'Uzaktan Eğitim' daha etkin olmalıdır

CTP Eğitim Çalışma Grubu, yeni tip koronavirüs (COVID-19) tedbirlerinin eğitime etkisi ve eğitim kayıplarının giderilmesine yönelik önerilerini paylaştı.

CTP Eğitim Çalışma Grubu, yeni tip koronavirüs (COVID-19) tedbirlerinin eğitime etkisi ve eğitim kayıplarının giderilmesine yönelik önerilerini paylaştı.

Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınının, sağlık, ekonomi ve pek çok başka alan yanında eğitimde de ciddi sorunlar yarattığına işaret edilen açıklamada, sorunların giderilmesinde kullanılabilecek yöntemler ve yapılması gereken düzenlemelerin bir an önce tartışmaya açılması, hazırlıklar ve planlamaların hızla yapılması gerekliliğine vurgu yapıldı.

CTP Eğitim Çalışma Grubu’nun önerilerinin, bu yöndeki tartışma ve hazırlıklara katkı yapmak amacıyla ortaya konulacak teknik çalışmalara zemin oluşturmayı hedeflediği de belritildi.

CTP Eğitim Çalışma Grubu, bu yönde yapılacak her türlü çalışmaya katkı koymaya hazır olduğunu altı çizildi.

 

CTP Eğitim Çalışma Grubu’nun önerileri şöyle:

Yeni Tip Koronavirüs (COVID-19) salgınının eğitim alanındaki olumsuz etkilerinin, diğer ülkelere oranla bizde çok daha büyük olacağı şimdiden hissediliyor.

Bunun temel nedeni sistemimizin ihtiyaç duyduğu dönüşümleri zamanında gerçekleştirememiş olmamızdır. Elbette bu dönüşüm uzun süreli, katılımcı ve uzlaşıcı bir çalışmanın ürünü olacaktır. Ancak öncelikli olan bugün yaşadığımız eğitim kayıplarını en düşük düzeyde tutmak ve bu kayıpları gelecek yıllara transfer etmemektir. Bu bağlamda içinden geçmekte olduğumuz sürecin sıkıntı ve sınırlılıklarının da farkında olarak ülkemiz eğitim sistemi adına ivedilikle gerçekleştirilmesi gereken önerilerimiz aşağıda sunulmaktadır.

 

  1. Okulların Açılması: Okulların ne zaman ve hangi koşullarda açılacağı sağlık bilim kurulunun belirleyeceği ilkelere göre gerçekleştirilmelidir. Şüphesiz ki bu ilkeler okula ulaşımda, sınıfta, kantinde, okul bahçesinde ve benzeri tüm ortamlarda sosyal mesafe kurallarının nasıl korunabileceğini içermelidir. Sınıflardaki öğrenci mevcutlarının sınırlandırılması buna bağlı olarak okulun, günün öğleden sonraki saat dilimlerinde de hizmet vermesi ve/veya öğrencilerin sınırlı gruplara ayrılarak farklı günlerde okula gitmesi gibi öneriler tartışmaya açılmalıdır. Bu kapsamda bir diğer önemli husus da belirlenen ilkelerin hassasiyetle uygulanabilmesidir. Buradaki hassasiyet anne-babalara çocuklarını okula gönderip-göndermeme kararsızlığı yaşatmayacak düzeyde olmalıdır. Bu nedenle eğitim-öğretime başlama koşulları, sistemdeki tüm kesimler (öğretmen sendikaları, okul yöneticileri, okul aile birlikleri temsilcileri) ile eğitim bilimci, psikolojik danışman ve rehber ve sağlık uzmanlarının da yer aldığı tam katılımcı bir anlayışla oluşturulacak mekanizmalarla hayata geçirilmelidir.

 

  1. Sınıf Geçme ve Mezuniyet: Farklı nedenlerle bu süreçten daha fazla etkilenebilecek öğrencilerin olabileceği unutulmamalıdır. Ayrıca eğitime verilen aranın ardından örgün eğitimde yaşanabilecek olası sorunlardan biri de okula uyumsuzluk, motivasyonsuzluk ve devamsızlıktır. Bu nedenle sınıf geçme ve mezuniyet işlemlerinin bu kapsamda değerlendirilmesi ve sadece 2019-2020 öğretim yılında uygulanmak üzere “Ortaokullar ve Ortaöğretim Kurumları Sınıf Geçme Sınav Tüzüğü”nde geçici düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu düzenlemeler; okullara ara verilen 10 Mart 2020 tarihine kadar devamsızlıktan sınıfta kalma durumunda olmayan tüm öğrenciler için, karne ortalamaları ne olursa olsun sorumlu ve/veya farklı uygulamalarla bir üst sınıfa geçirilme hükümlerini içermelidir. Benzeri düzenlemeler, mezuniyet aşamasındaki (5.), (8.) ve (12.) sınıf öğrencilerinin devam edecekleri bir üst öğretim kademesindeki giriş sınavlarını engellemeyecek bir tarihte ve yukarıda bahsedilen unsurları dikkate alacak bir şekilde yeniden düzenlenmelidir.

 

  1. Merkezi Sınavlar: “Kolej Giriş Sınavı’nın ikinci basamağı”, “Anadolu Lisesi ve Fen Lisesi Yerleştirme Sınavı”, “Güzel Sanatlar Lisesi Giriş Sınavı” gibi merkezi sınavların gerçekleştirilme tarihi, okulların açılabilme tarihi ile ilişkili olarak en az 4 hafta önce kamuoyuna ilan edilmelidir. Sınavların kapsamı, ölçülecek beceri ve kazanımların ne olacağı, soruların zorluk derecesi ve düzey dağılımları öğrencilerin okula verilen aradan uzak olmasından kaynaklanan motivasyonsuzluk ve bu süreçte özel okullar ile kamu okulları arasında daha da açılan eğitimsel fark dikkate alınarak belirlenmeli ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Bu bağlamda tüm öğrencilerin teknolojik ve benzeri olanaklardan eşit ölçüde faydalanamadığı düşünülerek yapılacak sınavların, eğitimde fırsat eşitliğini dikkate alan bir anlayışla tüm çocukları kucaklayacak şekilde, daha fazla genel becerilerin ölçülmesi biçiminde hazırlanması büyük önem taşımaktadır. Bu noktadan hareketle tüm kademelerdeki merkezi sınavların, ezberde olan bilgileri değil, öğrencilerin kişisel kapasitesine bağlı olarak akıl yürütme yoluyla çözebileceği sorulardan oluşmasına özen gösterilmelidir.

 

  1. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetlerinin Güçlendirilmesi: Öğrencilerin, çeşitli nedenlerle bu süreçten olumsuz olarak etkilenmiş olma durumları ihmal edilmemelidir. Tüm kademelerde (okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, mesleki teknik öğretim) okul yöneticileri aracılığıyla her bir öğrenciye ulaşılma yoluna gidilmeli hem psikolojik danışmanlık hizmetleri, hem de bir üst eğitim kademesine geçecek öğrenciler için rehberlik hizmetleri güçlendirilmelidir. Bu bağlamda ortaöğretimde istihdam edilmiş olan hâlihazırdaki Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmenlerin yanı sıra Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen olma koşullarını taşıyıp henüz istihdam edilmemiş çok sayıdaki insan kaynağımızdan da hizmet alımına gidilmesinin yolları aranmalıdır.

 

  1. Uzaktan Eğitim Uygulamalarının Daha Etkin Hale Getirilmesi: Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın asenkron bir yapıyla öğrencilere eğitim etkinlikleri paylaşma platformu kurması olumlu bir adımdır. Ancak öğrencilerin bu platforma eşirim oranının %20’ler civarında olduğu düşünüldüğünde, çok büyük bir öğrenci grubunun çeşitli nedenlerle bu platforma ulaşamadığı, ulaşan öğrencilerin de %100 verim alamadığı tartışmaya gerek bırakmayacak biçimde ortadadır. Bu bağlamda; tüm öğrencilere okul idareleri ve sınıf öğretmenleri aracılığıyla ulaşılması yoluna gidilerek erişim koşulları ve/veya faydalanma düzeyleri belirlenmelidir. Ortaya çıkacak veriler ışığında çeşitli nedenlerle bu platformlara ulaşamayan öğrencilere yönelik özel tedbirler ve programların hayata geçirilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca bu kapsamdaki çalışmaların bir parçası olarak BRT ve/veya diğer yayın kuruşları ile iş birliği halinde eğitim yayınları gündeme alınmalı; etkin çalışma ve öğrenme konusunda öğrenciler yönlendirilmeli, çocuklarına nasıl yardım edebilecekleri konusunda öğretmen, öğrenci ve ailelere yönelik uzaktan eğitim kılavuzu hazırlanmalıdır.

 

  1. Kamusal Eğitimin Desteklenmesi: Yaşanan süreç, özel okullar ile kamu okulları arasında öğrencilerin hazır bulunuş düzeyindeki farkı daha da büyütmüştür. Ayrıca merkezi sınavlara hazırlanan öğrencilerin arasında, özel derse/dershaneye devam eden ve etmeyenler ile teknolojik olanaklara sahip olan ve olmayanlar arasındaki fırsat eşitsizliği de derinleşmiştir. Bu bağlamda hem olanakların güçlendirilmesi hem de kamu okullarındaki öğrencilerin hazır bulunuş düzeylerinin yükseltilmesi için Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı kaynak arayışına gitmeli, bütçesini daha etkin ve ihtiyaca yönelik olarak kullanmak adına planlamalıdır. Bu bağlamda Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı kamu okullarındaki eğitim teknolojisini, eğitim süresini ve diğer tüm eğitim-öğretim etkinliklerini gözden geçirecek bu farkı gidermeye yönelik uygulamaları hayata geçirmelidir.

 

  1. Akademik Takvim: Sağlık bilim kurulunun belirleyeceği koşullara göre okulların yeniden öğretime başlama faaliyetlerini ve bir sonraki öğretim yılının eğitim öğretim faaliyetlerini içeren yeni bir akademik takvim oluşturulması çalışmaları hemen başlatılmalıdır. Bu bağlamda, en ideal senaryoya göre okulların yeniden açılması durumunda ve önümüzdeki öğretim yılında hayata geçirilecek akademik takvimin aşağıdaki esasları ivedilikle taşıması önerilmektedir.

 

  • 2019-2020 Öğretim Yılında mezun olma durumundaki (5.), (8.) ve (12.) sınıf öğrencilerine yönelik dönem sonu sınavları ve mezuniyetin 30 Haziran 2020 tarihine kadar tamamlanması.
  • Merkezi Sınavların (KGS, BELA-20TFL Yerleştirme Sınavı, LAGSL Giriş Sınavı) 26 Temmuz 2020 tarihine kadar tamamlanması.
  • Tüm kademelerde kayıt işlemlerinin 31 Temmuz 2020 tarihine kadar tamamlanması.
  • 2020-2021 Öğretim Yılının ilk ders gününün en geç 31 Ağustos veya 1 Eylül 2020 tarihinde başlaması, son ders gününün ise 11 Haziran 2021 tarihinde tamamlanması.
  • 2020-2021 Öğretim Yılında ortaöğretim ve mesleki teknik öğretimde ara sınav haftası uygulamasının kaldırılması.

Haberler Haberleri