Fehime ALASYA
Üzüm üretimindeki sıkıntıların adeta kangrenleştiğini ifade eden üreticiler, değişen iklim şartlarıyla verimin her geçen gün düştüğünü belirtti.
Sıcaklardan korunmanın tek yolunun bağlara “talvar veya çardak” diye tabir edilen gölgeliklerden kurulması olduğuna de işaret eden üretici, destek istedi.
Geçen yıla oranla verimin daha zayıf olduğunu belirten üreticiler, bölgedeki en büyük sıkıntının iklim şartlarının kötüye gidişi, zirai ilaçlamadaki aksaklıklar ve bir çatı altında toplanamama olduğunu ifade etti.
Üretici ‘talvar’ için destek talep ediyor
Tarım Bakanlığı’na çağrıda bulunan üreticiler, iklim şartlarından korunmanın tek yolunu bağların bir kısmına talvar yapmakta buluyor, bunun için de devlet desteği bekliyor.
Talvarda yetişen üzüm ile tavlarsız yetişen üzüm arasındaki farkı dalında gösteren üreticiler, mevsim şartlarından ötürü kötüye gidişin ancak bu sayede önüne geçilebileceğinden yana hemfikir…
Ülkede yılın her mevsimi reyonlarda üzüm bulunduğuna dikkat çeken bazı üreticiler, ithal ürünlerin satışları düşürdüğünden dert yandı.
Mevsim değişikliğinden yana da dert yanan üreticiler, “Artık mevsimler çok dengesiz. Geçen yıl ağustos ayında üzüm kesmeye başlamıştık, bu yıl temmuzda üzüm sattık, ağustosun ilk haftası sucuk yapmaya başladık” diyor.
“İlaç satışları düzensiz ve zamansız”
Zirai ilaçlama ile verilen mücadelede, ülkedeki ilaç satışlarının düzensiz ve zamansız olduğunu belirten Çamlıbel bağcıları, bu konuda sürdürülebilirlik ve doğru zamanlamanın önemine değindi.
Zamanında atılması gereken ilaçların ülkedeki stoklarda bulunmadığından, buna paralel ‘muadili’ ilaçlarla karşı karşıya kalındığından yakınan üreticiler, bu durumun verimi olumsuz etkilediğini ifade etti.
Üretimdeki maliyetlerin neredeyse iki katı arttığını belirten üreticiler, ülkedeki vatandaşın da alım gücünün düştüğünü bu nedenle satışların düşük olduğunu da ifade etti.
Zirai ilaç kullanımındaki bilinçli tüketimin önemine de değinen bağ üreticileri, “Kimse ürününü atmak istemez, devlet daha çok sahada olup üreticiye yön vermeli” dedi.
Talvarsız bağda yetişen üzüm
Talvarlı bağda yetişen üzüm
ÜRETİCİLER NE DEDİ?
Sermet Savant: “Beyaz üzümün yaprakları sıcaktan çok bozuldu, siyah bağ üzümleri ise yandı”
“19 yıllık bağlarım var. Verim geçen seneye göre daha zayıftır. Bu yıl beyaz üzümün yaprakları sıcaktan çok bozuldu, siyah bağ üzümleri ise yandı, hiç olmadı diyebiliriz. Devlet bu sektörde öncü olmalı, ziraatçılar daha çok tarlaya inmeli. Bu yıl kış mücadelesini yeteri kadar yapamadık çünkü gerekli olan ilacı bulamadık. Birkaç kez sorduk, yoktur gelecek denildi ama her şeyin zamanı var, o zaman geçince ilaç atsanız da verimli olmuyor. Bu konulardaki çalışmalar daha disiplinli olmalı, zamanında yapılmalı”
Adıgüzel Akdeniz: “Mevsimlerdeki dengesizlik üretimdeki dengeyi de bozdu”
“Mevsimlerdeki dengesizlik üretimdeki dengeyi de bozdu. Havalar çok kötü geçiyor, bir sıcak bir soğuk derken tüm hasat yandı. Tüm tarlalara aynı ilacı atmamıza rağmen kimisi oldu, kimisi olmadı. Yüksek ve havadar olan tarlalarda verim çok güzel oldu, alçak olan yerler ise çok kötü.
Bundan kurtulmamızın en büyük yolu bağların bir kısmını talvarlandırmaktır. Bunun için de devlet desteği şart. 3 dönüm bağı tavlar yapmak için 3, 4 bin TL’ye ihtiyaç var.
Bölgeye çok güzel çeşitler getirdik ama yaşam bulmadı, tavlar yapmak şart. Talvarlı olan üzümler çok verimli, talvarsız olanlar ise sıcaktan adeta yandı, sararıp soldu.
Geçen yıl bakanlıkla görüştük, bize birlik kurun gelin dediler, ama biz birlik olamadık bile. İnsanlar birlik olmaktan, dernek kurmaktan kaçınıyor, adeta korkuyor. Birlik olsak her türlü yardımı alacağız, herkes kayıt altına girecek. Devlet bu üreticileri birlik olmaya, kayıt altına girmeye mecbur kılmalı, bu hem üzümde geçerli hem de domateste, iki alanda da bu aynı…
Birlik olunduğunda bölge belediyesi de kazanacak, bunu belediyenin de teşvik etmesi gerek.”
Enver Osmanlı: “Talvar yapılmalı ama bunu destek olmadan yapamayız”
“Bağlar alçaktır diye yanıyor. Üzüm yetiştirmenin eski tadı yok. Bağlar yükselmedikçe bu iş yürümeyecek, her geçen gün ziyan olacak, talvar yapılmalı. Ama bunu destek olmadan yapamayız. Hava şartları, döviz her şeyi etkiledi. Alıcı da satıcı da üretici de etkilendi. İlaç fiyatları ikiye katlandı, üretimdeki maliyet arttı, insanların alım gücü düştü. Asgari ücret ile geçinen biri evine pahalı meyve götüremiyor.
Üzümde kalıntı haberlerinin önüne geçilmesi için en çok da devlete iş düşüyor. Vatandaş bu haberlerle korkuyor. Hiçbir üretici ter döktüğü ürünü atılsın istemez, devlet zamanında tarlaya inmeli, bilinçli ilaç kullanımını yaymalı, sonra da ara ara denetimlerde bulunmalı.”
Raif Mülazimoğlu: “İthal üzüm gelmeye devam ettiği sürece ürünümüzün kıymeti giderek düşecek”
“35 yılı aşkındır bu işin içindeyiz, seneler kurak, hastalık çok, erime çok… Hasat bu yıl iyidir ama hepsi eridi. Hastalıklardan kurtulamıyoruz, istediğimiz ilacı bulamıyoruz. Geçen yıl kullandığımız ilacı bu yıl bulamıyoruz. İlacı almaya gidiyoruz, ya gelecek deniliyor ya da muadili veriliyor ama aynı yeri tutmuyor. Kışın atmamız gerek ilacı kaç kez sorduk, ellerinde yoktu, gelecek denildi, gelene dek ilaçlama zamanı geçti.
Devlet desteği ile her geçen yıl kurak olan mevsimleri belki bir nebze daha kolay atlatabiliriz. Bağlarımızın bir bölümüne dahi tavlar yapsak sorunumuz kısmen çözülecek.
Geçtiğimiz kış kurak ve dengesiz geçti. Artık mevsimler çok dengesiz. Geçen yıl ağustos ayında üzüm kesmeye başlamıştık, bu yıl temmuzda üzüm sattık, ağustosun ilk haftası sucuk yapmaya başladık.
Tüm bu sorunların yanında yılın her ayında marketlerde üzüm görmek mümkün, ithal üzüm gelmeye devam ettiği sürece ürünümüzün kıymeti giderek düşecek.”
Kavurucu sıcaklar üretimi vuruyor
İklim şartlarının üzüm bağlarına etkisi fotoğraflara da yansıdı.
Çamlıbel bölgesinde, geçtiğimiz yıl aynı dönemde ve aynı tarlaya yapılan ziyarette yeşil ve canlı görünümlü üzüm bağlarının bu yıl adeta susuzluktan ve sıcaktan yandığı dikkat çekti.
İklim şartlarındaki kötüye gidiş iki yıl üst üste aynı noktadan çekilen fotoğraf karelerine böyle yansıdı…
2017 Ağustos
2018 Ağustos