçime hazırdır” vurgusunda bulundu.
Sorakın, hükümette kriz olduğunu, farklı düşünceler olduğunu ancak peşkeşte ve rantta düşüncelerinin örtüştüğünü ifade etti.
Hükümetin İTEM kapsamındaki arazilerin bir kısmını şahıslara ihalesiz ve ilansız bir şekilde kiralanması yasalara uygun olmadığını da belirten Sorakın, “Bunların iptal edilmesi gerekmektedir. İptal edilmemesi durumunda bizim hükümetimiz döneminde iptal edileceklerdir. hukuka aykırı kiralama işlemlerini yapanlara, imzası olanlara şahsi tazminat davası açılacaktır. Tümünü yargıya taşıyacağız” dedi.
- YENİDÜZEN: Hükümetin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Erdoğan SORAKIN: 27 Nisan 2016’da güvenoyu alarak göreve başlayan, ancak on dört ayda ülkeyi ve ülke insanını perişan eden bir hükümetle karşı karşıya buluyoruz. Göreve geldikleri günden itibaren Meclis’i devre dışı bırakarak, yasa gücünde kararnamelerle ve ayak oyunları ile ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Adalet ve eşitlik ilkesine aykırı münhalsiz ve sınavsız istihdamlarla yandaşlara avantaj sağlayan, kamu kaynaklarını yakınlarına, eşe dosta peşkeş çeken, savurganlıkta şampiyon, aldığı kararların birçoğu mahkemelerden geri dönen veya kamuoyu tepkisi nedeniyle geri çekilen, plansız, programsız gelecek hırsızı bir hükümetle karşı karşıya bulunuyoruz.
“Hükümetin İTEM kapsamındaki arazilerin bir kısmını şahıslara, ihalesiz ve ilansız bir şekilde kiralanması yasalara uygun değildir. Bunların iptal edilmesi gerekmektedir. İptal edilmemesi durumunda bizim hükümetimiz döneminde iptal edileceklerdir. Hukuka aykırı kiralama işlemlerini yapanlara, imzası olanlara şahsi tazminat davası açılacaktır. Tümünü yargıya taşıyacağız”
- YENİDÜZEN: Hükümet yakınlarına verilen, tepkilerin oluşması ile geri adım atılan arsalar gündeme geldi. Hükümet edenler ne yapmaya çalışıyor? ‘Gelecek hırsızları’ ifadeleriniz var bu noktada karşı adım olarak siz ne yapacaksınız?
- Erdoğan SORAKIN:1974 koşullarından sonra ülkede üretimden kopuk, ranta, karşılıklı menfaat ilişkilerine dayalı bir düzen oluşturulmaya çalışıldı. Bu anlayışın en temel özelliği önce yakınlarına, sonra eşe dosta, sonra da yandaşlara menfaat dağıtarak bunun karşılığında da oy devşirerek koltuğu korumak ve bu anlayışın (statükonun) devamını sağlamaktır. UBP-DP azınlık hükümeti bu anlayışın en iyi temsilcisi.
Ülkenin tüm sahilleri peşkeş çekilmiştir. Birinci dereceden yakınlarına arsalar, araziler verilmiştir. Partimizin muhalefeti, milletvekillerimizin Meclis’teki sert çıkşları sonucunda birkısmından vazgeçildiği, bir kısmının askıya alındığı ifade edilmektedir. Örneğin Yavuz Çıkarma Plajı, Rauf Denktaş Vakfı için ayrılan arazi... Bir kısmı için ise hiçbirşey yapılmamıştır. Örneğin Resmiye Canaltay’a otel yapımı için kiralanan arazi.... Nisan ayında Salamis’te SİT alanında yapılaşmaya imkan sağlamak için derecelendirme düzenlemesi yapıldı, haziran ayında iptal edildi. Yanısıra Kumyalı’da Noel Baba şirketine kiralanan arazi ile Bedis’in kiralama işlemleri açılan davalar sonucunda mahkeme tarafından durdurulmuştur.
Anayasa ve yasalara aykırı işlemler yapılmaktadır. Başsavcılık da Ombudsman da aynı görüşe sahip. Taşınmaz Hazine Mallarının hangi amaçlar için ve nasıl kullanılacağı Anayasa’ın 159. Maddesi, İTEM Yasası ve Anayasa’nın Geçici 1. Maddesinde açık ve net bir şekilde ifade edilmektedir. Eşdeğer kapsamından çıkarılacak arazilerin sadece “kamu yararına” kullanılabileceği öngörülmektedir.
Hükümetin İTEM kapsamındaki arazilerin bir kısmını, bu kapsamdan çıkararak herhangi bir kriter olmadan turizm amaçlı, üniversite arazisi veya şahıslara ihalesiz ve ilansız bir şekilde kiralanması da yasalara uygun değildir. Bu tür işlemlerin iptal edilmesi gerekmektedir. İptal edilmemesi durumunda bizim hükümetimiz döneminde iptal edileceklerdir. Yanısıra hukuka aykırı kiralama işlemlerini yapanlara, imzası olanlara şahsi tazminat davası açılacaktır. Tümünü yargıya taşıyacağız.
“Vatandaşlık politikası eşitlik ve adalet ilkeleri ile örtüşmüyor”
- YENİDÜZEN: Her röportaj yaptığım siyasiye verilen vatandaşlıkların ne tehlike yaratacağını soruyorum. Sizce ne gibi tehlike içeriyor?
- Erdoğan SORAKIN: UBP-DP Azınlık Hükümeti’nin vatandaşlık politikası eşitlik ve adalet ilkeleri ile örtüşmüyor. Bakanlar Kurulu kararı ile verilen birçok vatandaşlıkta yasanın gerekleri gözardı ediliyor. Bakanlık onayı ile verilen vatandaşlıklarda ise herhangi bir sıra sözkonusu değildir. Hükümet beş yıl ve üzeri kesintisiz ikamet izni ve çalışma izni olanlara yıllık çalışma izni sayısına bakılmadan, eskiden yeniye kuralına uymadan yurttaşlık veriyor. Hükümet yetkilileri verilen yurttaşlık sayısı hakkında çelişkili bilgiler veriyorlar. Ekim 2016’dan itibaren milletvekillerimizin sözlü ve yazılı sorularına karşılık Sn. Serdar Denktaş 4 Nisan tarihinde yapmış olduğu açıklamada 7.200 kişiyi vatandaş yaptıklarını açıklamış, 12 Haziran günü yapılan yazılı açıklamada ise 16/4/2016-31/3)2017 tarihleri arasında toplamda 4.603 kişiyi vatandaş yaptıklarını açıklamıştır. Yazılı açıklamaya baktığımızda bir yıllık süreçte Bakanlar Kurulu Kararı ile verilen vatandaşlık sayısının eş ve çocuklar dahil 503, evlilik nedeniyle verilen vatandaşlık sayısının744 ve Bakanlık onayı ile verilen verilen vatandaşlık sayısının eş ve çocuklar dahil 3.336 olduğunu görüyoruz. Sayı oldukça kabarık. Bir yılda % 1.5 nüfus artışına denk bir oran. Uygulamanın aynen devam etmesi durumunda demografik yapının bozulacağını yanısıra halkın ve seçmenin iradesini etkileyecek durumların oluşabileceğini de söyleyebiliriz. Bu ülkede uzun süredir çalışmak için bulunan yabancı uyruklu kişilere kolaylık sağlamak söz konusu ise farklı argümanlar da geliştirilebilir. Örneğin 51/1993 sayılı Daimi İkamet İzni Yasası (Beyaz Kimlik) geliştirilerek ikamet, çalışma ve iş kurmada kolaylıklar sağlanabilir diye düşünüyorum. Yurttaşlık Yasası’nın yeniden ele alınıp tüm hassasiyetleri gözeterek revize edilmesi gerekmektedir.
- YENİDÜZEN: Daha önce CTP verilen vatandaşlıkların bir kısmını yargıya taşımıştı. Son dönemlerde verilen vatandaşlıkları yargıya taşımayı düşünüyor musunuz?
- Erdoğan SORAKIN:2016 yılında usulsüz ve koşullu olarak, yani yasada öngörülmesine rağmen güvenlik raporu, sabıka kaydı ve sağlık raporu aranmaksızın yasaya aykırı olarak verildiğini tespit ettiğimiz yurttaşlıkları yargıya taşımıştık. İki ayrı davada 57 yurttaşlık mahkeme tarafından iptal edilmişti. Yanısıra CTP’nin açtığı davalar sonrasında hükümetin kendisinin de mahkeme kararı beklemeden Ekim ayına kadar verilen vatandaşlıklardan 86 tanesini iptal etmiş olması usulsüz ve yasaya aykırı işelem yaptığını kabul ettiğinin ve ciddiyetsizliğinin bir göstergesidir.
Tespit ettiğimiz herhangi bir usulsüz uygulama olması durumunda yargıya başvurmaktan çekinmeyeceğiz.
“Hükümette bir kriz olduğu doğru, bazı konularda farklı düşüncelerde oldukları da doğru ama peşkeşte ve rantta düşüncelerinin örtüştüğü de doğru.”
- YENİDÜZEN: UBP-DP Azınlık Hükümeti’nde bir kriz görüyor musunuz? Bu hükümetin ömrü normal seçim tarihine kadar gider mi?
- Erdoğan SORAKIN: UBP ile DP’nin siyasetleri, anlayışları ve gelenekleri büyük oranda örtüşüyor. Her ikisinde de karşılıklı ranta, adam kayırmacılığına dayanan, eşe, dosta, yakınlara çıkar sağlamada şampiyon bir düşünce hakim. Ama bazı konularda uyumsuzluk da söz konusu. Örneğin Din İşleri Dairesi (Değişiklik) Yasası, Geçicilerin Kadrolanmasını amaçlayan yasa önerisi gibi Meclis’e sunulan bazı yasalarının Bakanlar Kurulu’ndan geçirilmeden yasa öneris şeklinde sunulması, ETİ ve KTHY çalışanı olup kamuya aktarılan personelin özlük haklarının geliştirilmesini amaçlayan değişiklik yasa önerisi görüşülürken farklı oyların kullanılması bu konularda hükümet partilerinde görüş birliği olmadığının bir göstergesi. Kıb-Tek’te , Güzelyurt Hastanesi ihalesinde benzer hususlar sözkonusu. Dolayısı ile hükümetin uyumlu olduğunu söylemek mümkün değildir. Evet hükümette bir kriz olduğu doğru, bazı konularda farklı düşüncelerde oldukları da doğru ama peşkeşte ve rantta düşüncelerinin örttüştüğü de doğru. Doğru olan birşey daha vardır. O bu hükümetin halka verebilecek hiçbir şeyinin kalmamış olmasıdır. Hükümet ömrünü tamamlamıştır. En kısa sürede erken seçime gidilmelidir.
- YENİDÜZEN: Seçmen iş veren, işini gören partiye eğilimli... Bunu da şuan hükümet eden partilerin hükümette olmasıyla görüyoruz. CTP’nin bu noktada seçmene yönelik argümanı ne olacak?
- Erdoğan SORAKIN: Seçmenin iş veren, işini gören partiye eğilimli olduğu yaklaşımı doğru bir yaklaşım değildir kanımca. Seçmen ve halk eşitlik, adalet ve hukuka uygun uygulamalar istiyor. Halk kamu hizmetlerinde etkinlik ve verimlilik istiyor. Halk işini görürken herhangi bir torpile gerek duymadan mümkün olan en kısa sürede işinin çözülmesini istiyor. İstihdamların münhalle ve sınavla yapılmasını istiyor. Halk kamu kaynaklarına erişimde eşitlik ve adalet istiyor. UBP-DP hükümeti şimdi bunun tam tersini yapıyor. Bu dönemde kamu bankalarına münhalsiz ve sınavsız istihdamlardan, peşkeş çekilen arazilerden, kamu kaynaklarının çar-çur edilmesinden tutun da mevzuat hazırlama ve hizmet alımı adı altında yandaşlara para aktarmaya kadar eşitlik ve adalet ilkesinden uzak, hukuka uygun olmayan, partizan eksenli birçok uygulama görüyoruz. CTP, hükümetin de karşılıklı menfaat ilişkilerine dayalı bu sistemimin de arttık bittiğini söylemektedir.
CTP, Kıbrıs Türk Toplumunun demokratik toplumlar gibi kurallı bir yaşam hakkı olduğunu savunuyor. CTP, sol değerlerimiz üzerinde şekillendirmeye çalıştığı haysiyet, adalet, üretim ve hizmet temelli politikalarını halkımız ile paylaşacaktır. Muhalefette ne ise hükümette de aynı olacaktır. CTP, hükümeti makam olarak değil halkın mutluğu ve refahı için bir araç olarak görüyor.
“UBP ile DP’nin siyasetleri, anlayışları ve gelenekleri büyük oranda örtüşüyor. Her ikisinde de karşılıklı ranta, kayırmacılığa dayanan, eşe, dosta, yakınlara çıkar sağlamak yönünde bir düşünce hakim.”
- YENİDÜZEN: CTP olası bir erken seçime ne kadar hazırdır?
- Erdoğan SORAKIN: CTP, 1970 yılında Kıbrıs Türk toplumunun bağrından çıkmış, birçok badirelerden geçmiş en köklü, en örgütlü ve en disiplini partidir. Üç kez hükümet deneyimi yaşamıştır. Bu süreçlerde yanlışları da olmuştur ama Kıbrıs Türk Toplumuna sayılamayacak kadar çok değerler de kazandırmıştır. CTP bu toplumun sigortasıdır. Her alanda güçlü kadrolara ve dimdik ayakta duran sağlam, üretken örgütlere sahiptir. Uzun süredir hükümetin miadını doldurduğunu ve erken seçimin şart olduğunu söylüyoruz. Bu konuda Meclis’e sunulan önerimiz var. CTP’nin hükümeti kurma hedefiyle olası bir erken seçime herşeyi ile hazır olduğunu belirtmek isterim.