Uzun süredir biraz da halkla ilişkiler oyunları çok fazla umut yüklenen ve çok büyük beklentilere neden olan müzakere sürecinde yavaş yavaş gerçek manzara ortaya çıkıyor.
Daha önce de yazdım, öylesi bir dönemdeyiz ki bu bir yol ayrımı aslında…
Ya gerçekten uzlaşı noktaları açıklanacaktı, ya da karşılıklı suçlama dönemine girilecekti.
İkincisi oldu!..
Anastasiadis'in açıklamaları ile gerçekler de ortaya çıkmış oldu.
Bir kere birçok noktada uzlaşı yok!..
Ya da uzlaşıdan liderlerin anladıkları farklı şeyler…
Mesela garantiler!..
Özür dilerim ama liderlerden biri kesinlikle yalan söylüyor.
Zira Akıncı "Garantileri görüşmedik, 5'li konferansta ele alınacak" diyor, Rum lider "Garantilerin üstesinden geldik"…
Hadi gel çık işin içinden!
Hangisi doğru?
Bu örnekler çoğaltılabilir…
Örneğin çözümün şekli, ya da kuruluşu…
Rum liderliği ısrarla çözümün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı olacağını anlatıyor.
Hatta Anastasiadis çözümün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal dönüşümü ile olacağını söylüyor.
Akıncı ise “KKTC’nin var olduğunu” çözümde de “kurucu devlet olacağını” belirtiyor.
Bir birine zıt görüşler-duruşlar…
‘Dönüşümlük başkanlık’ konusunda hiçbir yakınlaşma yok.
Anastasiadis “olmaz” diyor, Akıncı “olmazsa çözüm olmaz”…
Aynı şekilde iki kesimlilik ve nüfus konularında da zıt duruşlar var.
Anastasiadis “Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk vatandaşların istedikleri yerde kalabilecekleri konusunda karşılıklı anlayış var” derken, Akıncı “Kuzeyde nüfus ve mülkiyet anlamında (Kıbrıslı Türkler olarak) sarih çoğunluk olmalıyız” diye konuşuyor.
Tabii Anastasiadis’in Akıncı’nın “kabul etmedim” dediği konuları kabul edilmiş gibi açıklaması da ayrı bir olay!..
Hangisinin doğru söylediğini ileride göreceğiz.
***
Bir tek mülkiyetle ilgili somut bir uzlaşı var ki ben bu uzlaşının Kıbrıs Türklerin genelinde kabul görmeyeceğini düşünüyorum.
"Önceliğin ilk mal sahibine ilk yıl içerisinde başvurma hakkı tanıması" uzlaşısı kuzeyde hoş karşılanan bir durum değil…
Bunu henüz çok sesli olarak duymadık ama kırsalda bu “uzlaşının” retçi cepheye iyi malzeme çıkaracağını aşikar…
Genel olarak manzaraya baktığınızda Anastasiadis'in artık Mayıs ayındaki seçimlerde DISI'ye büyük bir başarı sağlamak için süreci kullanmaya başladığını görüyoruz.
Akıncı da son açıklamasında bu duruma dikkat çekiyor.
Bu yorumunda Akıncı haklı…
En başından beri böylesi bir durumun sürece zarar vereceğini herkes az çok kestirebiliyordu ama olayın “karşılıklı bir birini suçlama oyununa” dönüşebileceği beklenmiyordu hiç kuşkusuz…
En azından büyük çoğunluğumuz…
***
Peki şimdi ne olacak?
Mayıs'ta güneyde seçim var.
Rum lider, Akıncı'nın da dediği gibi seçim havasında…
Akıncı'nın "doğal takvim" dediği Mayıs ayı bu!..
Bir de Türkiye'nin "Mart'a kadar bu iş oldu oldu, olmadı herkes kendi yoluna gider" duruşu var.
Size göre şimdi nasıl bir yol ayrımındayız?
Uzlaşı mı, ayrılık mı?
Bana ikincisi gibi geliyor.
Umarım yanılırım ama hem güneydeki seçim nedeniyle ortaya çıkan Rum liderin gerçek yüzü, hem Türkiye'nin tavrı, hem de Akıncı'nın "KKTC vardır" sözleri ayrılığa daha yakın olduğumuzu gösteriyor.
Dedim ya, umarım yanılırım ama, böylesi bir havada müzakerelerden sonuç beklemek artık saflık olur, kimse kusura bakmasın.
---------------------------------------------------------------------------
MÜLKİYET
• ANASTASİADİS: Mülkiyet başlığının üçte ikisi çözüldü. Mülkiyette öncelik mal sahibine ilk yıl içerisinde başvurma hakkı tanınıyor.
• AKINCI: Eski mülk sahibinin ilk müracaatı yapacak olması doğrudur, bunda anlaştık.
4 ÖZGÜRLÜK
•ANASTASİADİS: Dört özgürlükle ilgili anlaşma var… Yani, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk vatandaşların istedikleri yerde kalabilecekleri konusunda karşılıklı anlayış var.
• AKINCI: Kuzeyde nüfus ve mülkiyet anlamında (Kıbrıslı Türkler olarak) sarih çoğunluk olmalıyız.
GARANTİLER
• ANASTASİADİS: Garantilere gerek yok. 1960 garantilerinin üstesinden gelindi. Garantiler açısından şartların tamamen farklı olduğu ve değiştiği konusunda Türk tarafıyla aynı düşüncedeyiz.
• AKINCI: Garantiler en son 5’li çerçevede ele alınacak. Biz de Türkiye de günü gelince bu konunun ele alınacağını defalarca duyurduk. Şimdiden garantilerin ortadan kalkacağı ve üstelik bizim de hemfikir olduğumuz iddiası yanlıştır. Kıbrıs Türk toplumunun Türkiye’nin güvencesinin devamını istediği ortadadır.
HARİTA
• ANASTASİADİS: “Kriterlerin, isim veya haritalar olmadan, en azından görüşülmesine çabalanıyor ve şimdilik isimlendirme ve haritalardan kaçınılmasının sebebi, iki toplum arasında hangi bölgelerin iade edileceği, hangilerinin edilmeyeceği konusunda bir iç savaşa neden olmamaktır.”
• AKINCI: … (Açıklamasında bu konuya değinmedi)
ÇÖZÜMÜN ŞEKLİ
• ANASTASİADİS: Oluşturucu devletçikler önceden var olmayacak, anayasadan kaynaklanacak.
• AKINCI: Onlara göre sadece Kıbrıs Cumhuriyeti vardır ve onun dönüşümü olacaktır; Çünkü onlara göre KKTC mevcut değildir. Bize göre ise, tanınmasa da elbette KKTC vardır ve çözümle birlikte kurucu devlete dönüşecektir.
• (Güney Hükümet Sözcüsü Hristodulidis: Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dönüşümü olmazsa olmazdır
Yeni yapı olacak, 1960 yapısının federal bir yapıya dönüşümü olacak ve bugün konfederasyon söz konusu değildir. Bu konuda Kıbrıs Türk tarafıyla bir süreden beridir uzlaşılmıştır. Öteki taraf alenen, istediğini söyleyebilir ancak iki eyalet önceden yoktur ve önemli olan müzakere masasında ne olduğudur.)
NÜFUS
• ANASTASİADİS: Nüfus oranının şimdi de gelecekte de korunmasını gündeme getirecek karşılıklı anlayış var.
• AKINCI: Henüz o konuda üzerinde uzlaştık diyebileceğimiz bir metin yoktur, bazı öneriler vardır. Kuzeyde nüfus ve mülkiyet anlamında (Kıbrıslı Türkler olarak) sarih çoğunluk olmalıyız.
DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK
• ANASTASİADİS: Biz dönüşümlü başkanlığı kabul etmiyoruz, bu kesin.
• AKINCI: Dönüşümlü başkanlık olmazsa olmaz. Eğer Rumlar bunu kabul etmeyecekse anlaşma olmayacak demektir.
------------------------------------------------------------------------
Denktaş: KKTC vardır (1986)
Akıncı: KKTC vardır (2016)
Bu arda gözden kaçmasın Cumhurbaşkanı Akıncı önceki gün “Tanınmasa da KKTC vardır” dedi…
Dikkatinizi çekerim, 2016’dayız…
Mahmut Anayasa hatırlattı, rahmetli Denktaş da 1986’da söylemiş bu sözü, “Tanınmasa da KKTC vardır”…
30 yılda bir şey değişmemiş Kıbrıs Türk liderliğinde…
“KKTC vardır” (!)
Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce Akıncı’nın “KKTC’ci” olduğunu yazdığımda bana küfredenleri yorum yapmaya davet ediyorum şimdi!..
Hadi, konuşun da göreyim sizi.