Ve Baf

Ve Baf

Yazı Dizisi: 10

 

Erdinç Gündüz

Leymosun’da sadece bir gece, konser gecesi kaldık. Ertesi sabah,  iki arabayla, bizim 1963 sonrasını hiç bilmediğimiz Baf’a hareket ettik. Güle oynaya devam eden yolculuğumuz,  Baf’a çok yaklaştığımız sırada, Aşelya Çiftliği olarak bilinen çiftliğin önlerinde kesildi.  Yolda bir Rum polis barikatı vardı.  Sanki bizi bekliyor gibiydiler. Arabalarda ne varsa herşey indirildi. Didik didik edercesine bir yoklama başlamıştı. Bir başka polis ise bizi arabanın önünde sıralamış teker teker sorguluyordu.
Bir müzik grubu olduğumuzu, Baf’a bir konser için gittiğimizi, bir gece kalıp ayrılacağımızı anlattık defalarca. Kararsız görünüyorlardı. Sonunda bir çavuş çıkıverdi ortaya. Tekrar tekrar aynı sorular sorulduktan ve aynı cevaplar verildikten sonra Çavuş, tutanak tutulacağını, tüm aletlerin  tam bir listesinin çıkarılacağını, sadece bir gece kalmak ve Türk bölgesine soktuğumuz aletleri aynen ve eksiksiz çıkarmak şartıyla geçmemize izin vereceklerini söyledi.  “Tamam. Zaten öyle olacak... Turnedeyiz. Yarın akşam yolda olmak zorundayız” dedik ve  ve sonunda geçtik.

*  *  *

Baf’ın Türk mahallesi olan Mutallo’nun girişindeki Türk barikatında da heyecanla bizi bekleyenler vardı.  Türk polisleri, Baf Sancağından yetkililer falan. Belli ki, Aşelya Çiftliği yakınlarında durdurulduğumuzdan haberleri vardı.  Orada da nazikçe sorgulandık. Olanları anlattıktan sonra da bir otele yerleştik ve hemen konser vereceğimiz sinema salonuna koştuk.  Bu arada, bisikletler üzerindeki seyyar çığırtkanlar sokaklarda dolanarak konser duyuruları yapmaktaydı. “Bu akşam Büyük Konseeeerrrr.... Elektronik cihazları ile Kıbrısın ünlü müzik grubu Bayrak Kuarterrrrr bu akşaaaam......”

*  *  *

Sinema salonuna girdiğimizde bizi bekleyen kötü bir sürpriz vardı.  Bir sahne yoktu. Beyaz perdenin önü de toprak zemindi. “Olmaz.. Bir sahne lazım..” dedik.  Herkes seferber oldu. Sivili, polisi, askeri... Herkes. Ve sonunda, bizim de onayımızla  çare üretildi.  İki tane ping-pong masası getirildi Ülkü Yurdu Kulübü’nden ve beyaz perde önüne kondu. Üzerine de halı atıldı hemen.  Bir saat içinde portatif bir sahne yaratılmıştı.
Aletlerimizi kurduk. Ses-kontrollerine başlayacaktık ki,   (nasıl olduğunu anlayamadık) gitarların tellerinde kaçak elektriği farkettik.  Çok güçlü bir akım değildi ama, tellere dokunulduğu zaman çarpıyordu.  Sancaktarlık emriyle kasabanın tüm elektrikçileri alarma geçirildi hemen. Elbirliği ile uğraştılar ve o  sorunu da çözdüler sonunda.
Artık geceye hazırdık.

*  *  *

Salon tıklım tıklım doluydu.  Sahnedeki yerimizi aldığımızda çılgınca bir alkış koptu. Ayakta alkışlayanlar vardı. Enstrümental parçalarla başladık önce. Hayret ve şaşkınlıkla  yüzlerindeki ifadelerden anlaşılıyordu. Sonradan öğrendik... Canlı olarak, ilk kez elektro gitar sesi duymaktaydı Baf halkı.  Ve de  kasabaki ilk elektro gitarlardan kurulu bir müzik topluluğu konseriydi bizimki.
Türkçe şarkılar da tamamlandıktan sonra batı şarkılarına gelmişti sıra. Bu gürültülü (!!!) müzik çok şaşırtmış ama coşturmuştu insanları.  Ayakta izleyip dans edenler bile vardı.  Taşkınlık gösterenlerin (!) başında da polisler görünüyordu hemencecik.
Ve son’da,  dakikalar süren bir alkış tufanına tutulduk. İnanılmaz bir manzaraydı. Hiç unutamayacağımız bir konserdi Baf Konseri....

---------------------------

Baf ve Rintler

  Rintler, 1960’lı yılların ikinci yarısı sonlarında Baf’ta kurulmuş bir pop-müzik grubuydu.  Hüseyin Irkad Hoca’nın da girişimi, teşvikleri ve desteğiyle çalışmalara başlamış, kısa sürede Baf bölgesinin popüler-müzikteki ilk ve tek grubu olmuştu.  ‘Rintler’ ismini de Irkad Hoca koymuştu. Grup, çalışmalarını 1974’e kadar devam ettirmiş, 1974 Barış Harekatı sonrasındaki büyük  ‘göç’le beraber dağılmıştı.  Son  kadrosu solist Arif Edizer, gitarda Tema Irkad, basta Ahmet İsmail ve klavyede Savaş Berberoğlu’dan  oluşuyordu.

Dergiler Haberleri