UTANÇ

Cenk Mutluyakalı

 

Utanıyorum!
Ve hiç rol yapmıyorum.
Makale falan değil derdim...
Köşenin de canı cehenneme...
Eleştirsem ne olacak, övsem ne!
Utanç bu, dünyanın gözü önünde...
Çağımızın belki de tek "ırkçı plajı" açılacak.
Ülkemde!
Akdeniz’in mavisi kanayacak...

*  *  *

IRKÇI!
Yok daha ötesi.
"Türkler" girebilecek sadece.
Utanmasalar, girişte, kan alacaklar!
Ve derin bir sessizlik var, bu çağdışı, bu insanlık ayıbı, bu gerici karar açıklandığından beri...

*  *  *

Derinya'nın "yarısı" var bugün...
Güneyde...
"Denize kıyısı" engelli bir sahil kasabası.
Sahil kasabası ama sahili yok...
Gasp edilmiş sahili...
Asker el koymuş.
Ne birine yaramış, ne ötekine...
Kapalı!
Sivil yönetim karışamıyor!
Demokrasi işlemiyor!
Ve "plajı" açılacak...
"KKTC" ve "TC" yurttaşları girebilecek...
Sadece!
“Kimlik kontrolü” ile girilecek denize...

*  *  *

Plajı başlarına yıkmak gerekiyor, "Bu karar ırkçılıktır" diye...
"Kafatasçı" bu anlayışı, dünyaya göstermek gerekiyor.
İsyan etmek gerekiyor, usul usul oturmak yerine...

*  *  *

Nedir bu, bilir misiniz?
Tepeden tırnağa "aşağılık kompleksidir..."
"Suçluluk psikolojisi"dir uçtan uca...
"Buraları çaldık" itirafıdır...
Ve "mal sahipleri”ne karşı utancımızı görmesinler diye, gizlenmektir aslında, kabuğumuzun içine!

*  *  *

Irkçılık bu!
Ne kitaplarda ne literatürde yoktur başka tanımı...
İlim de irfan da başka türlü anlatmaz...

Plaj be bu...
Plaj!
Yani ne olacak bu uydu çağında, insanlar, kendi plajlarının "gizli" fotoğrafını mı çekecek acaba?
Yoksa "denizlerini" mi çalacak?

*  *  *

Utanıyorum!
Makale yazmak, köşe doldurmak falan değil meselem... Seçim, geçim hak getire...
Kıbrıslı bir birey, dünyada bir toplu iğne ucu zerresi, yeryüzünde bir nefes olarak, içten, samimi, katıksız bir "utanma" hali benimki...