Sendikal Platform’da örgütlü dokuz sendika, yaptığı ortak yazılı açıklamada, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşları ile yapılan evlilikler ve bu evliliklerden doğan çocukların Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alamamasına yönelik sorunun bir an önce çözülmesi için çağrıda bulundu.
Bu nedenle 6300 kişinin çeşitli sebeplerle Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alamadığı belirtilerek, 30 bin kişinin de bu durumdan etkilendiği kaydedildi.
Açıklamada, yaşanan toplumsal çatışmalar ve adanın etnik olarak bölünmesinden kaynaklı sıkıntılar olduğu ifade edilirken, bu konuda Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarının samimi ve yasal adımlar atmaktan “kamuoyu baskısı” gerekçesiyle kaçındığı ifade edildi.
Gelinen aşamada yasal mücadele verildiği anlatılırken, buna ilişkin; “Bu çerçevede Kıbrıs Cumhuriyeti alt mahkemesinde Eda Hançer Akkor’un açtığı dava alt mahkemede olumsuz sonuçlanmış olup, geçtiğimiz hafta dava istinaf mahkemesine(supreme court) taşınmıştır. Bu dava toplumsal bir konu olduğu ve bir insan hakkı olarak sendikalarımızın başlattığı birçok vatandaşımızın sendikalarla birlikte yaptığı mücadeleye katkı yapacağı ve örnek oluşturacağı için tüm mahkeme masrafları Sendikal Platform üyesi KTÖS, KTOEÖS, DAÜ-SEN, KTAMS, KOOP-SEN, BASIN-SEN, ÇAĞ-SEN, DEV-İŞ ve BES tarafından karşılanmıştır. İstinaf mahkemesinden olumsuz yanıt çıkması durumunda konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıma konusunda tüm sendikalar kararlıdır. Sendikalar olarak her alanda olduğu gibi bu konuyu da toplumsal bir görev bilmekteyiz.” denildi.
Sendikalar, Kıbrıs Cumhuriyeti yetkililerine mağdur olmuş vatandaşlar adına çağrıda bulunarak, bu konunun siyasi iradenin kararı ile mahkeme süreçleri beklenmeden çözülmesi gerektiğini belirtildi.
Yapılan yazılı açıklamada ayrıntılarıyla şu ifadeler yer aldı:
“Kıbrıs sorununun yarattığı en önemli sosyal sorunlardan biri Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşları ile yapılan evlilikler ve bu evliliklerden doğan çocukların Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alamamasıdır.
Yaşanan toplumsal çatışmalar ve adamızın etnik olarak bölünmesi, iyimser bir tahminle 30.000 kişinin Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı almasına engel çıkarmıştır. Yaptığımız bir çalışma ile şu ana kadar 6300 kişinin çeşitli sebeplerle Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı alamadıklarını kayıt altına aldık.
Emperyalizmin iki toplumu çatıştırma oyunları ve 1974’te adamızın fiziki olarak ikiye bölünmesi neticesinde yaratılan statükonun kurbanları arasında karma evlilik yapanlarla onların çocukları da vardır.
“Bir bireyin kiminle evleneceğine devletler karar vermediği gibi, bir bireyin anne ve babasını belirleme hakkı da yoktur”. Bu gerçekler ortada dururken Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı meselesini siyasi bir malzeme ve pazarlık konusu olarak gören Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarında oturan Rum elitlerinin zihniyetini kabul etmek mümkün değildir. Kıbrıslı Türkler toplum olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir parçasıdırlar ve 1960 Anayasası, Londra ve Zürih antlaşmaları ile siyasi eşitlik temelinde toplumsal hakları güvence altına alınmıştır. Uluslararası antlaşmalar, hukuğun üstünlüğü ve temel insan hakları çerçevesinde Türk-Rum ayrımı yapmadan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarının sorunlarını çözmek esas olmalıdır. Kıbrıs’ta yaşanan siyasi gelişmelerden ve adanın bölünmesinin yarattığı hak ihlallerinden bireyleri sorumlu tutmak, adamızın kalıcı bölünmesine hizmet etmekten başka bir işe yaramaz.
Konu ile ilgili yaptığımız tüm siyasi girişimlere olumlu yaklaşıldığını söylemek mümkün değildir. Kıbrıs Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı bünyesinde kurulan ve Kıbrıslı Türkler’in vatandaşlık sorunları ile ilgilenecek birim çalıştırılmamıştır. Bu konuda Kıbrıs Cumhuriyeti makamları samimi ve yasal adımları atmaktan “kamuoyu baskısını” gerekçe göstererek sürekli kaçınmışlardır
Gelinen durumda yasal mücadele kaçınılmaz olmuştur. Bu çerçevede Kıbrıs Cumhuriyeti alt mahkemesinde Sn. Eda Hançer Akkor’un açtığı dava alt mahkemede olumsuz sonuçlanmış olup, geçtiğimiz hafta dava istinaf mahkemesine(supreme court) taşınmıştır. Bu dava toplumsal bir konu olduğu ve bir insan hakkı olarak sendikalarımızın başlattığı birçok vatandaşımızın sendikalarla birlikte yaptığı mücadeleye katkı yapacağı ve örnek oluşturacağı için tüm mahkeme masrafları Sendikal Platform üyesi KTÖS, KTOEÖS, DAÜ-SEN, KTAMS, KOOP-SEN, BASIN-SEN, ÇAĞ-SEN, DEV-İŞ ve BES tarafından karşılanmıştır. İstinaf mahkemesinden olumsuz yanıt çıkması durumunda konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıma konusunda tüm sendikalar kararlıdır. Sendikalar olarak her alanda olduğu gibi bu konuyu da toplumsal bir görev bilmekteyiz.
Buradan Kıbrıs Cumhuriyeti yetkililerine mağdur olmuş vatandaşlar adına sendikalar olarak çağrımızdır, bu konu siyasi iradenin kararı ile mahkeme süreçleri beklenmeden çözülmelidir.
Sendikal Platform içindeki KTÖS, KTOEÖS, DAÜ-SEN, KTAMS, KOOP-SEN, BES, BASIN-SEN, ÇAĞ-SEN, DEV-İŞ”