Teknecik Elektrik Santrali’nden son günlerde artan ‘kara duman’ sosyal medyada gündem oldu, bölgelinin ‘zehirlenme’ endişesi ‘isyana’ döndü…
EL-SEN kara dumanın nedenini ‘son alınan kalitesiz yakıt’ olarak gösterirken,
Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı ‘buhar santralini’ işaret etti... Dumanın insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğine vurgu yapan uzmanlar ise ‘elektriksiz kalalım daha iyi’ dedi.
Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı: “Şu anda 8 jeneratörün 3’ü devre dışı kalmış durumda. Tüketim ede pik noktasına ulaşmış durumda… Bu yüzden bir buhar santrali 6 ay gibi uzun süre sonra devreye girdi”
EL-SEN Başkanı Kubilay Özkıraç: “İhalesiz ve analizsiz bir şekilde alınan yakıt o kadar bir kötü ki, ekiplerimiz günde iki filtre değiştirmek zorunda kalıyor”
Elektrik Mühendisi Yusuf Avcıoğlu: “Gerekli yatırımların en kısa sürede yapılarak Doğalgazla elektrik üretimine geçilmesi gerekmektedir”
Çevre Mühendisi Menteş Zorba: “Sağlıksız bir şekilde bacasız santral çalıştırmak yerine elektriksiz kalalım bence daha iyi…”
Hüseyin ÖZBARIŞCI
Teknecik Elektrik Santrali’nden son günlerde artan ‘kara duman’ sosyal medyada gündem oldu, bölgelinin ‘zehirlenme’ endişesi ‘isyana’ döndü…
EL-SEN kara dumanın nedenini ‘son alınan kalitesiz yakıt’ olarak gösterirken,
Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı ‘buhar santralini’ işaret etti... Dumanın insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğine vurgu yapan uzmanlar ise ‘elektriksiz kalalım daha iyi’ dedi.
Konuyla ilgili olarak YENİDÜZEN’e bilgi veren Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, aşırı sıcaklardan dolayı enerji tüketiminin pik noktaya ulaştığı için bir buhar santralinin devreye girmesinden dolayı olduğunu belirtirken, EL-SEN Başkanı Kubilay Özkıraç ise yazılı bir açıklama yaparak, kullanılan akaryakıtın “kalitesiz” olduğunu iddia etti.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan KIB-TEK eski asbaşkanı ve elektrik mühendisi Yusuf Avcıoğlu teknik bilgiler paylaştı, kısa süre içerisinde Fuel Oil yakıtı ile elektrik üretiminden vazgeçip doğalgaz ile elektrik üretilmesi gerektiğini söyledi.
Yükselen kara dumanları insan sağlığı açısından YENİDÜZEN’e yorumlayan Çevre Mühendisi Menteş Zorba ise, dumanların kalıcı olduğunu ve insan sağlığını tehdit ettiğini belirterek, “Bacasız santral çalıştırmak yerine elektriksiz kalalım bence daha iyi…” dedi.
Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı:
“Yükselen dumanların akaryakıtla ilgisi yok”
Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı YENİDÜZEN’e verdiği bilgide, Teknecik Elektrik Santrali’nden yükselen kara dumanların, akaryakıtla ilgisi olmadığını, aşırı sıcaklardan dolayı enerji tüketiminin pik noktaya ulaştığı için bir buhar santralinin devreye girmesinden dolayı olduğunu belirtti.
Arıklı şöyle devam etti:
“Her yıl Temmuz ve Ağustos aylarında aşırı sıcaklardan dolayı enerji tüketimi yükseliyor. Şu anda 8 jeneratörün 3’ü devre dışı kalmış durumda. Tüketim ede pik noktasına ulaşmış durumda… Bu yüzden bir buhar santrali 6 ay gibi uzun süre sonra devreye girdi. Yükselen dumanın akaryakıtla falan bir ilgisi yok. Termik santral çok pahalı enerji üretiyor. Bu yüzden söz konusu jeneratörler kısa sürede onarılıp, yeniden devreye girecek. Halkımızın duyarlı olmasını istiyoruz.”
“Bitmedi gitti şu safsatalarınız”
Konu hakkında sosyal medya hesabında da kısa bir açıklama yapan Bakan Arıklı, dumanların akaryakıttan dolayı olmadığını bir kez daha yineleyerek, “Teknecik’te kuleden çıkan duman TPİC’ten alınan kötü kalite akaryakıtmış. Bu kötü akaryakıt yüzünden çevre ve insan sağlığına zarar veriliyormuş. Jeneratörler zarar görüyor muş vs.vs... Bitmedi gitti şu safsatalarınız” diyerek yapılan eleştirilere sitem etti.
EL-SEN Başkanı Kubilay Özkıraç:
“Kirli dumanların nedeni akaryakıtların kalitesiz olmasıdır”
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN) Başkanı Kubilay Özkıraç, Teknecik Elektrik Santrali’nden yükselen kirli dumanların alınan akaryakıtların “kalitesiz” olduğunu iddia etti.
Özkıraç, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “Teknecik Elektrik Santrali’ndeki teknik ekipler, bugüne kadar böyle kötü bir yakıtla karşılaşmadıklarını tarafımıza iletirken, kalitesiz olan yakıtın mevcut jenaratörleri de kötü yönde etkilediği ve arıza çıkmasına neden olduğu bilgimize getirildi.” dedi.
EL-SEN Başkanı Özkıraç’ın açıklaması şöyle:
“Değerli Halkımız, Teknecik Elektrik Santrali’nden yükselen kirli dumanların nedeni tamamıyla son alınan akaryakıtların kalitesiz olmasıdır. Şu anda bacalardan kapkara dumanlar yükselmekte ve çalışanlar ile insanlarımızın sağlığını tehdit etmektedir. Teknecik Elektrik Santrali’ndeki teknik ekipler, bugüne kadar böyle kötü bir yakıtla karşılaşmadıklarını tarafımıza iletirken, kalitesiz olan yakıtın mevcut jeneratörleri de kötü yönde etkilediği ve arıza çıkmasına neden olduğu bilgimize getirildi.
İhalesiz ve analizsiz bir şekilde alınan yakıt o kadar bir kötü ki, ekiplerimiz günde iki filtre değiştirmek zorunda kalıyor. Bu vurdumduymazlık bu şekilde devam ettiği, çalışanlarımız ile halkımızın sağlığı tehdit edildiği, söz verilen jeneratör yatırımları yapılmadığı ve kontrolleri tamamlanmadan bu kötü yakıt alındığı takdirde sendika olarak gerekirse Teknecik Elektrik Santrali’ni durduracağımızın bilinmesini isteriz. Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu kimsenin babasının çiftliği değildir. Herkes haddini ve yerini bilecektir. EL-SEN olarak bu yaptığımız son uyarı derhal dikkate alınmadığı takdirde tekrar ediyoruz santrali kapatmak dâhil her türlü eylemi ortaya koyacağımızın kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz.”
İlgili mühendisler ne dedi?
Elektrik mühendisi Yusuf Avcıoğlu:
“Yakıtı Fuel Oil’den doğalgaza çevirmeliyiz”
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu eski asbaşkanı, elektrik mühendisi Yusuf Avcıoğlu, kısa süre içerisinde Fuel Oil yakıtı ile elektrik üretiminden vazgeçip doğalgaz ile elektrik üretilmesi gerektiğini söyledi.
AB ülkelerinin 2020 yılının sonu itibariyle yüzde 0,5 Kükürtlü Fuel Oil kullanımına geçilmesi hedeflendiğini anlatan Avcıoğlu, bu geçişin yakıt maliyetlerini ortalama yüzde 20 arttırması öngörüleceğini ifade etti.
“Fuel oil ile elektrik üretimden doğal gaz ile üretim modeline geçilmesinin, çevre, sağlık ve ekonomik açılardan tartışılmaz faydaları olacağı aşikardır” diyen Avcıoğlu, “Bizi bu zehirli gazları solumaya mahkum edenleri unutma Kıbrıs Türk Halkı!” ifadelerini kullandı.
Avcıoğlu’nun yaptığı açıklama şu şekilde:
“İki gündür gündemi meşgul eden konu, Teknecik Bacalarından çıkan kara duman konusu, haliyle vatandaştan da tepki çekiyor…
Bu kara duman normal şartlarda ne zaman çıkar?
Buhar Türbinlerinde santral devreye alınırken 6 adet olan brülörler (yakıcılar) sırayla devreye girer. İlk devreye girişleri sırasında, hava yakıt oranı otomasyon ile tutturuluncaya kadar kısa bir süre kara duman atar, bu normaldir.
Aldığım diğer bir bilgi ise, Dizel Jeneratörlerden çıkan yakıt atıklarının ıslahı için çıkılması gereken ihaleye, yine bildik şekilde geç çıkıldığı için, eldeki atık yağların, Buhar Türbinleri için kullanılan günlük yakıt tankına basılarak yakıldığı konusu. Bu yönde bir işlem yapılıyorsa, yine bu Kara Duman çıkışı normaldir.
Peki, yakıt içeriği limitler içerisinde mi?
Yakıt İhalesine katılan firmalardan birinin MİK'e sunduğu belgelerin sahte olduğunun basında yer aldığını, yine aynı rafinerinin %1 Kükürtlü Fuel Oil ne üretebilirim ne de tedarik edebilirim beyanatını göz önünde bulundurduğumuzda ise bu konu tam bir muamma durumundadır... Acaba beyan edilen test sonuçları doğru mu? Kimse bilmiyor… Bu konu kesinlikle Ombudsman Denetimine muhtaç…
Sebebi her ne olursa olsun, bu Kara Dumana maruz kalmalı mıyız?
Hayır!
Fuel Oil ile elektrik üretimi sonucunda açığa çıkan katı atıklar hem kara hem deniz hayatını tehdit ederken, özellikle SOx, NOx, CO ve partiküllerden oluşan baca gazı salımları ise halk sağlığını olumsuz olarak etkileyerek büyük bir tehdit oluşturuyor. Sağlık ve çevre açısından gerekli şartların sağlanabilmesi için mevcut sistemde filtre yatırımları yapılması gerekiyor lakin bu yatırımların çok yüksek ilk yatırım ve işletme maliyetleri bulunuyor.
Uzun vadede mevcut demode sisteme yüksek maliyetli filtre yatırımları yapmak yerine, yakıtı Fuel Oil’den doğal gaza çevirerek AB Çevre Yasaları ve 2020-2030 hedefleri uyarınca belirlenen emisyon limitleri içerisinde, daha çevreci bir üretim modeline geçmek, çok daha mantıklı bir seçenek olarak önümüzde durmaktadır.
AB Çevre Yasaları bu noktada yalnızca teknik olarak kısıtlamakla kalmamakta, yine aynı yasa ve hedefler uyarınca 2020 yılı sonu itibariyle yüzde 1 Kükürtlü Fuel Oil yerine yüzde 0.5 Kükürtlü Fuel Oil kullanımına geçilmesi hedeflenmekte, bu geçişin de yakıt maliyetlerini ortalama yüzde 20 arttırması öngörülmektedir.
1kWs elektrik enerjisi üretmek için çevreye 0.78 kg CO2 salıyoruz. Yılda ortalama 1.7 Milyar kWh enerji üretiyoruz, böylece çevremize ortalama 1.3 Milyon ton CO2 salıyoruz. EPA verilerine göre bu salınımların sebep olduğu toplumsal zarar (çevre,sağlık, vb) $40/ton CO2 ‘dir.
Diğer bir deyişle Fuel Oil ile elektrik üretimi yaparak yılda 53 milyon dolar toplumsal zarara sebebiyet verilmekte, SOx ve NOx gazları bu hesaba dahil değildir. Fuel oil ile elektrik üretimden doğal gaz ile üretim modeline geçilmesinin, çevre, sağlık ve ekonomik açılardan tartışılmaz faydaları olacağı aşikardır.
Doğal gaz, yandığında ihmal edilebilir miktarda kükürt oksitler (SOx), civa (Hg) ve partiküler madde (PM10) üretir. Doğal gaza geçişle SOx konsantrasyonu belirgin şekilde düşecek, toz ise oluşmayacak. Dolayısı ile fuel oil kullanımında gereksinim duyulan De-SOx, NOx ve PM arıtma sistemlerine ihtiyaç duyulmayacaktır. Fuel Oil kullanımından kaynaklı yakıt altı atık (slaç) da oluşmayacaktır.
Fuel Oil’den doğal gaza geçişte, boru gazına kıyasla LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) kullanımının daha ekonomik olmakta, LNG depolamak ve gazlaştırmak için ise karada LNG Terminali yerine FSRU gemisinin (Floating Storage Regasification Unit – Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Tesisi) en makul çözüm yöntemi olarak önümüzde durmaktadır.
LNG, doğalgazın atmosferik basınçta -162 C’ye soğutulması ile elde edilen, kokusuz, renksiz ve zehirli olmayan sıvı fazda bir yakıttır. Sıvı fazda taşınır ve depolanır, gaz fazında ise tüketime sunulur. Doğal gazın sıvılaştırılması aşamasında, bünyesinde bulunan ağır hidrokarbonlardan arındırılması, LNG’nin doğal gaza kıyasla daha temiz ve daha yüksek enerji değerine sahip olmasını sağlamaktadır.
2010 – 2020 yılları arasında elektrik enerjisi üretimi için toplamda 3.423.748 metrik ton Fuel Oil tüketilmiş olup bunun 1.999.875 metrik tonu Teknecik’te 1.423.873 metrik tonu da AKSA’da, tüketilmiştir.
Bu 10 yıllık süreçte gerçekleşen fuel oil ve LNG fiyatlarını eşdeğer tüketim miktarları ile birlikte karşılaştırdığımızda, fuel oil yerine LNG ile elektrik üretimi yapılmış olsaydı, yakıta yapılan harcamadan yaklaşık olarak 590.690.000 $ tasarruf edilmiş olacağı, bunun ise elektrik üretim maliyetlerinde yaklaşık yüzde 35’lik bir ucuzlamaya tekabül edeceği gerçeği karşımıza çıkıyor.
2020 yılında Meclisten geçen Çevre Yasasında da açıkca belirtildiği üzere Fuel Oil ile elektrik üretimi, Çevre Yasasında belirtilen limitlerin üzerinde bacagazı salınımlarına sebep olmakta ve KIBTEK’e bu yasanın kuralları çerçevesinde ceza kesilmesini gerektirmektedir. Aynı durum AKSA için de geçerlidir.
Bu bağlamda KIBTEK ile karşılıklı varılan mutabakat çerçevesinde Çevre Yasası içerisinde KIBTEK’e gerekli yatırımları yaparak, yasada belirtilen emisyon limitleri çerçevesinde üretim yapmak için 36 ay süre tanınmış, KIBTEK de 36 Ay içerisinde gerekli yatırımları yaparak Doğalgaz’a geçişi tahhüt etmiştir.
Özetle gerekli yatırımların en kısa sürede yapılarak Doğalgazla elektrik üretimine geçilmesi gerekmektedir.
Peki son üç Ekonomi ve Enerji Bakanı ne demektedir?
Yatırıma gerek yok!
Bizi bu zehirli gazları solumaya mahkum edenleri unutma Kıbrıs Türk Halkı!”
Çevre Mühendisi Menteş Zorba:
“Bacasız santral çalıştırmak yerine elektriksiz kalalım daha iyi…”
Çevre Mühendisi Menteş Zorba, santralden yükselen kara dumanın, başta kanser hastalığı olmak üzere insan sağlığını tehlikeye attığını söyleyerek, yıllardır santralin bacasız bir şekilde çalıştığını ifade eden Zorba, “Bacasız santral çalıştırmak yerine elektriksiz kalalım bence daha iyi…” dedi.
Zorba şunları söyledi:
“Orada yıllardır ne yazık ki bir baca arıtma sistemi kurulmadı. Geçmiş yıllarda da yüksek kükürtlü yakıt kullanıldı. Bunun en büyük sebebi teknolojinin eski olmasıdır. Tamam, dünyanın hemen hemen her yerinde Fuel Oil yakıtı ile enerji üretiliyor ama kullanılan teknoloji olduğu için o kadar etki etmiyor. Burada unutulmaması gereken bir şey var ki, Kullanılan kükürt oranı yüksek olduğu zaman insan sağlığını daha çok riske atar. Çünkü yüksek kükürt oranı kanserojendir ve bir kısmı havada kalır, bir kısmı da toprağa iner. Bunun hem doğaya hem de insan sağılığına büyük zararları olur. Akciğer, karaciğer kanseri bu hastalıkların başında gelirken KOAH, damar tıkanıklığı gibi birçok hastalığa da yol açar. Şu anda enerji açığı var. Bu filtrenin maliyeti ne olursa olsun insan sağlığından daha değerli değil. Santralimiz yıllardır bacasız bir şekilde çalışıyor. Sağlıksız bir şekilde bacasız santral çalıştırmak yerine elektriksiz kalalım bence daha iyi…”
KIB-TEK yönetim Kurulu Başkanı Turan Büyükyılmaz:
“Özkıraç’ın yapmış olduğu iddia asılsızdır”
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) Yönetim Kurulu Başkanı Turan Büyükyılmaz, EL-SEN Başkanı Kubilay Özkıraç’ın yazılı açıklamasındaki iddiaların “asılsız” olduğunu savundu.
Ülkemize her gelen parti yakıta ait numuneler standartlara uygun olarak yapıldığını aktaran Büyükyılmaz, “Numune almaya yetkili bağımsız gözlemci firma tarafından ve Teknecik personelinden oluşan ekibin gözetiminde alınmakta ve uluslararası akredite laboratuvara analiz için gönderilmektedir. Bu uygulama yakıt alımında uygulanan rutin uygulama olup uluslararası standartlar dahilindedir” ifadelerini kullandı.
Büyükyılmaz’ın yaptığı yazılı açıklama şöyle:
“El Sen Genel Başkanı Sn Kubilay Özkıraç 30.06.2021 tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasında Teknecik Elektrik Santrali’nden kirli dumanların yükseldiğini iddia ile bunun da kalitesiz akaryakıt kullanımından kaynaklandığını belirtmiştir.
Sn Özkıraç’ın yapmış olduğu iddia asılsızdır. Şöyle ki; her gelen parti yakıta ait numuneler standartlara uygun olarak numune almaya yetkili bağımsız gözlemci firma tarafından ve Teknecik personelinden oluşan ekibin gözetiminde alınmakta ve uluslararası akredite laboratuvara analiz için gönderilmektedir. Bu uygulama yakıt alımında uygulanan rutin uygulama olup uluslararası standartlar dahilindedir. Son dönemde alınan akaryakıta ait analiz sonuçları ile Kıb-Tek akaryakıt spesifikasyon tablosu işbu basın açıklamasının ekinde sunulmuştur. Uluslararası akredite SGS (Supervise Gözetme Etüd Kontrol Servisleri A.Ş.) firmasının Mersin laboratuvarında yapılan analizlerde tüm parametrelerin test sonuçları teknik şartnamede tanımlanan limit değerler dahilinde olduğu görülmektedir. Bu nedenle kalitesiz akaryakıt kullanıldığı iddiaları asılsızdır.
Teknecik Santrali’nde toplamda 10 baca bulunmaktadır ve koyu renk duman sadece Buhar Türbini Santrali çalışan ünitesinin bacasından çıkmaktadır. Dizel Santrallerin bacalarından çıkan duman rengi normal düzeydedir.
Bacadan çıkan dumanın koyu renk olması yakıt hava karışımında hava miktarının az olduğunu ifade etmektedir. Bunun bacadan çıkan emisyon değerleri ile ilgisi bulunmamaktadır.
2021 ilkbahar dönemi ve Haziran ayının bu haftasına kadarki süre içerisinde puant yüklerin düşük olması nedeni ile ihtiyaç duyulmadığından, ayrıca daha ekonomik üretim yapılması amacı ile sadece küçük güce sahip Dizel Santral üniteleri çalıştırılmış, büyük güce sahip Buhar Türbini Santrali üniteleri devre dışı tutulmuştur. Dizel Santrallerin çalıştırılmasına bağlı olarak yakıt seperatörlerinde oluşan ve sadece buhar türbini santrali tarafından ek yakıt olarak kullanılabilen slaç yakıt bu süre zarfında Buhar Santrali’nin günlük tankına aktarılmıştır. Hafta başından itibaren artan sıcaklara bağlı olarak artan enerji ihtiyacının karşılanması amacı ile 28 Haziran 2021 tarihinde Buhar Santrali’nin 1. Ünitesi devreye alınmıştır. Bu tarih itibarı ile slaç yakıt da kullanılmaya başlanmıştır.
Buhar santralleri ilk devreye girdiğinde yakıcı (burner) sorunu yaşanması olağan bir durumdur ve santral stabil duruma gelene kadar yakıcılar devre dışı kalabilir. Yakıcıların devre dışı kalması ile yakıt hava oranında değişim yaşanmakta ve bacada koyu duman gözlemlenebilmektedir. Normalde bu süreç içerisinde santralin düşük yükte tutulması amaçlanır. Ancak santralin devreye yeni girdiği günden itibaren aşırı sıcaklara bağlı artan enerji ihtiyacı ve tüketicilerde enerji kesintisi yapılmaması adına santral yüksek yükte çalıştırılmak zorunda kalınmıştır.
Bu duruma ilaveten Buhar Santrali’nin günlük yakıt tankında bulunan bir miktar sulu slacın da kullanımına bağlı olarak zaman zaman dumanın daha koyu renk aldığı gözlemlenmiştir.
Şu anda Buhar Santrali bacası dahil tüm bacalardan çıkan dumanın rengi rutin çalışma standart rengine dönmüştür.
Değerlendirmeyi halkımızın vicdanına ve sağduyusuna bırakırız.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”