Ceren TÜCCAROĞLU
Zaman, sadece beş harften oluşan ancak her şeyin ilacı olduğunu söylenen bir kelime. Peki, zaman kavramı bizim memleketimizde işe yaradı mı? Yoksa zaman geçtikçe iddia edildiğinin aksine her şey daha da mı kötü oldu?
Hepimizin çok iyi bildiği o olayları burada tek tek sıralamayacağım çünkü yaşarken yeterince zor, mide bulandırıcı ve vasattı.
Vasat denilince aklınıza neler geliyor? Misal benim aklıma hükümet edenlerin mecliste çıkıp da “evet biz şu anda anayasayı ihlal ediyoruz” demesi geliyor. Bile isteye hukuku yok saymaları, memleketi çıkmaza sürüklemeleri, halkı bu ülkeden bıkacak raddeye getirecek işler yapmaları geliyor. Şu an açıp baksanız yapılan tek bir tane doğru düzgün bir şey bulamazsınız. Hepsi vasat. Hatta vasat ötesi…
Memleket sürekli bir skandalla, yolsuzlukla, iş bilmezlikle çalkalanıyor. Çalkalanıyor çalkalanmasına da peki biz ne yapıyoruz? Kendi adıma konuşacak olursam koca bir hiç. Hiçbir şey yapmıyorum, aslında işin doğrusu yapmak içimden gelmiyor. O çok kızdığım ve eminim pek çok kişinin de kızdığı bir haldeyim. Yalnız da değilim, biliyorum. Buna ne sebep oldu onu da çok iyi biliyorum.
Umutlarını almışlar, tutunduğun dalları kırmışlar. Torpille, yalakalıkla, bitmek bilmeyen ego savaşıyla kendi ülkesinden bıkan bir toplum meydana getirmişler.
İş yerimizde, kendi arabamızda ve hatta kendi evimizde dahi güvende hissetmediğimiz ve yüksek ihtimalle de güvende olmadığımız bir dönemden geçiyoruz. Toplum olarak her yanımız korku, şiddet, endişe ve umutsuzlukla çevrilmiş durumda. Kaygılıyız çünkü bizler geçinemiyoruz. Korkuyoruz çünkü her geçen gün birer birer canlarımız alınıyor.Ve bıkmadan tekrar söylüyorum umutsuzuz. Öyle çok umutsuzuz ki anlatmaya sayfalar yetmez. Çünkü bir toplum yok oluyor.
Bizi biz yapan değerlerimizi, özelliklerimizi ve cennetten bir parça dediğimiz bu adayı yitiriyoruz, yok oluyoruz. Her geçen gün eksildikçe eksildik. Yarattıkları bu korkunç düzenden ötürü çok eksildik ve eksilmeye de devam ediyoruz.
Hiçbir şey duymak, bilmek istemiyorum dediğim bir dönemden geçtim/geçiyorum. Emin olun benim gibi bu ülkeye aşıksanız yapamıyorsunuz. Başınızı çevirip yokmuş gibi davranamıyorsunuz. Kafamızı çevirdiğimizde o sorunlar yok olmuyor çünkü. Biliyorum çok zor. Biliyorum hepimiz gerçekten bıktık. Bu korkunç düzende yitirdiklerimiz için, dönmek isteyip dönemeyenler için, o eski güzel toplumumuz için yok olmayalım. Bu korkunç düzenin bitmesi için biraz daha savaşalım olur mu?