‘Uyumlu’ Cumhurbaşkanı adayı

Erdinç Gündüz


K.K.T.C. Cumhurbaşkanlığı Seçimi Nisan 2015’de. Yani, daha beş ay var önümüzde. Ama ilginçtir,  adayların propagandamsı gezileri daha şimdiden başladı.  Sanırım ‘Seçim’ tarihimizde ilk kez olan birşey bu.  Bu ‘özel’ durum bir yana,  standart vatandaşlar arasındaki özel sohbetlerde de sıkça konuşulur oldu adaylar.  Şu aday böyleydi, bu aday şöyleydi... Şu aday daha iyi,  bu adayın şansı yok... Şu adayın artıları şunlar, bu adayın eksileri bunlar... Taraflı veya tarafsız, her bireyin kendine göre bir görüşü var, çok doğal olarak. Ama en ilginci dillerce bolca dolanan şu soru: “Türkiye bu sefer hangi adayı destekleyecek acaba ?”
Pek de yeni bir soru değil bu aslında.  Yıllardır,  her  ‘Seçim’ öncesinde sorulan bir soru. Neredeyse Yerel Yönetim seçimlerinde bile.  Hiç kimse “Neden ?” demesin lütfen. Nedeni belli. 
Yıllardır her seçimde Türkiye’nin sessiz sadasız (!) desteklediği bir siyasi parti, bir Cumhurbaşkanı adayı olmadı mı bu ülkede ?   Sessiz sadasız (!) telkinler yapılmadı mı ? Ve her seferinde hangi parti veya hangi aday  destekleniyorsa,  onun için ve onun adına,  sessiz sadasız (!)  özel ekipler bile geldiği olmadı mı Türkiye’den ? Ve de özellikle Türkiyeli yerleşikler üzerinde sessiz sadasız (!) baskı kurulmaya çalışılmadı mı ? Ve de... Bunu çok iyi bilen ve defalarca yaşayan bazı siyasilerimiz de, sessiz sadasız (!)  seçim öncelerinde ‘destek’ aramadı mı Ankara’dan ?
Şimdi, herkesin merak ettiği şu:  Bugün itibarıyla dört aday var. Türkiye bu adaylardan hangisine destek verecek önümüzdeki seçimlerde ? 
Derviş Eroğlu mu ? Biraz kuşkular var ama olabilir...  Sibel Siber mi ? Olabilir... Akıncı mı ? Zor.... Özersay mı ? Belki..
Dava (!) uğruna,  K.K.T.C.’de,  Ankara ile ‘uyumlu’ çalışacak siyasi parti ve/veya Cumhurbaşkanı olması gerektiği, şöyle veya böyle, şu veya bu ortamda,  yıllardır ama yıllardır her fırsatta vurgulanır.  Sözü edilen ‘uyumluluk’  sadece dış politika veya ‘Kıbrıs’ta çözüm’  ile sınırlı değildir gerçekte. Sözü edilen ‘uyumluluk’  koşulu,  iç politikada da taaa derinlere kadar geçerlidir. Adına ‘uyumluluk’ denen şeyden kastın,  gerçek bir uyumluluk mu, yoksa ‘itaat’  mı  olduğu sorusuna ise doğru düzgün bir yanıt yoktur malesef. Durum böyle olunca da insanlarımızın  ‘uyumlu’ (!) Cumhurbaşkanı adayları için “Türkiye’nin desteği var mı ?” sorusunu sorması kadar doğal hiçbir şey olamaz herhalde.