23 Ekim’de yürürlüğe girmesi beklenen yeni ‘Muhaceret Tüzüğü’ne UBP’den itiraz geldi.
Başbakan Ersin Tatar, Tüzük hakkında itirazlar olduğunu ve kendi müsteşarlarıyla İçişleri Bakanlığı müsteşarlarının konu hakkında çalıştıklarını söyledi.
Uygulamaya girmesi beklenen tüzükte bir yabancının ülkede vize ile kalış süresi 90 günle sınırlandırılıyor.
Asgari ücretle çalışan birisi ikamet izniyle ailesinden yalnızca 3 kişiyi getirebilecek.
Ülkeye girişte sorgulanacak, bu sorgu 4 saati geçemeyecek ama kişi uzun sorgulamayı kabul etmezse ülkesine dönme hakkı olacak.
AB ülkeleri ve Türkiye için en az 2 ay geçerliliği olan ve diğer ülkeler için de 6 ay geçerliliği olan pasaport kabul edilecek.
Artık 60 yaş üzeri kişiler de kayıt altına alınacak.
Gibi bazı yenilikler olacak yeni tüzükte…
***
Ancak bu tüzüğe itirazlar önce Yeniden Doğuş Partisi’nden geldi doğal olarak… Vatandaşlığı aldığı şeklin müphem olduğu, hiçbir şekilde bu ülkeye vergisi, yatırımı olmadan vekil olduğu bilinen Bertan Zaroğlu, ‘yapması gerekeni yaptı ve tüzüğe karşı çıktı’. Muhaceret Tüzüğünün İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars değil de Türkiye karşıtı kişiler tarafından hazırlandığını iddia etti. Türkiye’nin Nijerya, Ermenistan, Suriye gibi ülkelerle bir tutulduğunu da öne sürdü.
Oysa ki ülkeye girişte Türkiye vatandaşları, AB ülkelerine tanınan hakka eşit olarak en az 2 ay geçerliliği olan pasaportla giriş yapabilecekler.
Diğer ülkelere bu süre 6 ay olarak belirtildi.
***
Bu itirazların ardından mutlaka ki esas yerden gelen tepkileri de alan Ersin Tatar, bazı düzenlemeler yapılması için müsteşarlarını görevlendirdi.
60 yaşın üzerindekilerin de kayıt altına alınabilmesinin olabilirliği sorgulanıyor… Şimdiye kadar neden 60 yaş üstünün göz ardı edilmesine izin verildi, bundan sonra kayıt altına alınabilmesinin neden rahatsızlık doğurduğunu anlamakta zorluk çekiyorum doğrusu… Sanki o insanlar yokmuş gibi… Sanki o insanlar çalışamazmış, sanki o yaşın üstündekiler suç işleyemezmiş, sanki o insanlar devletin sunabildiği haklardan yararlanamazmışlar gibi kayıt dışı kalabilmeleri konuşuluyor ve ilginçtir ki şimdiye kadar da kayıt dışı kalmışlar.
***
Bir garip durum yani…
Ve bu garip duruma, yani UBP’nin HP’nin bakanlığının hazırladığı tüzüğe karşı çıkması, gelen emirler doğrultusunda değişiklikler istemesi, (çünkü bu değişiklik istemlerinin sunulmaya çalışıldığı gibi sadece 60 yaş üstü insanların işlem sıralarında yorulmalarını önlemek şeklinde olmayacağını herkes anlayabiliyor herhalde!) durumunda yine merak ediyorum; Kudret Özersay’ın daha şeffaf, daha demokrat, daha işleyebilir bir hükümet arayışına ters düşmüyor mu! Şeffaf bulmadığı 4’lü koalisyonu bozan Özersay, gelen emirler doğrultusunda hükümet sürdürmeyi hazmedebiliyor mu?
Konu hakkında bir açıklama yaparsa sanırım önce kendi partisinin bakanı Ayşegül Baybars sevinir.
Nihayet olacak!
Nihayet Girne-Alsancak-Lapta yolu için Maliye Bakanlığı bir bütçe yaratmış. Yapılması istenen bütün yol için değil ama en azından bir kısmı için yeterli olabilecek bir bütçe yaratılmış. Açıkçası yerel kaynaklardan ortaya böyle bir bütçe konulması beklenen bir durumdu ama uzun süredir yapılamamıştı. Şimdi yapılması sevindirici. Yoldaki keşmekeşi bitirebilecek, sinirlerin yıpranmasını, para kaybını önleyecek yol inşaatının başlaması için 2 aylık bir süreye ihtiyaç varmış. Bu süre Aralık ayına kadar uzayacak demektir. Ancak Aralık ayı da kışın bastırdığı, iklim değişikliği nedeniyle de yağmurun yoğun yağabileceği bir zamana denk geliyor. Yani yol genişletme tamiratı yağmurlarla birlikte başlarsa, çalışmalar nasıl etkilenir? Bahara ertelenebilir mi? Süre uzayabilir mi?
Neyse, şimdilik aksilikleri düşünmemek, tamiratı başlatmak için çalışmalara yoğunlaşmakta yarar var. Aslında bölgedeki esnaf kendine düşen görevleri, işyerlerini yeni yola uygun hale getirmek için yıkma, yapma işlerini başlatmış bile… Umarım her şey yolunda gider, süre uzamaz ve çile tam bitmese bile bir kısmı sona ermiş olur.
Gülmece
Kudret Özersay; “Türkiye hükümeti, seçilmiş, seçimle iktidara gelmiş bir idaredir, muhatabımızdır, Türkiye de stratejik ortağımız en önemli müttefikimizdir. Ancak bu, Türkiye’den talimat almamızı gerektirmez ve talimat da almıyoruz, zaten o tür bir ilişkiyi de hiçbir zaman doğru bulmadık.”
Bir soru
Politis’in haberine göre “Ayia Marina-Ksiliatu” köyü sakinleri, birkaç gün önce bölgelerinde bulunan “Ksintus atış alanını” işgal ederek yapılması planlanan atışları engellediklerini yazdılar. Bölge sakinleri, atış alanının köy yakınında bulunmasının emniyet ve sağlık açısından tehdit oluşturduğunu belirttiler. Bizde de böyle bir işgal olabilir mi!?
Fayԁasız hayat erken bir ölümԁür. (Goethe)
Yaşamı komeԁi sananlar, son espriуi iуi ԁüşünsünler. (Seneca)