Yanlışta ısrar etmenin anlamı yok.
Ya da daha fazla ‘gerilim’ yaratmanın.
Türkiye Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ülkemizde bir ‘KOORDİNASYON OFİSİ’ açması yönündeki ‘karar’ geri alınmalıdır.
Hukuki sorun var...
Demokratik sorun var...
Ve dahası bu gelişmenin ‘psikolojik’ bir etkisi var toplum üzerinde...
Böylesi adımlar ‘Türkiye’ye yönelik ‘karşıtlık’ doğurduğu gibi toplumun ‘kendine güvensizlik’ duygusunu da körüklüyor.
***
Üstelik anlamıyorum da!..
Bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti’nin BÜYÜKELÇİLİĞİ var...
Daha ne olsun ki?
BÜYÜKELÇİLİK yetmiyor mu, Türkiye’nin Kıbrıs’taki temsiliyetine!..
Nerede eksik kalıyormuş Büyükelçilik!..
BÜYÜKELÇİLİK bir yana, bir de TC Yardım Heyeti var, fazladan...
Yardım Heyeti’nin neredeyse BAKAN yerine geçen, hemen her alanda Müşavirleri var...
Bunların üzerine bir de KOORDİNASYON OFİSİ, Kıbrıs’ın kuzeyini tümüyle bir ‘ALT YÖNETİM’e çeviriyor.
***
Hayır, gerçekten de işin pratiğinde ‘ihtiyaç’ın ne olduğunu anlamıyorum.
Diyelim ki, Türkiye Gençlik Bakanlığı, gençlerin eğitimi için bir program yapacak.
Bizim Gençlik Dairemize bir yazı yazarak, ortak toplantılar yaparak bunu başaramaz mı?
Spor Bakanlığımız ile ortak çalışma yürüterek ‘kamplar’ yapamaz mı?
1974’ten beri böyle yapmadı mı?
Diyelim ki ‘mali destek’te bulunacak, Maliye Bakanlığı ve TC Yardım Heyeti eliyle zaten bunu yapmıyor mu?
Yani işin pratiğinde nasıl bir eksiklik, aksaklık, ihtiyaç var ki ayrıca ‘Koordinasyon Ofisi’ne ihtiyaç duyuluyor, anlamıyorum.
Bu durumda da ‘şeytanın avukatlığı’ devreye giriyor ve şu sorular ister istemez beynimizde oluşuyor:
- Hedef başka mı?
- Farklı misyonlar var mı?
***
Israr etmenin, gerginlik yaratmanın, sinir bozmanın anlamı yok.
Vazgeçiniz, olsun bitsin işte...