Uyumaya ve uyutulmaya devam

Zeki Kayalp


Bizim ülkemizdeki futbolun kalitesi belli. 83’ten sonra standartların üzerine hiç çıkılmadı.  Sebeplerine girmek istemiyorum. Çünkü sayfalar dolusu yazmam gerekir. KKTC’de futbolun çöküşü şu klasik cümleyle söylenir “Artık futbol bitmiştir”. Yanlış bir tespit de değil yani. Sahada topu oynayanın hedefi yoksa, e “FB-GS”nin halini veya “bet” sonuçlarını düşünürse, tabi ki futbol biter.
Geçmiş hatırlatıldığında, çoğu yeni nesil gençler kafa büker. Halbuki, o dönemki futbolla bugünkü futbol kıyas bile kaldırmaz. Beş yıl önce futbolu bırakan bir yıldız oyuncunun adı anılmazken, 50 yıl önce futbolu bırakan futbolcu hala konuşulur. Geçmişte futbolcuları tüm Kıbrıs adası tanırdı. Şimdi yalnızca Kuzey’deki futbol camiasının onda biri. Saygı, duygu, oyun disiplini, ruh, camia sevgisi diye bir olgu kalmamış. Bugünlerde, futbol potinini bağlayan “yıldız”. Futbol topuna vuran “mega yıldız”, çok gol atan da “ultra kral” diye anılır. Ha... bunları bir de sahaya sürenler var. Onlar da “tecrübeli” veya “kurt” hoca oluyor. Tüm bunları bol bol övenler de ya “Rıdvan Dilen”, ya “Erman Toroğlu” ya da “Ahmet Çakar” dır. Böylelikle çark müthiş bir şekilde dönerken, paranın kokusunu alan her kılığa girebiliyor. Açıkçası, böyle başa da böyle traş gerekir.
Futbola artık futbolcu penceresinden bakılmamalı. Aksine, toplumsal bir sorunmuş gibi tartışmalı. Özellikle futbol yapısı tüm aktörleri ile birlikte irdelenmeli. Bugün futbola başlama yaşı 7 oldu. Bizler yedi yaşında “pirili-padem-fotoğraf basma ve lingiri oynardık”. Mahallede taşlardan direk veya karşılıklı iki garaj kapısı arasında yapılan maçlar (Okan ve Kıvanç arkadaşı hatırlıyorum) olurdu. Şimdilerde ya çimde ya da sentetikte oynanır. Geçmişte sandalet veya “sebo” ayakkabılarla oynanan top, şimdilerde Addidas veya Nike’la oynanır. Eskilerde, dikişli ve ülüğü atık topa vurulurken, şimdilerde Ronaldo’nun, Messi’nin  vurduğu toplara vurulur. Eskiden annelerimizin verdiği siyah şort, beyaz t-şirt giyilirken, şimdilerde kulüblerin rengini simgeleyen formalar, şortlar, çoraplar giyilir (tümü marka). Üstelik bunları taşımak için birer renkli çanta da bonusu.
Şu anda ergenlik çağına gelip kadroya girdiniz mi, bey de siz paşa da. Hele hele birazcık topa vurup medyada yer alırsanız, şovmenler  peşinizden koşarak para saçar.
Bakarmısınız! Her takıma bir antrenör, bir yardımcı, bir de kaleci antrenörü. Haftada minimum beş antreman bir kamp, sezon öncesi kampları, sezon ortası kampları. Peşin ödemeler. İnanılmaz transfer ücretleri . 
Peki ya oynanan futbol?  SIFIR
Açıkcası, KKTC’de futbol hiç de önemli değil. 7 yaşından 17 yaşına kadar sürekli futbol oynayan bir genç eğer üç pas yapmayı bilemiyorsa çok fazla önemi yok. Kimse sorgulanmaz.  Ne de olsa gençliğe hizmet ediliyor. Antrenör tıkır tıkır parasını alıyor. Futbolcu alıyor... İki-üç maaş çekenler cabası... Bir de  yaklaşık 150-200 kişinin izlediği spor programlarında boy gösterdiniz mi, her şey tıkır tıkır yolunda. Ne de olsa dünyanın en önemli futbolcu veya antrenör merkezindeyiz. Sahi unutmuştum. Bu arada uydulardan dünya da bizi izliyor. Böylelikle uyumaya ve uyutulm