Uzaktan bakınca

Serkan Soyalan

“Uzaktan bakınca” koydum bu haftaki yazımın başlığını, çünkü uzaklardan memleketi düşünüyorum.

***

Başka şehirlerde zaman geçirip de gözlemler yapınca, Kuzey Kıbrıs’ın halini düşünmek, insanı ister istemez üzüyor. Üzmenin yanında içinde bir hüzün ve öfke oluşuyor.

Neden hüzün?

Çünkü güzelim Kıbrıs’ı, elbirliğiyle yaşanmaz bir hale soktuk.

Neden öfkeliyim?

Çünkü birileri bu toprakların ne kültürünü, ne doğasını, ne de yarınlarını bıraktı.

***

Biz haftalarca süren ve demokratik süreci apaçık ortada olan Meclis Başkanlığı seçiminde kavgalar, entrikalar ve belirsizlikler yaşarken, Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinin sorunları bambaşkaydı. Biz seçilemeyeni, seçmiş gibi gösterip, sonra da seçildiğini zanneden istifa edip de 24 saat geçmeden yine seçilirken, diğer ülkeler “Dünya daha mı demokratik oluyor, yoksa daha az mı demokratik oluyor?” sorusunu tartışıyordu… Meclislerde, kulislerde, sokakta, anketlerde, her yerde…

***

Biz hâlâ Teknecik Elektrik Santrali’nin bacasından kara kara dumanla zehirlenirken ve bu durum bizi yönettiğini zannedenlerin, umurunda olmazken, başka ülkelerde “Değişen iklimsel olaylardan nasıl daha az etkileniriz?” sorusuna cevap bulunabilmesi için, bilim insanlarının uluslararası katılımıyla sempozyumlar düzenliyordu.

***

Biz trafikte her gün yeni çarpışma ve kayıp haberlerini okuyup, “Yine mi dikkatsiz sürüş oldu?” diye sorarken, başka ülkelerde yeni trafik düzenlemeleri, yeni metro ve otobüs hatları açılışları yapılıyordu. Hatta oralarda insanları toplu taşımaya teşvik etmek adına, ülke genelinde ulaşımda kullanılan akıllı kartları bir toplu ulaşım aracında okuttuğunuzda, 90 dakika içinde ikinci bir araca binip de kartı okuttuğunuzda ücret alınmamaya başlanmıştı bile.

***

Biz trafikte tarladan bozma yollarda bir yerden bir yere gitmeye çalışırken, başka yerlerde toplu taşımacılığın can damarı olan otobüsler için ayrı şeritler ayrılıp, daha kolay hizmet vermeleri sağlanıyor.

***

Bizde bisiklet sürücüleri yollarda canları kucaklarında trafikte yol alırken, başka yerlerde bisiklet yolları kırsaldan şehirlere yayılmış durumdadır. Ve çocuklara çok küçük yaşlardan beri bisiklet eğitimi verilmektedir.

***

Biz yanıbaşımızda yaşanan savaşı, üzerimizden geçen füzeleri ve denizdeki savaş gemilerini görmezden gelirken ve hiç yaşanmıyor, çocuklar ölmüyor zannederken, başka yerlerde Ortadoğu’daki savaşın son bulması adına, binlerce kişinin katıldığı eylemler düzenleniyor.

***

Biz özel gereksinimli insanlarımızı evlerine ve yataklarına hapsetmişken, başka yerlerde bu insanlara sağlanan imkanlar, sosyalleşmelerine, evlerinden çıkmalarına ve kendilerini daha iyi hissetmelerine olanak sağlıyor.

***

Biz kamu okullarında öğrencilerimizi konteyner sınıflara kapatırken, başka ülkelerde çocuklar okullarında akıllı sınıflarda, tam gün ve kaliteli eğitim alırken, eğitimi yönetenler okullarda yapay zekanın hangi yaş kategorisine nasıl ve verimli anlatabileceğini tartışıyorlar.

***

Biz okullardaki tadilatları dahi tamamlayamazken, başka yerlerde çocukların rahatça spor yapabilmeleri için okul binaları bahçelerine spor salonları bile yapılıyor… Hem de öyle, önlerine topu bırak da koştursunlar şeklinde değil, çocukların fiziksel gelişimlerine uygun, profesyonel destekli organizasyonlarla…

***

Biz yükseköğrenimde, sahte diplomaları ve eğitim kalitesini konuşup, diploma dağıtırken, başka yerlerde, yüzlerce yıllık üniversiteler dünya sıralamasında ilk 10’a adlarını yazdırmak için emek sarf ediyorlardı.

***

Biz memleketi çöplük haline getirirken, katı atık depolama alanını doldurup taşırmışken, her bulduğumuz dere yatağının ve ağaçlık alanın içine çöplerimizi hunharca boşaltırken, başka yerlerde geri dönüşüm bir kültür olarak insanların içine işlemişken, bazı alışveriş merkezlerinde kurulan ünitelere bırakılan pet şişeler alışveriş çeklerine dönüşebiliyor.

***

Bizler 2024 yılında hale saatler süren elektrik kesintileriyle sinir harpleri yaşarken, başka yerlerde hanelerin ve iş yerlerinin elektrik maliyetlerinde katkılar sağlanıyor. Hem de öyle ufak tefek değil. Hatırı sayılır şekilde…Bir de elektrik enerjisi kesilmiyor…

***

Bizde gazeteler yıllardan beridir bitmemiş tiyatro binasını manşetlerine taşırken, başka yerlerde Chopin’e ait olan ve 200 yıl sonra bulunan valsın sahnelenmesinin heyecanı yaşanıyor.

***

Bizim ülkemizde tarihi eserlerin üzerine aşk sözleri yazılır, boğumlarından ağaçlar kök salar ve yüzlerine bakmayız ama başka yerlerde tarihi değerler, kültür hazinesi sayılır ve her yıl milyonlarca turist çeker. Devlet de turist kafilelerinin gelmesini sağlar, çalışır, didinir ve bunun gailesini çeker.

***

Bizim buralarda Cumhurbaşkanı’na saray, külliye, meclis binası ve camii inşa etmekönceliğimizdir, ancak başka yerlerde halk için hastane, okul, müze, sosyal tesisler, meydanlar, parklar, bahçeler yapılır. Nüfuslar kontrollü büyüme gösterir.

***

Daha birçok yapılması gereken ve yapılmayanı sayfalarca sıralayabiliriz. Ancak şunu net söylemeliyim ki, memleketteki kaosun göbeğinden uzaklaşınca, burada içinde bulunduğumuz çarpık ve insanı kemiren yapıyı üzülerek daha net görebiliyoruz.

(Brüksel)

**(Foto:  Yıltan Taşçı)