Kıbrıslı Rum eski başkanlarından Yorgos Vasiliu, “Kıbrıs sorununda mümkün olana geri dönmeliyiz” dedi.
Vasiliu, otobiyografisinin ikinci cildini yayınlaması vesilesiyle Politis’e özel söyleşi verdi. Vasiliu, başkanlığı döneminde Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile New York’ta yaptıkları son müzakerelerde “Denktaş ya Ghali Fikirleri’ni kabul edecek veya Maraş’ın iadesi de dahil yaptırım uygulanacak” denilen meşhur 789 sayılı kararın çıktığını ancak ardından Rum başkanlık seçimlerini kaybettiği için bu hareketliliğin sonlandığını hatırlattı.
Vasiliu “Klerides’e ‘Glafko, Allah için birlikte yarattığımız çizgiyi terk etme’ dediğimi hatırlıyorum. Elbette, bu olmadı. Klerides, Ghali Fikirleri’ni reddetti ve Denktaş tam beraat aldı. Fırsat kaçırıldı” ifadelerini kullandı.
Crans Montana sürecinin çöküşünün, kendisi için en büyük trajedi olduğuna dikkat çeken Vasiliu duygularını “bana bıçak soksaydınız, kan akmazdı, o kadar üzgündüm” sözleriyle anlattı. Vasiliu, BM Genel Sekreteri’nin “tarihi bir fırsat kaçırıldı” dediğini ancak kimin suçlu olduğunu söylemediğini vurguladı.
“Ben haklıyım, başkası suçlu demek yetmez…”
Vasiliu, röportajda şu ifadelere yer verdi:
“Ben haklıyım, başkaları suçlu demek yetmez. Önemli olan, sonrasında ne yaptığındır. ‘Supia’daki vukuat endişe yarattı. İlk kez kutsal, ihlal edilemez MEB’in öyle olmadığını anladık. Deneyimim, istediğinin adil olduğunu söylemenin yeterli olmadığını söylüyor. Kıbrıs sorununu çözmek istiyorsak arzu edilenin değil, mümkün olanın gerçekçi şekilde görmemiz ve bu mümkün olanı müzakereler yoluyla başarmaya çalışmamız gerekir. Aksi halde geriye gideriz.
Bugünkü Türkiye ve Erdoğan’la olur mu diye bir şey yok. Türkiye her zaman aynıydı. Erdoğan konusu değil. Türkiye’nin bölgemizdeki en büyük güç olduğunu anlamamız gerekir. Bir ara, Kıbrıs sorununun çözümünün kendisinin de menfaatine olduğuna ikna olmuştu. O zaman bunu yapabilirdi çünkü Avrupa ile iyi geçinmek istiyordu. Şimdi neden Doğu Akdeniz’in dışında tutulmak istesin. Caydırabilecek durumda mısın? Kıbrıs sorunu çözülmezse doğal zenginliğimizi değerlendiremeyeceğiz ve hiçbir ülke Türkiye ile savaşa girmek istemeyecek. Büyük yatırımlar olabilmesi için güvenlik olması gerekir.
Müzakerelere, mümkün olan için mücadele etmeye gidelim. Hangisi mümkündür, bilmiyorum. Biçimlendirmek de istemiyorum. Başkan, Kıbrıs’ı yeniden birleştiren olarak hatırlanmak istediğini söyledi. Olacak mı? Türklerin bize zarar vermesi için savaş yapması gerekmediğini de anlamamız gerekir. Hatırlayın, Kammenos Kıbrıs’a geldiğinde uçakların uçmasına karşı çıkmış, Ulusal Konsey’de söylemiştim. Bana ‘Bak Türkler ne yapacak’ cevabını verdiler. İtiraz edersen sana, fırsat verdin derler. Yazın, Protara üzerinde uçmaya başlarlarsa, ana silahımız olan turizm zarar görecek. Türkiye, Doğu Akdeniz’deki oyunda bir oyuncu olmasına olanak tanıyacak çözüm olabileceğini bilseydi, şu anda iyi olurdu”