Lefkoşa’nın iki önemli takımı olan Küçük Kaymaklı ve Çetinkaya’nın Lefkoşa derbisi adı altında oynanan karşılaşmasını izlerken sahada uyuyan oyunculara ister istemez izleyenler de ayak uydurdu.
Maçın başından bitiş düdüğüne kadar seyirciden tıs çıkmadı. Kaldı ki hepimizin penaltı olarak değerlendirdiğimiz bir pozisyonu bile tartışmayan futbolcular ve seyirciler gördük. İyiye yormak gerekir mi noktasından bile emin değilim.
Küçük Kaymaklı prestij maçı deyip geçmedi, kazanmak için bir gol atıp rakibinin yükselmeyen temposunda kalarak kolay kazandı. Maç boyunca ortaya konan futbolun neresinden tutacağımı da bilmiyorum dersem yanlış olmaz. Küçük Kaymaklı için çok fazla eleştiri yapmam doğru olmaz diye düşünüyorum. İstediklerini antrenman havasında aldılar. Çetinkaya bu maçı kazanmak için ne yaptı? Kocaman bir sıfır. İki uzaktan şut ve Piro’nun kurtarışları.
İlk devre son bölüme kadar iki pas yapamayan bir Çetinkaya izledik. Geriye düştükten sonra da çok fazla tempo yükseltemediler. Şahsi bir iki pozisyon dışında göze hoş gelen hareketler veya üretkenlik olmadı. Risk almak yerine ikinci golü yemeyim düşüncesi, sarı kırmızılı oyuncularda daha çok hakimdi.
Mehmet Bolkan koyduğu oyuncuyu tekrara dışarı alması da takımın içine düştüğü durumu gösteriyor. Hakan 35’te girdi, 78’de çıktı. Bir şeyler yaptı mı? Hayır. Yapan var mı? Hayır. Hakan’ı çıkartmak yerine oyundan çıkartacağı oyuncu sayısı çok fazla iken bu tercihi kullanması doğru değildi. Bu oyuncunun düştüğü durumu da düşünmek gerekirdi.
Ligde en fazla şampiyonluk kazanan, en fazla kupa alan, şimdiki adı ile Süper Lig’ten Birinci Lig’e düşmeyen tek takım var. O da Çetinkaya.
Dünkü oynanan oyun ile ligde kalmak için yeterli vitese çıkamadılar. İkinci vites de kaldılar. Bu düşük ayar ile balansı tutturamayacakları kesin duruyor. Taraftarın ilgisi zaten bitmiş. Gerçek Çetinkayalılar içinde ilk sırayı alan Bülent Dizdarlı’ya ayrı paragraf açmak gerekiyor. Her zaman takımının yanında. İyi gün dostu değildir. Elbette bu isimlere ekleyebileceğim daha isimler vardır. Veli Hakkı abimiz maçı izlerken dalıp dalıp gidiyor üzüntüsünü yakından hissediyoruz. Çetinkaya aşkı olan herkesin sezonun başından sonuna kadar kulübünün yanında olması gerekir. Bu yıl bu treni kaçırdılar. Ahlarla vahlarla ligde tutunmaya çalışacaklarını görüyorum. Kolay gelsin...