Ebru Osman
Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı’nı (KTEV) hepimiz hayatımızın bir döneminde duymuşuzdur…
Vakıf, tam 30 yıldır Kıbrıs’ın kuzeyindeki eğitim ve öğretime yönelik gerçekleştirdiği katkı ve faaliyetlerle anılıyor.
KTEV 1994 yılında, ekonomik yoksulluk yaşayan başarılı öğrencilere destek olmak ve kamu okullarını geliştirmek amacıyla Milli Eğitim Bakan’ı tarafından kurulmuş bir vakıftır. KTEV, 30 yıllık süreçte kamu okullarının ihtiyaçlarını karşılamak için burs, eğitim paketleri ve çeşitli materyal destekleri sağladı.
Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı’nın kuruluş yılından bu yana Kıbrıs’ın kuzeyinde Kamu okullarına ve öğrencilere destek olmak amacıyla yapmış olduğu katkıları ve faaliyetleri, YENİDÜZEN’e anlattı.
Bu 30 yıllık süreç içerisinde, KTEV adına Kıbrıs’ın kuzeyine 3 okul inşa ettiklerini ve 30’uncu yılına özel hedeflerinde “150 çocuğa burs vermek ve birçok çocuğa eğitim paketi sağlamak” istediklerini belirtti.
“Vakfa daha çok destek topluma daha çok destektir” diyen Mütevelli Heyeti Başkanı Umure Örs, KTEV’e bağış yapılmasının önemini şu ifadelerle belirtti:
“Katkıda bulunanlar, çocuklarımızın daha çağdaş ortamlarda eğitim almasına yardımcı olmanın yanı sıra, toplumumuzun gelişimi için de önemli bir adım atmış olurlar. Eğitimli ve çağdaş bireylerin yetişmesi, fırsat eşitliği sağlanmasına olanak tanır. Çünkü akademik veya kültürel, sanatsal yönü güçlü olan bireylerin, diğer bireylerle eşit koşullarda rekabet etme şansı artar.”
Vakfın kuruluş amacı…
Soru: Vakfın kuruluş sürecini ve amacını anlatabilir misiniz?
Umure: Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı (KTEV), Haziran 1994'te, o dönemin Milli Eğitim Bakanı Mehmetali Talat’ın döneminde kuruldu. Milli Eğitim Bakanlığı, okullara ve kamu okullarına yapacağı katkılarda kendi bütçesinin yetersiz kaldığı durumlarda, kamu okullarını geliştirmek veya ekonomik yoksulluk yaşayan, derslerinde başarılı öğrencilere destek olmak ayrıca bilimsel, sanatsal ve kültürel çalışmalara alan açmak için vakfımız kuruldu.
“Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı olarak 3 okul inşa ettik”
Soru: Kıbrıs Türk toplumuna yönelik kaç yıldır yardımlar sürdürüyorsunuz? Ne gibi desteklerde bulunduğunuzu anlatabilir misiniz?
Umure: Önceliğimiz kamu okullarının ihtiyaçları veya kamu okullardan eğitim alan başarılı ancak ekonomik yoksulluk yaşayan çocuklarımıza destek olmaktır. Daha sonrasında, eğitime ve kültürel sanata destek olacak faaliyetler yürütmek, bunları yaparken toplumun çeşitli kesimleriyle iş birliği yaparak, onlardan görüş alarak yola çıkıyoruz.
1994 yılında kuruluş çalışmalarımızı tamamladıktan sonra, Milli Eğitim Bakanlığıyla yaptığımız protokol çerçevesinde, vakfa gelir yaratmak amacıyla okul kantinlerinin ihale süreçlerini ve bir kısım okul kantinini de Eğitim Vakfı’nın işletmesi için protokoller imzalamaya başladık. Halen kesintisiz olarak Milli Eğitim Bakanlığıyla protokol imzalayarak, kamu okullarının ihale süreçlerini ve ödemelerini yürütüyoruz.
Ayrıca kendimize öz kaynak yaratmak adına, 13 okulun kantinini işletiyoruz. Buradan edindiğimiz öz kaynakları, yine kamu okullarının ihtiyaçları doğrultusunda kullanıyoruz.
Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı olarak 3 okul inşa ettik, bu okulların ikisi ana okul ve biri ilkokul olacak şekilde inşa edilip Milli Eğitim Bakanlığına devrettik. Bu 3 okulu inşa ederken, bölgelerdeki ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak, Milli Eğitim Bakanlığının yönlendirdiği araziler üzerine, Mimar Mühendisler Odası’ndan veya toplumdaki uzman kişilerden gönüllü destek alarak, tamamen Eğitim Vakfı’nın öz kaynaklarıyla gerçekleştirdik.
KTEV’in inşa ettiği okullar:
- KTEV Ana Okulu (Lefkoşa)
- KTEV Alasya Anaokulu (Gazimağusa)
- KTEV Şht. Hasan Cafer İlkokulu (Girne)
Ayrıca kurulduğumuz günden beri, laboratuvar, spor alanları, müzik aktivite odaları veya eğitime destekleyici materyaller ya da kırtasiye malzemeleri olarak bu desteklere devam ediyoruz.
“Hedefimiz 150 çocuğa burs ve eğitim paketi sağlamak”
Soru: 30’uncu yıl için hedefleriniz nelerdir?
Umure: Pandemi dolayısıyla zorlu bir süreçten geçtik, bu süreçte gelir kaynaklarımız doğal olarak sıfırlandı. Ancak bizler, ekonomik yoksulluk yaşayan çocuklarımızın online eğitim almaları gereken süreçte, gerek internete erişimleri, gerekse tabletlere erişimleri konusunda onlara destek olabilmek adına pandemi döneminde kesintisiz olarak burs alan çocuklarımızın burslarını vermeye devam ettik. Tüm bunları, kendi öz kaynaklarımızla yaptık.
Geçtiğimiz yıl (2023), 134 burs ve eğitim paketimiz olacak şekilde en yüksek rakama ulaştık. 30. yılımızdaki hedefimiz, 150 çocuğa burs vermek ve birçok çocuğa eğitim paketi sağlamak. Ayrıca, kamu okullarının ihtiyaçlarına göre, maksimum düzeyde onlara destek olmak istiyoruz.
“Tuncer Bağışkan’ın anısına yarışma düzenleyeceğiz”
Soru: Eğitim alanında hangi projeleri ve programları yürütüyorsunuz?
Umure: Eğitime katkı olarak kesintisiz sürdürdüğümüz, kompozisyon yarışmaları, kitap ayracı yarışmamız, atık malzeme heykel yarışmamız ve dans şöleni yarışmamız var. Tüm bu yarışmaları yaparken öğretmenler sendikalarıyla ve sanatsal çalışmalarımızı, sanat komitemizle ve onların yönlendirmesiyle birlikte gerçekleştiriyoruz. Özellikle katılımcıların en yoğun olduğu iki yarışmamız ‘kompozisyon’ yarışması ve ‘kitap ayracı’ yarışmamız.
Kompozisyon yarışmamızda; çocuklarımıza konuları belirlerken, güncel ve onların üzerinde düşünmelerini istediğimiz konuları belirliyoruz. Çocukların yazarak kendilerini ifade etmeleri bizim için çok önemli.
Kitap ayracı yarışmamızda ise; çocuklarımızı hem kitap okumaya yönlendirmek hem de küçük bir alana resim yapma becerilerini geliştirmek. Yaptıkları ayraçları kitaplarını okurken kullanmaları, bilinçlenme açısından önem taşımaktadır
Dans şöleni yarışmamızda; okuyan, yazan, herhangi bir sanatla kendisini ifade edebilme becerisine sahip olan bireyleri yetiştirmek hedefimiz.
Atık malzeme heykel yarışmamız ise; ‘niye bu malzemeler atılıyor’ sorusunu sormaları, atıkları minimize etmelerini, atık malzemeden de sanatsal dönüşüm yapabilmelerini ve düşünme becerilerini geliştirme amacına yönelik olmaktadır.
Öte yandan, 30. yılımızda Tuncer Bağışkan’ın anısına ARUCAD’la iş birliği yapıp bir yarışma düzenliyoruz. Bu yarışmada da eğitim bacağını öne çıkarıyoruz. Alt sınır 18 yaş olacak şekilde, öğrenci olma koşulu ile araştırmaya yönelmesi, Tuncer Bey’in kitaplarına yönelmesi ve araştırmacı yönlerinin geliştirilmesi amacıyla şu an da eğitim alan bireylerin katılmasını ön görüyoruz.
“Ekonomik dönüşümlere göre bağış oranları değişiyor”
Soru: Bağışlarla ayakta duran bir yapı olarak, bağış akışında son yıllarda sorunlar yaşıyor musunuz?
Umure: Sadece bağışlarla sürdürülebilir bir yapı maalesef ki ön görmüyoruz. En büyük gelir kaynağımız kantin işletmelerimiz, kitap doku evlerimiz var çelenklerimiz olmaktadır. Toplumumuzdaki ekonomik dönüşümlere göre bağış oranları değişiyor.
Bağış oranı azaldığı zaman, toplumda bir yoksullaşma var demektir. Yoksullaşma olduğu zaman vakfımızın desteğine daha çok ihtiyaç vardır, bu yüzden kendi işletmelerimizi ve öz kaynaklarımızdan gelirlerimizi artırma hedefi bizim için oldukça önemlidir. Ana hedefimiz yoksullaşma sürecindeki topluma kesintisiz destek sağlamaktır. Çünkü en çok bu dönem desteğe ihtiyaç duyulmaktadır.
“Eğitimli ve çağdaş bireylerin yetişmesi için bağışlar önemli”
Soru: Bağış için ne gibi yollar izlenebileceğini aktarır mısınız?
Umure: Arzumuz, bireylerin vakfımıza gelip, hem vâkıfımızla ilgili bilgi almaları hem de çalışma şeklimizi görmeleridir. Tabii ki buraya gelmeden de banka hesaplarımıza arzu ettikleri miktarları aktarabilirler. Aynı zamanda, bir çocuğumuza destek vermek isteyenler de burs sponsoru olabilirler. Ancak, bir çocuğumuzun tüm masraflarını karşılama zorunlulukları yoktur. Kendi gönüllerinden gelen katkıyı yapabilirler. Ayrıca, ürettiğimiz hizmetlerden faydalanmaları da bizim için dolaylı bir bağış olmaktadır. Hem kendi ihtiyaçlarını gidermiş olurlar hem de dolaylı yönden vakfımıza katkı yapmış olurlar.
Katkıda bulunanlar, çocuklarımızın daha çağdaş ortamlarda eğitim almasına yardımcı olmanın yanı sıra, toplumumuzun gelişimi için de önemli bir adım atmış olurlar. Eğitimli ve çağdaş bireylerin yetişmesi, fırsat eşitliği sağlanmasına olanak tanır. Çünkü akademik veya kültürel, sanatsal yönü güçlü olan bireylerin, diğer bireylerle eşit koşullarda rekabet etme şansı artar.
Burs verdiğimiz çocuklarımızın %80’e yakın kız çocuğu olmaktadır, bu da bizim için gurur verici bir şeydir. Ekonomik yoksunluk ya da sosyal yoksunluk, bakıma muhtaç bireylerin fazla olması veya özel gereksinimli olmasından dolayı kadınların eğitimle hayatlarını sürdürebilmesi, ekonomik olarak kimseye muhtaç olmadan hayatlarını sürdürebilme becerilerine sahip olmasını çok önemsiyoruz.
Burs alan çocuklarımızın %80’inin ortalamaları 9 ile 10 arasında olmaktadır. Kriterlerimizde önemli olan yalnızca başarı değildir, birçok etkenler vardır. Bireylerin ihtiyacına göre destek sıralaması değişkenlik gösterebiliyor.
Bu dönemde burs değerlendirmelerini yaptığımız dönemdeyiz. Her yıl artan bir burs müracaatımız var, bu durum bir yönden bizi sevindiriyor, çünkü toplumumuzda farkındalığın Eğitim Vakfı açısından arttığını görüyoruz. Ama bir yönden de yoksulluk oranı artması burs alan çocuklarımızın büyük bir kısmı sosyal yardım alan veya tek ebeveynli çocuklarımız olmaktadır.
Birinci koşulumuz bireylerin KKTC vatandaşı olmasıdır. Ancak KKTC vatandaşı olmayıp da gerçekten ihtiyacı olması durumunda, örneğin Mülteci Hakları derneğine de, onların talepleri doğrultusunda destek olmaya çalışıyoruz. Çeşitli nedenlerden dolayı sistemin dışında kalan bireylere de eğitim desteği vermeye çalışıyoruz.
Vakfa daha çok destek topluma daha çok destektir!