Neriman CAHİT
Sabaha uyanıyorum, korkunç bir acele ile…
Daha kuşlar uyanmadan, börtü böceğin uyuşukluğu geçmeden…
Neredeyse, insanın beynini oyan o makineli gürültüler başlamadan…
Sabaha uyanıyorum… Elimi, güneşten daha çabuk tutarak… Belki kendimi günün, insanların, stresin, gürültünün, çirkinliklerin işgalinden daha önce yakalayabilirim diye… Yakalayabilir de, biraz merhabalaşabilirim kendi kendimle diye…
Güneşten daha çabuk tutmalıyım elimi…
Hatta, Orhan Veli’den de daha çabuk…
En azından, ‘kendi gökyüzümün yırtıklarını’ dikmeliyim… Bir avuç hoşgörü ve bir kucak seviyle…
Sevgiye inanırım ben, Sevdaya da, aşka da…
Türkçede, sevgi üstüne bu kadar çok söz, deyim ve şiir oluşunun nedenini de bilirim…
Bizim insanımız Akdeniz insanıdır, öfkesi kolay geçer… Akdeniz Fırtınası gibi…
Kolay bağışlar… Sevgiye inanır…
Bir kenarda unutmuş olsa bile, sevgiye inanmayanı görmedim. Ama maalesef, ülkemizin durumu içine düşürüldüğümüz çıkmazlar bize nicedir, ‘Sevgiyi ve Sevmeyi’ unutturdu…
***
Güneş bugün elini her zamankinden daha çabuk tuttu galiba…
En iyisi ben, güneşi de yanıma alarak sürdüreyim kendime uyanmayı…
Sahi, farkında mısınız, biz istesek de istemesek de güneş doğmayı sürdürecek…
Öyleyse biz, ‘kendimize uyanmayı’ niye sürdürmeyelim…
Ve, ‘UMUDU’ koymayalım günün ilk adımına…
Bir an, günün acelesine yakalanmadan durun ve düşünün… Her şeye karşın, çiçekler açmaktan caymadılar… Balıklar tükenmemeye çalışıyor…
Göçmen kuşlar dönmüş… Karıncalar pür telaş… Asfaltı deliyor küçük otlar…
Çocuklar ne güzel bakıyor BİZE VE DÜNYAYA…
Yaşlılar, bir gün daha yaşamaktan mutlu…
Bizi, A - Z’ye her alanda, tarım ilaçları kadar zehirleyen ama hiçbir zaman özeleştiri yapmadan suçu karşısındakine atan çoğu Politikacılardan kurtulmak için çaba sarf etmeye başlayabiliriz…
Neden hepimiz kötü yönetilen bir orkestranın ‘Bozuk Çalgısı’ yerine, güzel bir vals in notlarını çalabilmek hazırlığına girişmiyoruz…
***
Sabaha, güneşten önce uyanayım dedim…
Ne ki, güneş elini daha çabuk tuttu galiba, bana inat olsun diye…
Ama olsun…
Ben ‘UMUDA ve SEVGİYE UYANMAYI’ sürdüreceğim… Güneşi de yanıma alarak…
Hatta, kendime inat…
• “Eskir yüzüm…
Nice ayrılıklarda…
Bu bir aşk yolculuğu
Gitmekten hiç usanmadığım…
Sana uyanırım her sabah
Bir kardelen kendine üşümeyi unutur…”
N. C
--------------------------------------------------------------------------------------
BİR KAYNAK
Heidi Trautmann’dan Edebiyat Tiyatro ve Cilt I’e ek Ülkemiz Sanatına ve Sanatçısına ek:” KUZEY KIBRIS’TA SANAT VE YARATICILIK” çalışmasının II. Cildi de çıktı. Sanat ve Edebiyatımızı çok kapsamlı bir şekilde araştıran Heidi Trautmann’a ülkemizin kültürü adına çok teşekkür ederiz… Bu başarılı dev eserin gereken ilgiyi göreceğini umut eder bir ‘Alman Yazarın’ neredeyse her sanatçımız için yaptığı değerlendirmelerinin gereken ilgiyi görüp kitabın paylaşılacağını umut ediyoruz…