Serkan SOYALAN
Kanal Sim izleyicilerinin ekranlardan tanıdığı Vasfi Kuni, ekranlardan izleyicisi ile buluşturduğu programı, ‘Ada Balıkçısı’nı kitaplaştırdı. Okuyucularına ülkemizde balık avcılığını anlatan Kuni ile, kitabı ve ülkemizde amatör balık avcılığı üzerine bir söyleşi yaptık.
• Öncelikle sizi tanıyalım. Vasfi Kuni kimdir?
• 1985 yılında Lefkoşa’da doğdum. Dikmen’de hayatıma başladım, evlenince Lefkoşa’ya yerleştim. Kanal Sim’deki görevime 6 yıldır devam ediyorum. 1 yıldızlı serbest dalgıcım (level 1 freediver).
• ‘Ada Balıkçısı 1’ isimli kitabınız raflardaki yerini aldı. Kitabın çıkış fikri nasıl doğdu?
• 4 yıl önce “Ada Balıkçısı” isimli bir televizyon programına başlamak niyetindeydim. Sadece zıpkınla balık avı konulu bir program olacaktı. Ancak video eksiklerimiz vardı. Biz de olta avcılığı dallarında bulunan spin, surf casting, jiging ve shore jig gibi branşlarla ilgili çekimler yapıp izleyicilerimize sunmak istedik. Bunun yanında bilgi toplamak adına bu konularla ilgili kitapçılarda kitap aramaya başladım ve bulamadım. Netice olarak ülkemizin bu kitaba ihtiyacı olduğunu düşündüm. 4 yıl boyunca yaptığım araştırmalarla, programıma katılan tecrübeli ve amatör balıkçıların aktardıklarını, kendi yaşadığım tecrübelerle harmanladığımda kitabı şekillendirdik ve amatör balıkçılara sunduk.
AVLANMA İÇGÜDÜSÜ
• Siz balık avcılığına ve dalmaya nasıl başladınız?
• 12 yaşımda iken anten kamışla sokan avlayarak başladım balık avcılığına. İlk zıpkını elime aldığımda 14 yaşındaydım, yanımda amcam vardı. O zaman eğitim veren bir kurumumuz olmadığından, deneme yanılma yöntemleriyle öğrendim. (Ne yazık ki, eğitim veren kurumumuz henüz daha yok) 18 yaşıma gelince, üniversite yılları, daha sonra askerlik görevi de araya girince uzunca bir ara vermek zorunda kaldım. Bu arada olta ile balık avcılığım devam etmekteydi, denizden hiç kopmadım. 25 yaşıma gelince tekrar dalışlara başladım. Çok zaman geçirmeden serbest dalış eğitimi almaya başladım. Her canlıya doğuştan gelen avlanma içgüdüsü ile başladığımız balık avcılığı, bende artık bir tutku halini, bir yaşam tarzı halini aldı.
• Ülkemizde balıkçılık bilinci nasıl?
• Bazı arkadaşlarımız kızabilir ama malesef 50 yaş ve üstü büyüklerimizin çoğunluğunda pek bilinç yok. Veya biliyorlar ama işlerine gelmiyor. Çünkü yavru balıkları avlayıp telef etme hareketini en çok onlarda gördüm. Ama 15 – 35 yaş arası arkadaşlarımızın çoğunluğunda yasal ölçülere uyma ve yavruları koruma bilinci var. Gelen yeni jenerasyonun daha bilinçli olduğunu gözlemledim. Unutulmaması gereken kıyıdaki yavru balıklar, geleceğin büyük balıklarıdır.
“BALIK DENİZ KOKARSA YENİLİR”
• Ada ülkesindeyiz ancak balık ve balık ürünlerini az tüketiyoruz. Bu konuda sizlerin düşünceleri nelerdir?
• Balık tüketicisi en azından benim çevremde çok. Balık tüketmeyenlerin, fiyatından dolayı tüketmediğini sanmıyorum, çünkü her bütçeye uygun fiyatlarda balık piyasada mevcuttur. Konserve veya donmuş ithal balıklar yerine bizim denizimizden çıkan taze balıkları tüketmek en sağlıklısıdır. Bu arada bir balık deniz kokarsa yenilir, balık kokarsa tazeliğini yitiriyor demektir.
• Balık zenginliği açısından denizlerimizin durumu nedir?
• Bundan 10 yıl önce yakaladığımız balıkların veya su altında gördüğümüz balıkların neredeyse yarısını dahi denizimizde göremez olduk. Bunu ben geçmişteki avcıların bilinçsizce yaptığı küçük balık avlarından kaynaklandığına bağlıyorum. Bir balık avlanmadan önce en az bir kez üreme yapması gerekir. Her balığın farklı olgunlaşma ölçüsü vardır. Kitapta balığın türüne göre avlanabilen asgari boy ve ağırlıklar mevcuttur.
• Yine kitaba dönecek olursak, kitabın okuyucuyla buluşma safhasında kimler yol arkadaşlığı etti sizlere?
“DENİZE YALNIZ GİRİLMESİN”
• İsimleri tek tek sayacak olursak ciddi bir liste önümüze çıkar. Atlayacaklarımız olabilir, bütün balıkçı dostlarımız ve gençlerimiz bizim için değerlidir, onları ayırt etmek olmaz.
• Okuyucularımıza son olarak neler söylemek istersiniz
• Balık avının en önemli etkisi psikolojik ve ruhsal dinlenmeye yardımcı olmasıdır. Günün veya haftanın stresinden sizi uzaklaştırır. Balık yakalayanların yüzündeki mutluluk zaten herşeye değer. Yeni başlayan zıpkıncılara tavsiyem; tüfek , palet, gözlük vs. almadan önce dalış yapmayı öğrensinler. Havuzda bir dalış eğitmeninin yanında kapasitelerini geliştirsinler. Eğer 25 metre yatay dinamik apnea yapabiliyorlarsa, o zaman zıpkınla balık avına başlamalıdırlar. Kendi kapasitelerini bilmeden ve de yalnız kesinlikle denize girmesinler. Son olarak ailelere diyeceğim; çocuklarınızı balık avına alıştırın. Çünkü alkole, sigaraya ve uyuşturucuya harcayacak zamanı ve parayı bulamazlar.